Kategoriler
ListeList Özel

Japon Mafyası Yakuza Hakkında Duyunca Çok Şaşıracağınız 12 Gerçek

Yakuzalar genellikle Meksikalı uyuşturucu kartelleri ya da yeraltının karanlık örgütleri ile karşılaştırılır. Ancak görünenin ötesinde, Yakuzalar bundan çok daha fazlasıdır. Popüler kültürde Yakuza temasının sıkça işlendiğini görüyoruz. Bu mecralarda Yakuza acımasız, güçlü ve korkutucu bir grup olarak tasvir edilir. Çoğu insanın bu topluluk hakkında bildiği en korkunç detaylar ise ilginç dövmeler ve kısaltılmış serçe parmaklardır. Peki “Japon Mafyası” olarak bilinen Yakuza nedir? Karanlık topluluk Yakuza neye hizmet ediyor? Kan donduran gelenekleri neler? Detaylara birlikte bakıyoruz.

1. Cezalandırıcı nitelikte olan parmak kısaltma ritüeline ‘Yubitsume’ denir

yakuza

Yakuza ile ilgili en belirgin uygulamalardan biri ‘yubitsume’ adı verilen bir tür ceza yöntemidir. Parmak kısaltma anlamına gelen bu gelenek Japon kumarbazlar veya bakuto tarafından kullanılan bir ceza fikri olarak başladı. Yubitsume; suçlu, sürgün veya infaza uygun olmadığında, ancak kişi ciddi bir suç işlediğinde gerçekleştiriliyor. Yani bu uygulamanın suç işleyen kişiyi zayıflatmak ve suçluyu patronuna daha bağımlı hale getirmek için tasarlandığını söylemek mümkün. Yubitsume genellikle kişinin serçe parmağındaki üst eklemin kendi kendine kesilmesini ifade ediyor. Bazı durumlarda ise suç işleyen kişiler bu geleceği örgüt üyelerine bırakmadan kendileri uyguluyor ve bunun bir özür yöntemi olduğuna inanıyorlar. Eski Yakuza üyelerinden Tadamasa Goto yaşadığı bu durumu şöyle özetliyor: “Gidip özür dileyemezdim. Benim bir gururum var. Bunun yerine parmaklarımdan birini kesip Kawauchi’ye özür niteliğinde getirdim.”

Ulaşılan verilere göre yubitsume uygulaması artık eskisi kadar yaygın değil. Ancak 1993 tarihli veriler Yakuza üyelerinin %45’inin en az bir parmak ekleminin olmadığını gösteriyor. Öte yandan bu kişilerin %15’i ritüeli iki veya daha fazla kez deneyimlediğini ifade ediyor. Goto tarafından belirtildiği gibi, bir parmağın tamamının kaybı, shuniyubi veya ölü parmak adı verilen bir yubitsume olarak isimlendiriliyor. 

2. Kadınlar Yakuzaya katılamaz

Örgüt hakkında bir diğer ilginç anekdot Japon kadınların Yakuzaya katılma izninin olmaması. Fransız fotoğrafçı Chloé Jafé, Yakuza üyeleriyle evli kadınların hayatlarını fotoğraflayarak belgelemek istediğini ifade ediyor. Ancak bunu yapmak için bir Yakuza patronundan izin alması gerekiyordu. Jafe örgütten birine niyetini açıkladıktan sonra “kararlılığımı fark etti ve örgütün gizli dünyasının kapılarını yavaş yavaş açtı.” ifadesini kullanıyor. Jafe’in gözlemlerine göre kadınlar resmi olarak Yakuza olamazlardı ancak Yakuza üyesiyle evlenen bir kadının kesinlikle grubun bir parçası olduğu aşikardı. 

