1930’lu yıllardan beri kültler, dinsel davranış çalışmaları bağlamında sosyolojik araştırmalara konu olmuştur. Kavramın terminolojik kökenine inildiğinde “Kült” kelimesinin daha önceleri bir dini hareketin mensupları için değil, ibadet eylemi veya dini tören için tercih edildiğini görüyoruz. Latince cultus (ibadet), Fransızca culte kelimelerinden İngilizceye geçen terim, ilk defa 17. yüzyıl başlarında kullanılmaya başlanmış. Kutsallıkla ilişkilendirilen bazı kavramların cinsel menfaat için kullanılması size de çok tuhaf gelebilir. Bu listede “aşırı bağlılık” sonucunda gelişen 8 seks kültüne dair bilmeniz gereken çarpıcı gerçekleri sizin için derledik. Ünlü sosyolog Lalich’in “Ne kadar uzun süre içindeyseniz, o kadar içine batarsınız ve çıkmak da bir o kadar zorlaşır” dediği seks kültleri neye hizmet ediyor? Kişisel gelişim adı altında modern seks köleliğini servis eden toplulukların cinselliği ele alış disiplinlerine ve inanç sistemlerine yakından bakıyoruz.
1. NXIVM
Listemizin ilk sırasında ortaya çıktığı zamanlarda gündemi epey meşgul eden NXIVM yer alıyor. Belki de “Seks tarikatı” tanımlaması en çok bu topluluk ile özdeşleşmiş olabilir. Öte yandan bu kült, 1998 yılında New York’da kurulduğunda piramit sistemini benimseyen bir kişisel gelişim şirketi olarak biliniyordu. “Nexium” olarak okunan şirketin başında Keith Raniere yer alıyordu. Raniere 20 yıl süresince Hollywood yıldızları da dahil olmak üzere pek çok ünlü ve başarılı insanı topluluğuna dahil etti ve etkisi altına almayı başardı. Kişisel gelişim kursundan ders satın aldığını düşünen ve kaygılarından uzaklaşmak isteyen birçok kişi kendini bir anda seks kölesi konumunda buldu. 30 farklı ülkede 16 binden fazla mürite erişen örgüt, içlerinden bir katılımcının ABD New York Times gazetesine konuşmasıyla gizemini yitirdi ve ifşa oldu.
Popüler dizi Smallville’in yıldız oyuncularından Allison Mack, yargı sürecinde en çok konuşulan isimlerdendi. Mack, örgüte üye olan pek çok kadını çıplak fotoğraf çekmeye ve Raniere’yle cinsel ilişkiye girmeye teşvik etmekten suçlanıyordu. “Şantaj” ve “şantaj için komplo kurma” suçlamalarını kabul eden Mack, 2021 Haziran ayında üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kültün önderi olarak bilinen Raniere ise, 2018 yılının Ekim ayında hakkında ortaya çıkan seks ticareti vb. birçok suçlamadan ötürü 120 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Örgüte dair kan donduran detaylardan bir diğeri ise kadın üyelerin vücutlarına zorla yaptırılan damgalar. Bu damgalar örgüt lideri Keith Raniere’nin isminin ilk harflerini taşıyor.
2. Larry Ray – Sarah Lawrence Koleji
Raniere’nin kan donduran inanç ilkelerinden sonra ABD sınırlarında yeni bir seks kültü daha gündem oldu. Tüm ABD halkının dilinde olan davada seks ticareti, şantaj vb. 15 ayrı suçlama ile yargılanan Lawrence Ray suçlu bulundu. Larry isimli örgüt liderinin hikayesi ise oldukça şaşkınlık verici. Örgüt lideri Larry, New York eyaletinde yer alan Sarah Lawrence Koleji’ndeki bir kampüsü izlemeye başlar ve burada bir tarikat kurar. Ray, içine kapanık öğrencilerle bağ kurarak onların intihar arzusunu bildiğini ve bunun üstesinden gelmelerini sağlayabileceklerini ifade eder. Ardından birbirinden ürkütücü manipülasyon yöntemleri kullanarak hem öğrencilerin paralarını alır hem de birbirinden ilginç isteklerini kabul etmelerini sağlar.
