Sigmund Freud, psikoloji alanında yaptığı çalışmalarla tüm dünyaya adını duyurmuştur. 1856-1939 yılları arasında yaşayan Avustralyalı nörolog, aynı zamanda psikanalitik kuramının da kurucusudur. Üstünde çalıştığı vakaların birden çoğu tek başına günümüze kadar adını yaşatmayı başarmıştır. Bu yazımızda bahsedeceğimiz Dora Vakası da bunlardan biri.
Dora, Sigmund Freud’un, bitmek bilmeyen ve sebebinin belirlenemediği bir öksürük yüzünden kendisine danışan Ida Bauer’a verdiği takma isimdir
18 yaşındaki Dora’nın öksürüğü mikrobik bir nedenden dolayı değildir. Öyle çok öksürüyordur ki kimi zaman konuşmakta bile güçlük çekmektedir
Kendisini bir arkeoloğa benzeten Freud, Dora’nın sorunun anlamak için bilinçaltının derinliklerinde bir gezintiye çıkar; rüyalarını dinler, ailesel ilişkilerini araştırmaya başlar
Dora’nın babası ve abisine hayranlık beslediğini ve yakın ilişkilere sahip olduğunu. Aksine, ev işleriyle kafayı bozmuş annesiyle arasının oldukça açık olduğunu tespit etmiş
Dora, babasının aile dostlarından biri olan Bayan K ile gizli bir birlikteliği olduğuna inanır. Bayan K ile Dora’nın dostane bir ilişkileri olsa da bir zaman sonra kendisinin bu gizli birliktelik için kullanıldığını düşünmeye başlar
Bayan K, Bay K ile mutsuz bir evlilik sürdürmektedir. Dora’nın başına bu dönemde travmatik bir olay daha gelir. Bay K, kendisini taciz etmeye çalışır
Freud, iyice içine kapanık bir insan olmaya başlayan ve intihara bile kalkışan Dora’ya histeri tanısı koyar. Hidroterapi ve elektroşok tedavileri uygular ama bir sonuç alamaz
Freud, Dora’nın sorunlarının, çevresindeki yetişkinlerin çarpık cinsel ilişkilerinden kaynaklandığını tespit eder. Babası ile Bayan K’nin gizli ilişkisi, annesiyle olan kötü ilişkileri, babasına duyduğu hayranlık, Bay K’nin taciz girişimi…
Birbirine eklenen bu cinsel ilişkiler yumağı Dora’nın ruhsal sorunlarına sebebiyet veriyordu. Sigmund Freud ise tüm bunlardan oldukça ilginç bulgulara ulaşır
Freud’a göre Dora, babasına beslediği hisler sonucunda, babasının ilgi duyduğu Bayan K’nin kronik öksürüğünü kopyalamış ve bilinçaltına işleyerek bitmek bilmeyen bir öksürüğe sahip olmuştur
Dora Vakası, psikanalizde birçok kapı açmıştır. Problematiğin tespitinde psikosomatiğin önemini ortaya çıkarmıştır. Aşk gibi hislerin ruhsal alandaki etkiler, fiziksel sonuçlar doğurabilmektedir
Anoreksiya, kendine zarar verme, kendine zarar verme, vulva yanması gibi sorunlar da psikosomatizasyona örnek olarak verilebilir