Safiye Sultan aslında Sofia Baffo adıyla doğmuş bir Venedikli
Öyle fakir bir köylü kızıyken sultanlığa yükselmemiştir Sofia Baffo. Aksine Baffo ailesi Venedik’in en güçlü ve en zengin ailesidir. Sofia’nın babası da Korfu Valisi olarak tanınır.
12 yaşındayken Korfu’ya doğru yaptığı seyahat Sofia Baffo için Safiye Sultan olmaya giden yolun başlangıcı olur
Sarayın kapılarını köle pazarından aralar
Şu tesadüfe bakın ki onu köle pazarından çekip alan ve sultanlığa giden yolu önüne açan Nurbanu da Venedikli Baffo ailesinin soyundan gelmektedir!
Haremde iki yıl süren eğitimin ardından Manisa Sancağı’ndaki 3. Murad’a sunulur Sofia Baffo. Bu sırada adı da Safiye olarak değişmiştir elbette.
Safiye ve 3. Murad’ın mutluluğu Safiye’nin Şehzade 3. Mehmet’i doğurmasıyla perçinlenir
Bu sırada babası 2. Selim’in ölümü üzerine 3. Murad tahta çıkar ve Safiye ve şehzadesi de saraya doğru yola çıkar. Ancak 3. Murad’ın Safiye’ye aşırı düşkünlüğü gerek annesi Nurbanu Sultan’ı, gerekse dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa ile evli olan ablası İsmihan Sultan’ı rahatsız etmeye başlamıştır. Bu yüzden Nurbanu Sultan oğluna her gece yeni bir cariye göndermeye başlar.
Böylelikle 3. Murad kendini bir safahat aleminin içinde bulur. Cariyelerin biri gelip öbürü gitmektedir.
Veliaht sayısının katlanarak artması Safiye Sultan’ın işine gelmez
Fatih Kanunnamesi gereği başa geçen oğul bütün erkek kardeşlerini öldürtecektir ve bu durum büyük bir katliam yaşanacağına işaret etmektedir. Fakat Safiye Sultan işini pek şansa bırakmaz. Padişahın tohumundan olan birçok erkek bebek doğumları sırasında kordonları bağlanmayarak ya da yüksek yerlerden atılıp kaza süsü verilerek ortadan kaldırılmıştır.
Cariyelerle yarışmaktansa devlet yönetmek ister
Safiye Sultan da sürekli biri gelip biri giden bu cariyelerle yarışmak yerine kocası 3. Murad’ı kendi alemine terk eder ve devlet yönetiminde kendine yer edinmek için işe girişir.
Üstelik sadece devletin iç işleyişine müdahale etmekle kalmaz, dış ilişkilerde de oldukça aktif davranır. Dönemin belki de en güçlü kadını olan İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth ile mektup arkadaşı olur ve ikili birbirlerine sundukları aşırı pahalı hediyelerle dostluklarını geliştirirler. Hatta Safiye Sultan 1. Elizabeth tarafından kendisine hediye edilen arabayla alışılmadık bir şekilde İstanbul sokaklarında gezmeye bile başlar.
1579’da Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın öldürülmesinin ardından beklediği yükseliş dalgasını da yakalar Safiye Sultan.
Böylelikle kocası 3. Murad’ın ölümünün ardından kocasının yatağından geçen sayısız cariyeyi ve onlardan doğan çoğu ismi bilinmez sayısız şehzadeyi geride bırakarak oğlunu tahta çıkarmayı başardı. Oğlu 3. Mehmet’in tahta geçmesiyle bir gecede tam 19 küçük oğlan çocuğu analarının koynundan alınarak boğuldu. 19 küçük tabut sarayın avlusuna dizildiğinde kimse gıkını bile çıkaramamıştı.
Valide Sultan’lığı döneminde de acımasızlığı hız kesmemişti Safiye Sultan’ın. Üstelik zulmü artık sadece başka kadınlardan doğanlara değil, kendi soyundan gelenlere de işliyordu.
Oğlu 3. Mehmed’in de ölümüne tanıklık etmişti Safiye Sultan. Fakat evlat acısı bile Safiye Sultan’ın içindeki iktidar ateşini söndüremedi.
Ancak her saltanatın bir sonu vardı elbette
Hırsın ve acımasızlığın sembolü Safiye Sultan’ı da ondan daha hırslı, ondan daha acımasız bir kadın yerinden edecekti: Kösem Sultan.Kösem Sultan haseki olunca gerek haremde, gerekse devlet içindeki iktidarı Safiye Sultan’dan söke söke aldı ve artık iyice yaşlanmış olan Safiye Sultan Eski Saray’a sürgün edildi.