Bazen bir tabloya bakar, anlatmak istediklerini anlamaya çabalarız. İçimizde garip bir his oluşturur, içimizi burkar bazen de. Bakmak ile görmek arasındaki fark ise tam olarak burada karşımıza çıkar. Sanatçıyı anlamak, eserini anlamak için bakmaktan çok daha fazlasına ihtiyacımız olur.
Kübizm, Georges Braque’ın bir tablosunu gören bir sanat eleştirmeni olan Louis Vauxcelles’in bu tablo için “küçük küpler” sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Pablo Picasso, 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri olmak ile birlikte kübizm akımının öncülerindendir.
Bakmak yerine görmemiz gereken, tarihin acı gerçekliğini asla unutmamamız, yaşanılan acıları, adaletsizliği, bir katliamı unutturmamak adına resmedilen ünlü ressam Pablo Picasso’nun Guernica’sını ele aldık…
1937 Yılı. Yer İspanya. Francisco Franco yönetiminde bir iç savaş yaşanmaktaydı.
Adolf Hitler ve Benito Mussolini de Francisco Franco’yu destekliyordu.
Franco yönetimindeki milliyetçi topluluklar Cumhuriyet Hükümeti olan bölgelere girmeye başladı. Bask Hükümeti kendini bölgesini korumaya çalıştı.
Guernica ise bu saldırı için son derece önemli bir stratejik yere sahipti. Franco’nun faşist yönetiminden kaçan insanlar Guernica’ya akın ediyordu. Nüfus giderek artmıştı.
Hitler’in bombaları denemesine izin verildi…
Franco, aralarının çok iyi olduğu Hitler’in silahlarını Guernica üzerinde denemesini onaylamıştı. Kendine karşı olanın ölümünü önemsemeyen faşist bir diktatördü Franco. Halkın en yoğun şekilde, şehirde olduğu günü seçmişlerdi. Şehir pazarının kurulduğu gün idi.
Sivil direnişi yok etmek adına, askeri anlamda hiçbir savunması olmayan kent tam 3 saat boyunca bombalandı.
Bask Hükümeti’nin yaptığı açıklamada ölü sayısı en az 1.654, yaralı sayısı ise 889 idi…
O dönemde Paris’te yaşayan Picasso bu acı katliam için eskizler çizmeye başladı.
Paris’te sürgün halinde olan İspanya Hükümeti, Paris Dünya Fuarı’nda sergilenmek üzere, Picasso’dan bir tablo yapmasını istemişti fakat Guernica’nın bombalanmasına kadar Picasso çizecek bir şey bulamamıştı.
Saldırıdan sonra Picasso çizimlerine başladı ve 15 gün içerisinde Guernica’yı yarattı.
Picasso bu katliam için şu sözleri söylemişti:
“İspanya’nın mücadelesi, insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım. Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde, ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim…”
11 Temmuz 1937 yılında Guernica Paris Fuarı’nda, İspanya’nın temsil ettiği binanın giriş kısmında sergilendi.
Hitler’in Paris’i işgal ettiği dönem içerisinde Picasso, Guernica’yı çoğaltarak insanlara dağıttı.
Kucağında çocuğunu cansız bedenine sarılarak ağlayan bir anne:
Guernica Paris’ten sonra Amerika’ya gönderildi. Fakat Picasso faşist düzen bitmeden tablonun İspanya topraklarına girmesini istemedi.
Faşist düzen yıkıldı, Cumhuriyet kuruldu ve 1981 yılında Guernica topraklarına gönderildi. Fakat Picasso bunu göremeden hayata veda etmişti.
Guernica’ya hiç gitmemiş olan Picasso, yaşanılan acıların bencil bir fikir ile benimsenilmesinden ziyade kendi acımız gibi hissedilmesini resmetmişti.
Nazi Subayı, Guernica’ya baktı ve Picasso’ya, “Bunu siz mi yaptınız?” diye sorduğunda, Picasso; “Hayır, siz yaptınız.” diye yanıtladı.
Anti savaş ikonu olan “Guernica” günümüzdeki en önemli eserlerden biridir. Sanatın sadece görsel hazlar için değil, toplumsal olaylara bir bakış açısı olduğunun en büyük kanıtlarındandır Guernica. Renk yoksunluğu, yaşanılan acının resime yansıtılmasıdır. Bu katliam renklerle canlandırılamaz, acının en belirgin rengi gridir. Sanatın tek amacı insanlarda haz duygusu uyandırmak değil, farkındalık yaratmaktır da.