Karmaşık yapılar, hayret verici olaylar, gizemli karakterler ve çözülmeyi bekleyen sırlar… Şüphesiz, bütün bunlara sahip bir film, izleyicisi için büyük bir heyecan kaynağıdır. Çünkü tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde heyecan filmin sonuna kadar devam eder. Öyle ki filmdeki olaylar, şifreler, sırlar, gizemler ve hatta karakterler bile izleyici tarafından çözülmeyi bekleyen birer bulmaca haline gelir. Elbette, böylesine filmlerin arkasında keskin zekâların olması gerekir! Bu keskin zekâların imza attığı paradoks ve bulmaca filmleri ise izleyiciyi soluksuz maceralara davet eder. İşte, izlerken büyük gizemlerin peşinden koşacağınız, çözülemeyen sırları çözmek için gözünüzü kırpmadan izleyeceğiniz heyecan ve gerilim dolu bulmaca filmleri…
1. The Number 23 (23 Numara)
Joel Schumacher tarafından yönetilen filmin başrolünde dünyaca ünlü komedyen Jim Carrey yer alıyor. Ancak, filmin başrolünde Jim Carry’nin yer alması sizi yanıltmasın! Çünkü 23 Numara, hiç de komik bir film değil! Tam aksine gizem, gerilim, heyecan ve bulmacalarla dolu bir film!
Walter Sparrow’un hayatı “23 Numara” isimli bir kitap yüzünden tamamen değişir. Üstelik sadece kendisini değil, ailesinin de büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmasına neden olur. 23 sayısı önce Sparrow’un hayatının merkezinde yer alan bir tutku halini alır. Ardından bir gizeme ve sonunda da saplantıya dönüşür! Sparrow, yaşamdaki her şeyin “23” ile ilgili olduğuna inanmaya başlar! Normal hayatına dönmesi için 23 sayısının gizemlerini çözmek zorundadır.
2. Zodiac
Dünyaca ünlü yönetmen David Fincher tarafından yönetilen 2007 yapımı Zodiac, teknik açıdan neredeyse kusursuz bir film. Filmin başrollerinde Jake Gyllenhaal, Mark Ruffalo, Robert Downey jr. gibi başarılı isimler yer alıyor. Ancak, Zodiac’ı çok daha iyi bir film haline getiren unsur hiç kuşkusuz senaryodaki muhteşem detaylardır.
Filmde, San Francisco’daki bir seri katilin hikâyesi anlatılıyor. Daha doğrusu, onu yakalamaya çalışanların. Seri katili yakalamaya çalışanlar, birçok sorunun cevabını bulmalıdır. Kimliği belirsiz seri katil, işlediği cinayetleri anlatan mektupları şehirdeki farklı gazetelere gönderir. Mektuplar yayımlanmazsa, daha fazla cinayet işleyeceğini de ekler! Ancak, bütün çabalara rağmen katil bir türlü yakalanamaz. Hatta polisin katilin kim olabileceği hakkında en ufak bir düşüncesi bile yoktur! Ancak, bir gazetenin çalışanları, bu gizemi aydınlatmaya kararlıdır. Zodiac zekice tasarlanmış senaryosu ile sıradan bir seri katil filmi olmaktan çıkıyor ve en kaliteli bulmaca filmleri arasındaki yerini alıyor…
3. Küp
Bulmaca filmleri listemize “Küp” ile devam ediyoruz. 1997 Kanada yapımı bir film olan Küp, mütevazı bir bütçe ile de kült bir film yapılabileceğinin en güzel örneklerinden biri! Birbirlerini hiç tanımayan bir grup insan, gizemli bir şekilde büyük bir küpün içinde uyanırlar. Hepsinin farklı özellikleri ve farklı sırları vardır. Hayatta kalmak için ilerlemeleri ve diğer küplere ulaşmaları gerekir. Ancak, kahramanlarımızın içerisinde bulundukları küpler sıradan yapılar değildir. Her biri, çözülmesi gereken ölümcül tuzaklarla doludur! Bu tuzakları çözebilmeleri için de pek çok fedakârlık yapmaları birbirleriyle ve geçmişleriyle yüzleşmeleri gerekecektir. Küp, son derece mütevazı bütçesine ve oyuncu kadrosuna rağmen, kült hale gelen bulmaca filmleri arasında yer alıyor.
4. The Game (Oyun)
David Fincher’ın yönettiği bulmacalarla dolu bir diğer film ise The Game! 1997 yapımı filmin oyuncu kadrosunda, Michael Douglas, Sean Penn gibi yıldız isimler bulunuyor. Sakin huzurlu ve zengin bir adam olan Nicholas Van Orton, oldukça memnun olduğu sıradan bir hayat sürmektedir. Ancak, kardeşi ona doğum günü için alışılmadık bir hediye verir! Hediye, özel bir şirket tarafından tasarlanan bir oyundur ve oyuna katılan kişinin yaşamının değişeceği garanti edilir.
