Regency (Naiplik) dönemi, Galler Prensi George’un 1811-1820 yılları arasında kral naibi olarak görev yaptığı dönemi tanımlamak için kullanılıyor. İngiltere’nin bu döneminde monarşi krizi olsa da sanat, mimari ve bilimde inanılmaz gelişmeler yaşanıyordu. Bu gelişmelerin en büyük destekçisi ise kral naibi Prens George’du. Avrupa’nın “ilk beyefendisi” olarak tanımlanan Prens George, edebiyattan müziğe bilimden dekorasyona kadar her alandaki yenilikleri destekliyordu. Bu görkemli dönemde “görgü kuralı” olarak isimlendirilen birtakım davranış kalıpları oluşmaya başlamıştı. Öyle ki zarif ve düşünceli davranışlar sergilemek ”Regency Style” olarak isimlendirildi. Bu davranış kalıpları flört eden çiftler için de geçerliydi. Özellikle kadınlardan “gizemli” olmaları beklenmekteydi. Kadınların nasıl giyinmesi gerektiği, erkeklerle nasıl sohbet edecekleri, mükemmel bir eşin nasıl bulunacağı gibi konular üzerine yazılmış detaylı tavsiye kitapları bulunuyordu. Kitaplar daha çok evlilik öncesi flört dönemine uygun olarak yazılmıştı. Peki bu dönemde aşkı bulmanın sırrı neydi? Gelin, Regency dönemi yazarlarının ilişkiler konusundaki tavsiyelerine kulak verelim.
Viktorya döneminde flörtleşmenin püf noktalarını öğrenmek istiyorsanız buraya tıklayarak içeriğimize ulaşabilirsiniz!?
1. Mümkün olduğunca kadınsı giyinin
The Polite Lady isimli kitapta, kadınların erkek kıyafeti giydikleri için cazibelerini kaybettiği iddia ediliyor. Yazara göre erkekleri etkilemek isteyen kadınlar daha kadınsı giyinerek baştan çıkarıcı olabilirler.
2. Kendiniz gibi birini bulun
19. yüzyıl İngiltere’sinde flört etmek oldukça farklıydı. Flörtleşmek kur yapmak olarak isimlendirilirdi. Evliliğe hazırlanan genç bir kadın, kendini bir erkekle asla yalnız bırakmamalıydı. Bu nedenle kur yapmak kamusal bir olaydı. Balo, tiyatro ya da bir akşam yemeği organizasyonunda buluşan çiftler, birbirini kısa sürede sohbet ederek tanımak zorundaydı. Eğer her iki taraf da benzer sosyal geçmişe sahipse flört devam ederdi. Çiftlerin aile geçmişi, sosyal yaşantısı ya da maddi durumları birbirinden farklıysa kur yapma dönemi kısa sürede bitiyordu. Çünkü böyle bir durumda çiftlerin anlaşamayacağı düşünülmekteydi. Regency dilinde söylemek gerekirse “iki taraf arasında makul bir benzerlik olmazsa evlilik yürümezdi.”
3. Hislerinizin karşılıklı olması önemli
Dönemin önde gelen feminist düşünürü Mary Wollstonecraft, platonik aşkın iç huzuru yok ettiğini söylüyordu. Regency döneminde yaşayan kadınlar için kendilerine uygun birini bulmak oldukça önemliydi. Ancak karşılıklı aşk olması şartıyla.
4. Asla bir filozofla flört etmeyin
İngiliz romancı William Kenrick ve daha pek çok yazar, filozofların bu dünyaya ait insanlar olmadığını düşünmekteydi. Bu nedenle bir filozofla buluşmak dahi kadınlar için faciayla sonuçlanabilirdi. Filozofa aşık olan bir kadının ömrü boyunca aşağılanacağına kesin gözüyle bakılmaktaydı. Çünkü filozoflar bilgeliğini karşısındaki insandan her zaman üstün görürdü.
5. Asla bir şairle de flört etmeyin
Şairler bir kadın ya da erkeğe süslü cümleler kurma konusunda uzman kişilerdi. Onlar flörtlerine aşkından yaşayamadığını söyleyebilir, köle gibi ayaklarının dibinde ölmek istediğini belirtebilirdi. Ancak bu süslü cümlelerin hiçbirinin gerçek hayatta yeri yoktu. Bu nedenle hayal kırıklığına uğrayıp mutsuz olmak işten bile değildi.
6. Aslında kimseye âşık olmayın?
Hemen hemen bütün kadın yazarlar, hemcinslerine âşık olmamalarını tavsiye ediyordu. Bazı yazarlara göre aşık olmak çok korkunç bir şeydi. Bir de aşkın karşılığı yoksa bir anda hayatın bütün anlamını kaybedebilirdiniz. Evlenmek için aşık olmaya gerek yoktu. Aşksız bir ömür geçirmek, mutlu olmanın en garanti yollarından biriydi.
7. Yine de aşık olursanız bu duyguyu en güzel şekilde yaşayın
8. Âşık olduğunuz kişiyle evlenseniz dahi hislerinizi tamamen belli etmeyin
Friendship, Love, Marriage isimli kitapta, yılların eskitemediği “kaçan kovalanır taktiğine” benzer bir tavsiye göze çarpıyor. Kitabın yazarına göre, bireyler kendilerini yalnız bırakan kişilere âşık olur. Bu nedenle özellikle kadınlar, flörtüne ya da eşine duygularını tam olarak belli etmemelidir.
9. Sevgilinizin küçük hatalarını affedin
Regency dönemi yazarlarına göre mutlu bir evliliğin çok basit sırları vardı. Bu sırlardan biri hata yapan eşi affetmekti. Geçmiş zamanın kırgınlıklarını yüklenmeden yola devam etmek için insana zarar veren öfke ve kin gibi duyguları geride bırakmak gerekirdi.
10. Ancak erkeklerin değişmeyeceğini unutmayın?
11. Bekar olmaktan korkmayın
Doğru kişiyi bulamayan bir kadının hüzünlenmesine ya da korkmasına gerek yoktu. Çünkü Regency dönemi yazarlarına göre “değerli” bir kadın hiçbir zaman yalnız kalmazdı. Hayatın her anının arkadaşlar ya da akrabalarla paylaşılabileceği düşünülmekteydi.
Kaynak: 1