Kırışıklık karşıtı etkileriyle cilt bakımında önemli bir payı bulunan ve A vitamini türevi olan retinol, cilt üzerinde kolajen üretimini artıran retinoidlerin grubunda yer alır. Akne tedavisinde de uzmanlar tarafından tercih edilen retinol, ciltte hassasiyet oluşturabilen bir içeriğe sahip olduğu için kullanımı konusunda kimi zaman kararsızlığa yol açsa da oldukça merak ediliyor. Aynı zamanda gösterdiği mucizevi etkilerle cilt bakım markalarının odağı haline geldiğini de söyleyebiliriz. Peki son zamanlarda en çok tercih edilen cilt bakım içeriklerinden biri olan retinol hakkında neler biliyoruz? Detaylara birlikte göz atalım.
Sizler için seçtiğimiz her bütçeye uygun nemlendirici kremlere göz atmak isterseniz Yaz-Kış Demeden Kullanabileceğiniz Her Bütçeye Uygun En İyi Nemlendirici Kremler içeriğimize göz atabilirsiniz.
Retinol nedir?
A vitamininin bir türevi olan retinol, ciltte kolajen üretimini artıran retinoid’lerin grubunda bulunuyor. Bir diğer retinoid türü olan retinyl palmitate’a kıyasla daha etkili olmasıyla biliniyor. Cilt yapısını yeni hücreler üretmek amacıyla harekete geçirmesi nedeniyle cilt bakım rutinleri içerisinde yer almakta. Retinol aynı zamanda cilt üzerinde yer alan kırışıklıkların görünümünü azaltabiliyor. Cilt yapısında sıkı bir görünüm kazandırmaya kadar birçok fayda sunarken, yaşlanma karşıtı güçlü etkiler de gösterebiliyor. Akne tedavisinde de önemli rol üstlenen retinol, çoğu cilt problemine çözüm getirmesiyle biliniyor ancak uzman cilt doktorları gözetiminde kullanılması gerekiyor.
İlginizi Çekebilir: En iyi kolajen markası ve takviyeleri
Nasıl etki ediyor?
Cilt enzimleri, retinolü hücre yenilenmesini destekleyici retinoik aside dönüştürüyor ve bu aşamayla hücresel yaşlanma ve kırışıklık azalıyor. Ardından cilt görünümünde iyileşme ve yenilenme gözlemleniyor. Araştırmalar, 12 haftalık düzenli kullanım sonrasında retinolün ciltteki kırışıklığı belirgin biçimde azalttığını gösteriyor. Retinol aynı zamanda cilt tonunu aydınlatarak, koyu leke görünümünü azaltmaya yardımcı oluyor üstelik antioksidan işlevi de görerek, ciltteki yaşlanma işaretlerinin nedenleriyle savaşır. Kullanmadan önce hekiminize danışmanız gerektiğini hatırlatalım.
Kullanırken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Cilt tabakasına sık uygulamak ve güçlü karışımları seçmek başlangıçta ciltte irritasyona sebep olabileceği için, bu içeriğe cilt doktorunuz gözetiminde, cildi alıştırarak başlamanız önemli. Kullandığınız retinol oranını kademeli olarak artırmanız da cilt tedavinizde dikkat etmeniz gereken unsurlardan. Retinol eğer ilk defa kullanılacaksa % 0.1-0.3 aralığında düşük oran içeren bir formül seçin ve haftada 2 kez uygulayarak rutine başlayın. Cildinizin hassasiyeti ve tolerasyonuna göre, uygulama sıklığını haftada 3 gün olacak şekilde artırın. Retinol kullanımı cildin güneşe olan hassasiyetini artırır ve UV ışınları retinolün etken durumunu azaltır. Bu sebeple retinole yalnızca gece bakımınızda yer verebilirsiniz. Bunun yanında gün içinde cildinize mutlaka yüksek oranda SPF içeren bir koruyucu uygulamayı ihmal etmeyin. Gün ışığına sıklıkla maruz kalacağınız yaz tatillerinde de retinol kullanmaya ara verebilirsiniz.
Nasıl uygulanır?
Akşam uyumadan önce cildinizi güzelce temizleyip, kurulayın. Ardından bezelye büyüklüğünde ürünü 13 nokta tekniğini baz alarak (3 nokta alın bölgesine, 3 nokta yanaklara, 2 nokta burna, 2 nokta da çeneye) tüm yüze eşit oranda dağıtmaya özen gösterin. Eğer retinol içeren ürününüz serum formdaysa gece kreminden önce, krem yapıdaysa gece serumunuzdan sonra kullanmaya dikkat edin. Uygulama yaparken yaşlanma belirtilerinin en çok ön planda olduğu boyun ve dekolte bölgenize de uygulayabilirsiniz. Anti-aging etkisini artırmak için, retinolü bakım rutininizde antioksidan içeren ürünlerle eşleştirebilirsiniz. Uygulama öncesi mutlaka hekiminize danışın.
Cilt için retinolün faydaları nelerdir?
Retinolün genel anlamda nasıl kullanıldığını anlattık. Peki faydaları neler diyecek olursanız, detaylara geçelim. Cilt kırışıklığına iyi geldiğinden bahsetmiştik. Bir diğer olumlu etkisi olarak retinol, akne tedavisinde fayda sağlıyor. Düzenli kullanımda ise cilt üzerinde gözle görülür sonuçlar veriyor. Hücresel yapıyı harekete geçirerek yeni ve sağlıklı hücre üretiminin artmasına olanak sağlıyor. Ayrıca aşırı sebum üretimini dengede tutarak akne oluşumunun temel sebebini ortadan kaldırmakta oldukça başarılı olduğu gözlenmiş. “Peki, aynı içerik hem kırışıklıkların önlenmesi hem de sivilcelerin giderilmesinde nasıl işe yarayabiliyor?” diye sorabilirsiniz. Hemen yanıtlayalım; çünkü retinol, genel işlevi nedeniyle epidermisin en üst kısımda yer alan katmanı olan Stratum Corneum’u sağlıklı bir görünüme kavuşturuyor.
Retinolün yan etkileri nedir?
Retinolün faydalarının yanında yan etkileri de bulunabiliyor. Kuruluk, gergin bir cilt, hassasiyet ve soyulma, cildin retinole adapte olmaya çalıştığı ilk haftalarda sıklıkla görülen ve 5 haftaya kadar sürebilen yan etkiler arasında. Ancak cilt görünümünüzde pul pul dökülme, yoğun ve gözle görülür tahriş, kızarıklık ve uzun süreli yanma hissi gibi şiddetli reaksiyonlar görülmesi durumunda retinol kullanmaya ara vererek, doktorunuzla iletişime geçmelisiniz. Ardından birkaç hafta sadece cilt bariyerini onarıcı, parfüm içermeyen bir nemlendirici ile cildinizi sakinleştirebilirsiniz. Cildinizin retinole alışma sürecini daha rahat geçirmesini sağlamak için yüzünüzü yıkarken doğal içerikli temizleyiciler kullanmaya özen gösterin. Unutmadan hatırlatalım, bakım rutininize seramid, hiyalüronik asit gibi cilt bariyerini onaran ve cildi uzun süre nemli tutan içeriklere sahip nemlendiriciler dahil etmeniz retinol kullanım sürecinde cildinizi onarmaya yardımcı olacaktır.