Richard Wiese, İngiltere’de kuğuların yaşadığı bir bölge olan Abbotsbury’yi birkaç yıl önce ziyaret etmek için gittiğinde, yeni bir arkadaş kazanacağını bilmiyordu.
Kuğular aslında pek cana yakın hayvanlar değiller, karakter olarak genelde katı hayvanlardır ve bu yüzden biraz göz korkutucu olabilirler. Televizyon yapımcısı Richard Wiese ile bu kuğu arasında geçen hikayenin bu kadar dokunaklı olmasının nedeni de aslında bu. Wiese dolaşmaya gittiği bölgede, tel örgülerin içine uçup takıldığı için yaralanan bu kuğuya rastlamış. Kuğuyu iyileştirmek için götürdüğünde, onu kucağında tutarak tedavisine yardımcı olmuş.
“Onu kucağıma aldığımda kalp atışlarını duyabiliyordum. Kollarımda kendini rahat hissetti ve boynunu benimkine sararak bana sarıldı. Bir hayvanın size tamamen güvendiğini görmek mükemmel bir his.”
“Onu kollarıma alınca kendini nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde çok rahat ve güvende hissetti.”
“Kalp atışlarını bile duyabiliyordum. İyice rahatladıktan sonra, boynunu benimkine dolayarak bana sarıldı.”
Wiese, kuğuyu kucağında tutarak onun muayene olmasına yardım etmiş
“Bir hayvanın, ona zarar vermek istemediğinizi fark ettiği an…”
“…Hiç konuşmadan, aranızda karşılıklı duygusal bağa ve güvene dayalı bir iletişiminiz olması inanılmaz bir his.”