Çok değil birkaç yıl önce açılan bir soruşturma ise Ray’in yönettiği kültü bitirmeyi başardı. Kültün önderi olan Lawrence Ray 2020 Mart ayında tutuklandığında evinin yatağında kurbanlarından biriyleydi. Kurbanlarının ifadesine göre Ray, onlara bebek bezi bağlıyor, emzik kullanmalarını istiyor ve cinsel ilişkiye zorluyordu. Mağdurlar arasında olan Claudia Drury, 19 yaşındayken külte katıldığını mahkemede ifade etti. Üstelik 4 yıl boyunca çeşitli yerlerde seks işçiliği yaparak kazandığı 2,5 milyon doları da Ray’e verdiğini açıkladı. Ayrıca Ray’in cinsel özgürleşme tavsiyelerini, yabancılarla yatarak ve bir taksi şoförüne ödeme yapmak yerine onunla cinsel ilişkiye girerek yerine getirdiğini ifade etti.
3. Children of God – the Family International
Tanrının çocukları olarak ses getiren ve kendilerini “Aile” diye tanımlayan bir tarikattan söz edeceğiz şimdi. Bahsedeceğimiz bu seks kültü 1968 yılında bir vaizin oğlu olan David Berg önderliğinde Kaliforniya sınırlarında kuruldu. Protestan örgütünden ağır cinsel suçlamalar ile kovulan Berg, ABD’de 1960’ların “serbest aşk” furyasını körükleyen bir yapılanma oluşturdu. Hatta ona inanan insanlar, Berg’in dünyanın sonunu haber veren bir elçi olduğunu ve bu nedenle onlara ulaştığını düşünüyorlardı. İncil’den bir çok sayfayı ezberleyen tarikat üyeleri, sokaklarda dolaşarak vaaz veriyor ve grup seksi teşvik ediyorlardı. Kült lideri Berg’in teşvik etmesi ile kadınların yabancılarla cinsel ilişkiye girerek tarikata eleman toplaması isteniyordu. Bu eylemin sonucunda tarikata çok fazla erkek üye katılmadı öte yandan birçok yeni bebek dünyaya geldi. Örgütten edinilen verilere göre 1974-1987 yılları arasında 224 bine yakın kişiyle seks yapıldı ve amaç sadece onları tarikata kazandırma fikriydi.
Bir başka kan dondurucu gerçek ise, bu seks kültüne göre çocukların kendi ebeveynleri tarafından cinsel istismara uğraması, pek çok kült üyesi tarafından yanlış bir eylem olarak değil, tam aksine kutsal kabul ediliyordu. Örgütün mağdurlarından Verity Carter, küçük çocuklara yönelik cinsel istismarın dahi teşvik edildiğini açıkladı. 1972 yılına gelindiğinde dünyada 130 ayrı topluluk oluşturan seks kültü, artık 10 bine yakın üyeye sahipti. Üstelik Hollywood yıldızları River ve Joaquin Phoenix kardeşler ve Rose McGowan da tarikat içinde doğdu. Pedofili suçuyla aranan ve 1971’de gizlenmeye başlayan Berg, Mo Letters adı verilen bir çizgi roman dergisi aracılığı ile grup üyeleri ile iletişimini sürdürdü. Kendisine Musa takma adını veren Berg, 1994’te Portekiz’de hayatını kaybedene kadar bu yönteme devam etti.
4. Rajneesh Hareketi – Uluslararası Osho Vakfı
Yazdığı kitaplar yok satan bir kişiden söz edeceğiz şimdi. Üstelik kurduğu vakıf hala faal. Evet, Bhagwan Shree Rajneesh’den bahsediyoruz. Rajneesh gösterişli saatleri ve onlarca sayıda Rolls Royce marka lüks otomobile sahip olduğu iddialarıyla zamanında gündemi oldukça meşgul etmiş bir kült lideri. Kendini “zengin guru” olarak tanımlayan seks lideri öldükten sonra dahi fikirleri ile hala tanınmaya ve konuşulmaya devam ediyor. Külte mensup olan kişiler turuncu renkte giyinmek ve kurucunun fotoğrafının yer aldığı bir kolye taşımak zorunda. Seksin aydınlanmak için bir yol olduğu görüşünü savunan ve cinsel enerjinin kutsallığını ifade eden kült lideri, geleneksel dinleri eleştirmesi ile tanınıyor. Cinselliği günah ile bir tutan bütün inanışların yanlış olduğunu savunan lider kendini “seks gurusu” olarak da tanımlıyor. Doğduğu ve yaşadığı ülke olan Hindistan’da ise hatırı sayılır bir mürit kitlesi yaratmayı başaran seks lideri yaşadığı yasal problemler nedeniyle 1981 yılında ABD’ye taşındı.
