Bu yazımızda sinefillerle müzik manyaklarını aynı paydada birleştirerek sinemasal hafızalarımıza keyifli bir gülümsemeyi hediye eden filmleri konuşalım istedik. İyi aktörlük kimin umurunda, iyi ki bu sahnelerde onlar var!
The Big Lebowski – Aimee Mann ve Flea
Filmlerin şahı Büyük Lebowski’de fidye peşindeki eli makaslı üç nihilist arkadaştan en miniği Red Hot Chili Peppers’ın efsane basçısı Flea iken, sağ ayağının yeşil ojeli serçe parmağını bu davada feda eden dişi nihilistimiz ise Paul Thomas Anderson’un Manolya’sının da film müziklerine imza atan Aimee Mann idi.
Wayne’s World – Alice Cooper
Sahnede elektrikli sandalyeler ya da devasa giyotinlerle arzı-ı endam eden makyajlı abimiz Alice Cooper, burada ilgi alanının oldukça dışına çıkarak Milwaukee hakkında merak ettiğimiz her şeyi bize anlatıyor. Şüphesiz ters köşe bir cameo…
Wedding Singer – Billy Idol
Cozutma potansiyeli hakkında her daim şüphe taşısak da ne yalan söyleyelim uzuuun yıllar evvel Adam Sandler’ı severdik. Sanırım sebebi bu film. Rock camiasının bir diğer sert çocuğu Billy Idol’ın örgü ören teyzeler kadar duyarlı olduğunu ispatladığı bu sahne, yıllar biraz eskitse de hala hayli eğlenceli.
Zoolander – David Bowie
David Bowie, Basquiat’taki Andy Warhol rolünden Prestige’deki Tesla rolüne kadar pek çok zorlu işin üstesinden gelmiş nadide rock star’lardan. Ama bu sahne bambaşka. Sinema tarihinin en matrak düello sahnelerinden birisinde (iki mankenin catwalk düellosu söz konusu) adil bir dövüş isteyen hakem rolünde karşınızda Bay Duncan Jones.
Crossroads – Steve Vai
Ralph Macchio karate öğrenimini tamamladıktan sonra bu kez de gitara merak sarar. Ama rakibi oldukça dişli. Tazecik bir blues gitaristinin, ruhunu şeytana satmış kaşar Steve Vai ile baş etmek hiç de kolay olmasa gerek. Bu kez gitarlarla gerçekleşen bir düello söz konusu.
Pick of Destiny – Meat Loaf ve Dio
Jack Black’in hiperaktif enerjisi tema ‘rock2 olunca eğlenceli bile olabiliyor. Filmin en güzel anı ise hiç şüphesiz dini bütün baba rolünde Meat Loaf’un, rock evliyası rolünde ise rahmetli Dio’nun döktürdüğü bu sahne.
Pirates of the Caribbean – Keith Richards
Bir rol bu kadar mı cuk oturur kardeşim. Johnny Depp’in Jack Sparrow karakteri için ilhamı Keith Richards’dan aldığı hep söylendi. Ama serinin üçüncü filminde Keith’i Jack’in babası olarak bizzat görmeyi kimse beklemiyordu. Richards’ın sonsuza dek yaşamanın zorluğundan dem vuran replikleri ise cabası. Malum Jamaika’nın yıllık haşhaş tüketimini tek başına üflemesine rağmen hala hayatta olan 70 yaşındaki bir amcadan bahsediyoruz.
Dogma – Alanis Morrissette
Kevin Smith’in Clerks ile birlikte en iyi işlerinden birisi olan Dogma, Hristiyanlık değerlerini ti’ye alma konusunda en az Monty Phyton’un Life of Brian’ı kadar ileri gidiyor. Alanis Morrissette ise bizzat Tanrı olarak karşımıza çıkıyor.
Cadillac Records – Mos Def
Mos Def harbi yetenekli adam. Blues müziğin ikonik plak şirketi Chess Records’un hikayesinin anlatıldığı bu filmde Beyonce Etta James’i oynarken, Mos Def ise bir dakikada hem bizi ve hem de güvenlik görevlilerini Chuck Berry’nin ta kendisi olduğuna inandırıyor. Kolay iş değil!
Walk Hard – Jack White
Beyaz perde belki elli tane Elvis taklidine sahne olmuştur. (Aslında bu da güzel bi yazı konusu). Ama bu var ya bu! Dünyada iki tip insan vardır: Çinliler ve Kral’ın ta kendisi. Bayanlar baylar huzurlarınızda White Stripes’tan Yetenekli Bay Jack White ve karate erbabı Elvis Presley. Buna gülmeyen, neye güler?
Mystery Train – Screamin’ Jay Hawkins
Müzik tarihinin en eksantrik adamlarından birisi sinema tarihinin en eksantrik adamlarından birisi ile buluşursa, sonuç da eksantrik oluyor. Jarmusch filmografisinin yüz aklarından birisi olan Gizem Treni’nde Jay Hawkins gerçekten güldürüyor.
Tron – Daft Punk
Random Access Memories ile en yobaz rockçıları bile kendine hayran bırakan ve daha birkaç gün önce Stevie Wonder ile Grammy tarihinin en akılda kalıcı performanslarından birisine imza atan Daft Punk, film müziklerine de imza attıkları Tron’da bir saniyeliğine görünerek (23. Saniye) dikkatli izleyicilerin at gibi sırıtmasına sebebiyet veriyordu.
Accross the Universe – Bono
Tüm karakterlerinin Beatles şarkılarındaki karakterlerin ta kendisi olduğu başyapıt Accross the Universe’de Bono psikodelik uyuşturuculardan aldığı destekle asri zamanlar peygamberliğine soyunan bir bilgeyi canlandırıyordu. Filmde Joe ‘Unchain My Heart’ Cocker’ın da ‘Come Together’ eşliğinde pek eğlenceli bir performansı olduğunu da belirtelim.
High Fidelity – Bruce Springsteen
Arşiv manyağı müzik tutkunlarının en sevdiği filmler listesinde en tepenin yeri bellidir: High Fidelity. Kahramanımız kız arkadaşıyla ilgili yaşadığı sorunlara çare ararken imdada Bruce yetişiyor. ‘Patron’ size bir tavsiye verirse, onu mutlaka dinlersiniz!
Blues Brothers – Ray Charles, James Brown, Aretha Franklin, John Lee Hooker…
Müzisyen misafir oyunculukların orjisi. Jake ve Elwood, Blues Biraderler Orkestrası ve envai çeşit müzisyen ve şarkıcı… Jailhouse Rock eşliğinde huzurlarınızda muhteşem finalimiz…