Peki Yakuza eşleri nasıl bir yaşam sürüyor? Yakuza eşlerinin Japonya’daki çoğu ev hanımı gibi yaşadığını, ancak kocalarının bağlantılarına olan özel bağlılıklarının, onların kuruluştaki statüsüne bağlı olduğunu açıklıyor. Liderlerin eşleri, genellikle bir aracı görevi görse de örgüte danışman olarak hizmet eder ve finansmanı yönetir. Kadınlar da erkek Yakuza dövmelerine benzer dövmeler yaptırırlar ancak Jafé’ye göre, “bunlar daha çok zırh gibidir ve onları korurlar. 

Öte yandan kadınlar, erkek Yakuza gibi dövmelerini göstermezler ve örgüte bağlandıklarında çok zor ayrılırlar. Bir yakuza üyesinin kızı olan Shoko Tendo’nun açıklamaları ise durumu özetler nitelikte: “Babamın davranışlarından nefret ederken… Ben de onun gibi oldum”. Şiddet, uyuşturucu ve kargaşanın yaşamına adapte olduğunu ifade eden Tendo şunları da ekliyor: Bir gangster kızı olarak çok zorlandım ama geriye dönüp baktığımda hayatımı başka türlü yaşayamayacağımı fark ettim. Babamın bir Yakuza olmasından gurur duyuyorum. Yakuzanın, kadınlara uygun olmayan bir dünya olduğunu biliyorum. Ama babamın DNA’sına sahip olduğumu hatırlatmalıyım.”

3. Üyeler cinsel organlarına dövme yapabilir

yakuza

Yakuzaya dair ilginç ritüellerden biri de örgüt üyelerinin vücutlarının farklı yerlerine yaptırdıkları tuhaf dövmeler. Üyeler cinsel organlarına boncuk takabilir ve dövme yaptırabilirler. Bu geleneğin onların örgüte olan sadakatlerini ve acıya dayanma yeteneklerini gösterdiğine inanılır. Bir zamanlar cezayla ilişkilendirilen dövmeler üçüncü yüzyıla dayanan bir geleneği doğrular nitelikte. Yakuza dövmelerinin tamamlanması genelde yıllar alır ve bu dövmeler yüksel maliyetledir yani binlerce dolara mal olur. Üyelerin dövmeleri vücutlarının halka açık olmayan bölgelerinde yer alır. Kalçaları ve bazı durumlarda cinsel organları dövmelidir. Yakuza üyeleri tarafından uygulanan bir başka vücut modifikasyonu eylemi ise bir erkeğin genital bölgesindeki derinin altına küçük boncuklar ve inciler yerleştirmesidir. Her bir boncuk veya incinin ise bir anlamı bulunuyor. Bu incilerden her biri bir yıl hapis cezasını temsil ediyor. 

4. ‘Sake töreni’ üyeler için Yakuzaya ömür boyu bağlılık anlamına gelir

Sake, pirinç ve tahıl tozundan yapılan bir tür içkidir. Sakeyi içtikten sonra ettiğiniz sadakat yemini bozduysanız, o zaman gruptan sessizce ayrılmalı ve dümdüz yolunuza gitmelisiniz. Sake ritüeli aslında Yakuzaya özgü bir bağlılık ritüelidir. Sake kanı sembolize eder ve içen kişiyle grubun diğer üyeleri ömür boyu sürecek bir bağ kurarlar. Bu tören dini ve kültürel anlamda oldukça büyük bir öneme sahiptir.

5. Popüler dönemlerinde Yakuza’nın 180.000’den fazla üyesi bulunuyordu

yakuza

1963’te Yakuzanın kabaca 183.000 üyesi olduğu biliniyor. Japonya’daki suç örgütleriyle ilgili veriler 1958’den önce mevcut olmadığı için, bu sayımdan önceki veriler gizemini korumaya devam ediyor. Ancak bilinen bir şey varsa üyeliğin 2000’li yılların başından beri düşüşte olduğu. Örneğin örgütün 2019’un sonunda yaklaşık 25.900 üyesi vardı. Ancak, Yakuza uzmanı ve gazeteci Jake Adelstein’ın 2017’de belirttiği üzere Yakuza aslında “yok olmuyor – dönüşüyor”. 