Külte üye olan katılımcıların yaptığı yüksek bağışlarla büyük bir servet edinen seks gurusu, Oregon’da büyük bir arazi satın alıp kendi şehrini yarattı. Binlerce insan ise mevcut yaşamlarından uzaklaşıp bu ortama dahil oldular. Rajneeshpuram topluluğunda her şey özeldi. Şehir kendi itfaiye ve polis kuruluşuna, restoranlara ve büyük bir kumarhaneye sahipti. Rajneesh’in müritleri, 1984’teki Wasco County seçimlerinde kendi adaylarının seçilmesini sağlamak için ABD’nin en büyük biyoterör saldırısını organize ettiler. Süpermarketler ve restoranlardaki salata soslarını değiştirerek yüzlerce seçmene salmonella bulaştırdılar. Bu korkunç olayın ardından Rajneesh’in yardımcısı Ma Anand Sheela, 1985 yılında cinayet teşebbüsü, yasadışı telefon dinlemesi ve illegal yollarla göçmenlerin ülkeye getirilmesi suçlamalarına itiraz etmedi. Yine bu örgüte uzanan sahte evliliklerle en az 400 kişi ABD’de yaşamını sürdürmeye başlamıştı.
1985’te ülkeden kaçan seks kültü lideri Rajneesh de bu göçmenlerin ülkeye getirilmesiyle ilgili suçlamaları kabul etti ve 400 bin dolar para cezası ödedi. Bu karar ile beraber ABD’ye tekrar girmesi kesin olarak yasaklandı. Yaşanan bu olayların ardından FBI, Rajneesh’in soruşturulmaması için federal savcılara yönelik suikast planları yapıldığını ortaya çıkardı. Oregon’da kurulan yerleşke zamanla yok oldu ancak Rajneesh çalışmalarını kendi ülkesinde devam ettirdi. Osho takma adını kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra ise 1990’lı yıllarda hayatını kaybetti. Seks gurusu şu an hala insanlar üzerindeki etkisini sürdürmeye devam ediyor. Onlarca ülkede meditasyon merkezleriyle faal olan hareketin Mumbai’deki yerleşkesine ise yılda yaklaşık 200 bin kişi akın ediyor.
5. Aravindan Balakrishnan
2016 yılında 23 yıl hapse mahkum edilen Aravindan Balakrishnan o dönemlerde uzunca bir süre gündemde kalmıştı. 8 Nisan’da hapishanede yaşamını yitiren seks kültü önderi Hindistan’da dünyaya geldi. Çevresindeki insanlar tarafından “Yoldaş Bala” olarak tanınan Balakrishnan, 10 kadın ile beraber Brixton’a geçerek kendi örgütünü kurdu. Bu esnada yaptığı açıklamalarda kendisinin “Doğa” olduğunu iddia etti. Güneş, Ay, doğal afetler ve ölümü kontrol edebileceğini ifade eden seks önderi kendine “JACKİE” takma adını verdi. Bu takma isim, Yahudilik, Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Hinduizm’in tanrılarını kapsayan bir kısaltma anlamına geliyordu. Balakrishnan, kadınları ölüm ve işkenceyle tehdit etmek için bu takma ismi kullandı. Ona inanan ve hizmet eden müritlerini sözde burjuva değerlerinden arındırmak için aileleri ile iletişimi kesmelerini ve tüm maddi varlıklarını örgüte bağışlamalarını zorunlu kıldı.
