Doğduğumuz anda bir süre boyunca yetişkinlerinin bakımı ve gözetimiyle yaşıyoruz. Daha sonra yavaş yavaş kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya başlıyoruz. Ancak kendimiz için verdiğimiz kararlar arttıkça hayat da daha karmaşık hale geliyor. Yaşadığımız her şey ruhumuzda birer iz bırakıyor. Psikoloji yani Ruhbilimi de insan zihnini ve davranışları inceleyerek bu karmaşık süreci anlamaya çalışıyor. Peki, insan zihninin ve davranışlarının incelendiği psikoloji tarihi boyunca ortaya nasıl bilgiler çıkmıştır dersiniz? İşte duyunca şaşıracağınız psikolojik gerçekler…
1. Herkeste “İstem Dışı Körlük” var
İstem Dışı Körlük, hiçbir şekilde herhangi bir görme kusuru ya da bozukluğuyla ilişkilendirilemeyen psikolojik bir dikkat eksikliği. Bazen aradığımız bir şey gözümüzün önünde olsa da göremeyiz ya da bilgisayarda biz fark etmeden sayfa yenilendiğinde değişimi göremeyiz. Bu da insanların gördükleri şeyler değişse de bilinç anlamında bunu fark edemeyebileceklerini gösteriyor. Yani görsel olarak bir şeylerin değişmesi yetmiyor, değişimi algılamak gerekiyor.
2. 16-28 yaşları arasında başlayan bir dostluğun sağlam ve uzun ömürlü olma olasılığı, diğer yaşlarda başlayan dostluklara göre daha yüksektir
Yani 16-28 yaşında tanışıp dost olduğumuz insanlar hayatımızda çok daha uzun süre kalabilir ve bizim için çok daha önemli insanlar olabilirler.
3. Uzun süre yalnız kalmak, günde 15 sigara içmek kadar zararlıdır
4. Sevdiğiniz birinin elini tuttuğunuzda daha az acı hissedersiniz ve endişe seviyeniz azalır
5. Ne kadar mutluysanız o kadar az uyumak istersiniz
Mutlulukla uyku arasında ters orantı vardır. Mutluluk arttıkça uyuma isteği ve süresi azalır.
6. Depresyon, aşırı düşünmenin sonucunda gelişebilir. Zihin, zamanla olmayan problemler yaratır
7. Kararlarımızın birçoğunu bilinçsizce alırız
Birçok insan kararlarını düşünüp taşınarak aldığına inanmak ister. Ancak araştırmalar birçok kararın bilinçsiz zihinsel işleme yoluyla alındığını gösteriyor. Ancak karar verme sürecinin bilinçsiz olması bu kararları kötü ya da mantıksız olduğu anlamına gelmiyor. Yalnızca beynimize saniyede neredeyse 11 milyon veri geliyor ve bunları işlememiz imkansız. Bu yüzden bilincimiz ilgimiz olan konuları seçerek göz kararı karar veriyor. Aslında içgüdüler burada devreye giriyor ve karar vermemize yardımcı oluyor. Bu neden karar verirken mantık yerine içgüdülere güvenmek önemli.
8. Anılarımızı her defasında yeniden inşa ederiz
Peki bu ne anlama geliyor? Öncelikle yaklaşık 5 yıl önce yaşadığınız bir anı yani bir anınızı aklınıza getirmeye çalışın. Bu arkadaşlarınızla yemek yediğiniz, bir düğüne katıldığınız ya da herhangi biriyle konuştuğunuz bir an olabilir. Zihninizde, ne giydiğinizi, hava durumunu, bulunduğunuz yeri ve diğer küçük detayları canlandırmaya çalışın. Genellikle bu tür anıların hep aynı kaldığını, birer film sahnesi gibi hiç değişmediğini düşünürüz. Ancak anılarımızı zihnimizde her yeniden canlandırışımızda zihnimizde yeni bir süreç başlar. Sinir uçları yeniden ateşlenir, o an tekrar kurgulanır. Yani anılar her seferinde yeniden inşa edilir. Hatırlamaya çalıştığımız anı yaşadıktan sonraki deneyimlerimiz o anı hatırlarken devreye girer. Böylece olayın orijinali bellekte değişime uğrar. Ayrıca beynimiz, hatıralarımızdaki boşlukları doldurmaya da eğilimlidir. Yani çok iyi hatırladığımız bir çok hatırayı zihnimizde değiştirmiş olabiliriz.
9. Bir grup insandan her biri gülerken, o grubun içinde kendine en yakın hissettiği kişiye bakar
Bu istemsizce gerçekleştirilen bir davranıştır ve psikolojik temellere dayanır. Gülme anında en güvendiği ve yakın hissettiği kişiye bakar, bu şekilde kendini daha güvende hisseder.
10. Kalabalık bir yerde başınıza bir şey geldiğinde size yardım edilme ihtimali daha azdır
Buna Seyirci Etkisi denir. Yardıma ihtiyaç duyulan bir durumda olaya tanıklık eden kişi sayısı ne kadar fazlaysa müdahale sayısı o kadar düşer. İnsanlar hep bir başkasının nasıl olsa yardım edeceğini düşünerek harekete geçmezler.
11. Geleceğe dair umutlu olmak, kişiyi fiziksel ve zihinsel hastalıklardan koruyabilir
12. Birinin restoranlarda çalışanlara davranışı, karakteri hakkında pek çok mesaj verir
13. Eğer geceleri düşünmekten uyuyamıyorsanız kalkıp not almalısınız. Bu, zihninizi rahatlatır ve daha rahat uyumanıza yardımcı olur
14. Üzgün olduğunuzda veya korktuğunuzda markalardan ve logolardan çok daha fazla etkilenirsiniz
Yapılan araştırmalar insanların mutlu olduklarında yeni şeyler denemeye hevesli olduklarını, mutsuz ya da korkmuş hissettiklerinde ise tanıdıkları ve bildikleri şeylere daha çok bağlandıklarını gösteriyor. Örneğin her gün iş çıkışı bakkala uğruyor ve eve gitmeden bir şeyler alıyorsunuz. Normal bir günün sonunda bakkalda gördüğünüz yeni bir şeyi denemeye karar verebilirsiniz. Ancak kötü geçen kaygılı bir günün ardından en sevdiğiniz ve her zaman tükettiğiniz şeyleri satın almak için çok daha büyük bir istek duyarsınız. Üzgün olduğumuzda ya da korktuğumuzda tanıdık markalara yönelmemizin sebebi ise kendimizi güvende hissetme çabası. Hepimiz kendimizi güvende hissetmek istediğimiz zaman bildiğimiz ve güvendiğimiz şeylere koşarız.