Eski bir Yakuza patronunun açıklamaları ise şöyle : “Yakuza bir franchise. Grubun gücünü ve tehdidini ödünç almak için dernek aidatlarınızı zamanında ödüyorsunuz. Korku insanların size ödeme yapmasını sağlıyor. Ama ismi veya sembolü kullanamıyorsan, korku neden baki kalsın ki? Bu durum tıpkı altın kemerleri kullanmadan bir McDonald’s işletmek gibi. Masrafları kısıp ayrılmak çok daha iyi. Yani günün sonunda biz yok olmuyoruz sadece yeniden yapılanıyoruz.”

6. Yakuza olmak ‘bir performans’ olarak tanımlanıyor ve özel kabul ediliyor

Bir bütün olarak Japon toplumunu yansıtan Yakuza ataerkilliğinde, “oyabun” (lider) bir ebeveyn figürü olduğu kadar patron görevi de görüyor. Oyabun altında, aslında çocuk olarak görülen kobun yani çıraklar yer alıyor. Oyabun-kobun ilişkisi tüm Yakuza üyelerini bağlamakla beraber belirli sorumluluklar içerir. Eski bir Yakuza kobunu, oyabunun kendisine verdiği tavsiyelerden bazılarını şöyle ifade eder: “O bana Yakuza olduğunuzda insanların her zaman sizi izlediğini söyledi. Kendinizi sürekli sahnedeymiş gibi düşünün. Bu bir performans. Yakuza rolünde kötüysen, kötü bir Yakuzasın demektir. Yabancılar söz konusu olduğunda “performans”ın bazı kuralları olur. Üyeler için en önemli şeylerden biri nedir diyecek olursanız, dövmelerini gizli tutmaktır derim. Bu, dövme yaptırmaya kaşlarını çatan bir Japon toplumuna saygısızlıktır. Japon dövme sanatçısı Horiyoshi III’ün bakış açısı ise bu özel performansı şöyle tanımlıyor: “Güzellik göremediğiniz ve gizli tutulan şeydedir.”

7. Yakuza kelime olarak “kaybeden” anlamına gelse de üyeler kendilerini Robin Hood olarak görürler

yakuza

Yakuza adının kökenleri grubun temelinin hikayesini yansıtır. Üç ayrı bölümden oluşan “ya, ku ve za” hiçbir işe yaramaz” veya “kaybetmek için doğmuş” anlamlarına gelir. Bununla birlikte, kelimelere böldüğünüzde, “sekiz-dokuz ve üç” olur yani blackjack ile karşılaştırılabilir olan hanafuda adlı popüler bir kart oyununda kaybeden bir elin adı olarak isimlendirilir. Yakuza, Japonya’da 18. yüzyıla kadar uzanan bir kumar ve seyyar satıcılık kültüründen doğmuştur. Ancak üyeler kendilerini çok daha eski bir geleneğe dayanmış olarak görürler. Yakuza üyeleri kendilerini, Muromachi ve Edo dönemlerinin ilk günleriyle bağlantılı ninkyo dantai veya “Şövalye örgütü” nün parçası olarak tanıtırlar. 

8. Örgüt arasındaki ilk bölünme şiddetli bir iç savaşa yol açtı

En büyük Yakuza alt kümesi Yamaguchi-gumi’dir. Yakuzanın kuruluşundan yaklaşık 100 yıl sonra Yamaguchi-gumi organizasyonu 2015 yılında iki ayrı gruba bölündü. Örgüt daha sonra üç küçük gruba ayrılacak olmasına rağmen, Kobe Yamaguchi-gumi kendi organizasyonunu kurdu. İlk bölünmenin doğurduğu ana sonuç ise, beş yıldan fazla süren şiddetli bir iç savaştı. Japonya’daki yetkililer, Yamaguchi-gumi savaşı sırasında patlak veren şiddeti bastırmak için kapsamlı bir teşkilat kurdu. Memurlar okulların yakınlarında devriye gezdiler, her iki grubun üyelerini toplu olarak tutukladılar ve “İsyan” fraksiyonunun Kobe’deki karargahını izlediler. Ancak her şeye rağmen suikastları ve şiddeti önleyemediler.