Seks kültü önderi, 1979 yılında örgüte mensup olan kadınları fiziksel ve cinsel olarak istismar etmeye başladı. Yakın tarihlerde kadınlardan birkaçı örgütten kaçmayı başardı. Balaksrishnan’ın aynı zamanda çocuğunun annesi olan Sian Davies ise 1997’de evlerinin banyo penceresinden düşerek hayatını kaybetti. 2001 yılında ise yine aynı evde başka bir kadın mutfakta ölü bulundu. 2013 yılında örgüt içinde yer alan kadınlardan biri polisi arayarak şikayette bulundu. Kült önderi Balakrishnan, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, saldırı vb. suçları işlediği gerekçesi ile hapse atıldı. Yaşamının büyük bir kısmını orada geçiren liderin kendi kızı Katy Morgan-Davies, yaşadığı ortamı “korkunç, insanlıktan çıkartıcı ve aşağılayıcı” olarak tanımladı. 30 yaşındaki kadının ifadeleri durumun ne denli kan dondurucu olduğunu açıklar nitelikteydi: “Kafese konulmuş ve kanatları kırpılmış bir kuş gibi hissediyordum”.
6. Goel Ratzon
1950 yılında Tel Aviv’de doğan İsrail asıllı Goel Ratzon, evliliğin kutsal olduğunun altını çizen bir seks kültü lideri. Hatta öyle kutsal olduğunu düşünüyor ki, 1991’de kendi seks kültünü başlatarak 32 kadına “eşim” diyerek bu fikrinin altını çiziyor. Üstelik bazılarıyla küçük yaşlarda ilişkiye girdiği ortaya çıkan seks lideri 21 eşinden en az 49 çocuğa sahip. Bütün çocuklarına da “dini kurtuluş” anlamına gelen isimler veren seks liderinin kadınları ikna etme yöntemi ise tam anlamıyla kan dondurucu! Doğaüstü güçleri olduğunu söyleyen Ratzon, kadınları ona cinsel ve maddi anlamda hizmet etmek zorunda olduklarına ikna ediyor. Hizmetine giren kadınlara ise başka erkeklerle ve kendi aileleriyle iletişime geçmelerini yasaklıyor. 2010 yılına kadar “ruhani lider” düzenini sürdüren Ratzon’un yaşamı televizyonda yayımlanan bir haberle tamamen değişmiş. Tel Aviv’de harem kuran bir seks liderinden söz eden haber polisi harekete geçiriyor.
Kadınlar ve çocukların biribirinden farklı evlerde “oldukça korkunç” koşullarda yaşadıklarını ortaya koyan haber ile beraber, Ratzon’un onların vücuduna zorla dövme yaptırdığı ve bu dövmelerde kendi ismi ya da portresinin yer aldığı ortaya çıkıyor. Ratzon tutuklandıktan sonra çarpıcı ifadelerine bir yenisi daha ekleniyor: “Kadınlar kendi istekleriyle benimle beraber ve küçük kızları okşamak tecavüz sayılmaz” Ratzon, 2014 yılında tecavüz, çocuklara cinsel istismar ve dolandırıcılık gibi suçlardan 30 yıl hapis cezası aldı. Hala hapiste olan seks liderinin oğullarından biri ise, 2018 yılında yaptığı açıklamada, babası gibi kendisinin de harem kuracağını ve 4 kadının bu konuyla ilgili olarak kendisiyle iletişime geçtiğini öne sürdü.
7. Providence
Güney Kore’de kurulan ve”Providence” adıyla bilinen tarikat, 1980 yılında Jung Myung-seok tarafından kuruldu. 1945 tarihinde doğan Jung, eski zamanlarda Moon tarikatı üyesiydi. Ancak daha sonra Hıristiyanlıktan etkilendi ve kendi kilisesini açtı. Jung o dönemlerde ona inananlar tarafından İsa’nın reenkarnasyonu olarak görüldü. Jung’un müritlerini kandırma yöntemi ise oldukça ürkütücüydü. Havva’nın Şeytan’la cinsel ilişkiye girmesiyle ilk günahın işlendiğini söyleyen kült lider, kendisiyle seks yapılması durumunda bu günahtan kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi. Birçok genç kadın ise bu yalana defalarca inandı ve kendilerini seks kültüne sundular. Tecavüz ve dolandırıcılık gibi suçlamalarla aranan kült lider, 1999 yılında kendi ülkesinden kaçtı. Hong Kong, Çin ve Tayvan’da bir süre kaçak yaşadı. 2003’te vizesinin süresini geçirdiği gerekçesiyle Hong Kong’da yakalandı ancak hemen ardından kefaletle serbest bırakıldı.
Jung Çin’de yaşarken kilisenin kadın üyelerinin rızası olmamasına rağmen Güney Kore’den kendisine getirildikleri ortaya çıktı. Japonya’da da günde en az 10 farklı kadına “sağlık kontrolü” adı altında farklı uygulamalar yaptığı belirtildi. Kült lider Tayvan’da da benzer suçlamalarla adından söz ettirdi. 2007 yılında Çin’de yakalanarak Güney Kore’ye iade edilen Jung Myung-seok, tecavüz ve benzeri suçlamalardan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Jung cezasını çektikten sonra 2018 yılının Şubat ayında serbest bırakıldı. Avustralya’dan Kanada’ya, Almanya’dan Güney Afrika’ya kadar pek çok ülkede işleyişine devam eden tarikat, on binlerce kişi tarafından hala takip ediliyor.
8. Church of the Most High Goddess
Seks kültleri listemizi “Church of the Most High Goddess” ile tamamlıyoruz. “En Yüce Tanrıça’nın Kilisesi” 1984’de ABD sınırlarında Mary Ellen ve Wilbur Tracy tarafından kuruldu. Kendilerini Mormon olarak tanıtan çift, 24 Nisan 1984 tarihinde göklerden onlara vahiy geldiğini iddia ettiler. Okuduğu üniversitenin kimya bölümünden onur derecesiyle mezun olan 1943 doğumlu Mary Ellen Tracy o anları şöyle dile getirdi:
O an deneyimlediğim şey, düşüncelerimin çok ötesindeydi. Algım bana aydınlanma olarak öğretilen şeyle tamamen bozulmuştu. İşte o zaman önyargılarımı, yani o güne kadar gerçek olarak gördüğüm ancak aslında yanlış olduğunu anladığım şeyleri bir kenara atıp deneyimi anlamlandırmaya başladım.
Bu deneyimden sonra külte inanan kişiler Antik Mısır inançlarını araştırdılar ve Neopaganizm’den de etkilenerek Mary Ellen’ı “En Yüce Tanrıça” ilan ettiler. Artık “Sabrina Aset” olarak da tanınan Mary’nin görevi, ruhsal arınma için yapabildiği kadar çok kişiyle seks yapmaktı. Ellen bu yolla, müritlerini ilahi yola soktuğuna inanıyordu. 1989 yılında Ellen’a açılan davada mahkeme bunu bir inanç değil, düpedüz fuhuş organizasyonu olarak nitelendirdi. 46 yaşındaki Ellen ve 51 yaşındaki Wilbur’a fuhuş dolayısıyla birkaç ay süresince hapis cezası verildi ve kiliselerine mühür vuruldu. 2 bini aşkın müride ulaştığını dile getiren Mary, mahkeme kararından sonra “Ben bir fahişe değilim, bu olay beni çok incitti. Ben çok samimi ve dürüst bir insanım” ifadeleri ile dikkat çekti.
Yaşanan olayların ardından seks kültü lideri Mary Ellen, aynı yıllar bir televizyon programı sundu ve cadılık, pornografi, kadın orgazmı, cinsellik ve din ile ilgili görüşlerini müritleri ile paylaştı. Dijitale olan ilginin artması ile beraber Ellen’in paylaşımları 1997’den sonra goddess.org sitesinde faaliyetine devam etti. Şu an 80’li yaşlarına yaklaşan Mary Ellen Tracy artık faal olarak görünmese de hikayesi konuşulmaya devam ediyor.
İlginizi çekebilir:
Peep Show: New York Seks Endüstrisi ve Yetişkin Tiyatroları Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Şey