9. Yakuza içindeki en büyük örgüt Yamaguchi- gumi

Örgüt 2014’te kendi web sitesini kurdu. Bu web sitesinin amacı ise ulusu arındırmaya yardımcı olmak olarak açıklandı. Web sitesi ilk kurulduğunda uyuşturucu karşıtı mesajlar yayınladı.

10. Yakuza 2013’de ‘Yamaguchi-gumi Shinpo’ adıyla ilk dergisini piyasaya sürdü

yakuza

Yamaguchi-gumi grubunun yaklaşık 27.000 üyesi için “hedefleri ve politikaları iletmek” amacıyla 8 sayfalık özel bir dergi basıldı. Yayımlanan dergide şiir ve oyunlar, Yamaguchi-gumi patronu Takayama’nın bir makalesi ve balıkçılıkla ilgili bir hikaye de yer aldı. Gazeteci ve Yakuza uzmanı Jake Adelstein’a göre dergi, Yamaguchi-gumi’nin halka geleneksel Japon değerlerini koruyan eski bir organizasyon olduğunu göstermeyi hedefliyordu.

11. Kodama, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Yakuzanın gücünü yükseltti

Yoshio Kodama, II. Dünya Savaşı’ndan önce siyasi bir devrimciydi ve çatışma boyunca Çin sınırlarında Japonya için casusluk yapıyordu. Kodama, Japonya için bilgi toplamanın yanı sıra, arka kanal operasyonları, şiddet eylemleri ve Japon yeraltı dünyasıyla bağlantıları aracılığıyla yüklü bir servet edindi. Ulaşılan bir CIA raporuna göre Kodama, bir dizi Yakuzanın kan kardeşi olarak tanınıyordu. Ancak 1940’ların sonlarında CIA, Kodama’yı Asya’da bir kişiyi takip etmesi için görevlendirdi. Böylece Kodama, yanında CIA ve Yakuza ile 1960’lı yıllarda “muhafazakar ve finans çevrelerinde son derece etkili, gizli bir adama dönüştü. Japon yeraltı dünyası ile meşru otoriteler arasında bir aracı olarak görev yapan Kodama, popüler bir mafya babası olarak ün kazandı.

12. Kaliforniya ve Hawaii, ABD’deki en güçlü Yakuza nüfusuna sahip

yakuza

20. yüzyılın sonlarına doğru Japon turistlerin artan bir hızla Hawaii’ye akın etmesiyle birlikte Yakuza da benzer şekilde adalara ulaştı. Adalara ulaşan ilk üyeler, restoranlar ve mağazaların yanı sıra masaj salonları ve kitapçılar kurdu. 1990’ların başında Hawaii sınırları içinde 30.000’den fazla kişinin Yakuzayla bağları olduğu tahmin ediliyordu. Yakuza, ABD’nin diğer bölgelerine kıyasla özellikle Kaliforniya’da aktifti. 2018 yılında federal hükümet, kara para aklama ve uyuşturucu kaçakçılığına katıldıkları için Yakuza örgütlerine karşı harekete geçti. Eskisi kadar kalabalık bir topluluğa sahip olmasa da Yakuza’nın günümüzde hala geleneklerini korumaya devam ettiğini hatırlatalım.

Kan donduran ibadetleri ile seks kültleri neye hizmet ediyor? Detayları merak ediyorsanız Sıra Dışı İnanç Sistemlerine Rağmen Binlerce Müridi Olan 8 Seks Kültü içeriğimize göz atabilirsiniz.

Kaynak: 1 2 3

Bir yanıt yazın