Orton, bir süre düşünür ve oyunu oynamayı kabul eder! Böylece, bir dizi sağlık ve psikoloji testinden geçirilir. Ve nihayet oyun başlar! Ancak zamanla oyun ile gerçek birbirine karışır! Öyle ki kahramanımız kendisini zorlu bir ölüm kalım mücadelesinin içerisinde bulur! Orton, başlangıçta tamamen habersiz olduğu bulmacaları çözmek, gizemleri açığa çıkarmak zorundadır. Fincher’ın yönetmenlik kariyerinin erken dönemlerine ait bir film olan The Game’i izlerken kendinizi ilginç gizemleri çözmeye çalışırken bulacaksınız.
5. Shutter Island (Zindan Adası)
2010 yapımı filmin yönetmen koltuğunda usta sinemacı Martin Scorsese oturuyor. Filmin başrolünde ise Oscar ödüllü oyuncu Leonardo DiCaprio var. Dennis Lehane’nin kitabından beyaz perdeye aktarılan Shutter Island son yılların en iyi gizem filmlerinden birisi olarak kabul ediliyor. Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli polis memurları Rachel Solando isimli akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine Ashecliffe isimli akıl hastanesine giderler. İşte tam da bu noktada, hikâye başlar. Hem ada hem de karakterler pek çok gizem barındırmaktadır. Zaman geçtikçe, karakterlerin gerçeklik ile kurdukları bağ zayıflamaya, çözmeleri gereken gizemlerin sayısı ise artmaya başlar. Shutter Island, en iyi gizem filmleri listemizde yer almayı sonuna kadar hak eden son zamanların en ilginç filmlerinden biri.
6. The Usual Suspects (Olağan Şüpheliler)
1995 yapımı The Usual Suspects, Bryan Singer tarafından yönetiliyor. Filmde sade ve basit bir anlatım tekniği kullanmasına rağmen, tüm zamanların en sürprizli film sonlarından birine sahip. Üstelik filmi izlemeye değer hale getiren tek özelliği yalnızca bu değil. The Usual Suspects, popüler kültürde pek çok atıf alan “Kaiser Soze’nin” de ortaya çıktığı filmdir.
The Usual Suspects, bir gemi yangını sonrasında polisin olayı araştırması ile başlıyor. Polis ekipleri olay yerinde milyonlarca dolar para, sayısız ceset ve iki yaralı buluyor. İddiaya göre, onlarca cesedin sorumlusu tarihin en karizmatik kötü adamlarından biri olan suç örgütü lideri Kaiser Soze’dir! Polis, canlı olarak ele geçirdiği tanıkların ifadesine başvurur. Yaşanan olayları tekrar tekrar dinler. Peki siz, yalnızca tanıkların ifadelerini dinleyerek Kaiser Soze’nin kim olduğunu bulabilir misiniz?
7. Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında)
2014 yapımı Edge of Tomorrow, başrolünde ünlü oyuncu Tom Cruise’yer aldığı bilim kurgu- aksiyon filmi. Aslında filmin konusu, beyaz perdede daha önce çok defa gördüğümüz türden. Yakın gelecekte dünyayı işgal eden bir uzaylı birliği, insanlığı yok olmanın eşiğine getirir. İnsanlığın, işgalci uzayların silahlarına ve telepati güçlerine koyacak gücü yoktur. İnsanlığın uzaylılara karşı verdiği umutsuz mücadelenin neferlerinden biri de tecrübesiz bir asker olan Bill Cage’dir. Cage, uzaylılara karşı yürütülen savaş sırasında adeta bir intihar görevi alır. Ve kısa bir süre sonra da beklendiği üzere hayatını kaybeder.
İşte, Edge of Tomorrow’u benzerlerinden farklı kılan şey de tam bu esnada ortaya çıkar! Çünkü Bill Cage’in ölümü filmin sonu değil, başlangıcıdır! Bu sayede Edge of Tomorrow, sıradan bir bilim kurgu-aksiyon filmi olmaktan çıkar ve en heyecanlı paradoks filmleri arasına katılır! Cage, sıra dışı bir şekilde öldükten sonra yeniden hayata gelir ve her gün aynı sahneyi yaşamaya başlar. Her gün, görevini yapmak üzere işe koyulur fakat her seferinde yeniden ölür! Bill Cage bitmek bilmeyen bir paradoksun içerisindedir. Ancak bu döngüyü kırmaya mecburdur. Çünkü insanlığı kurtaramaya kendisinden daha yakın olan hiç kimse yoktur.
8. Prestij
2006 yılında izleyici ile buluşan Prestij, Christopher Nolan tarafından yönetilen ABD-İngiltere ortak yapımı bir film. Filmin başrollerini ise Hugh Jackman ve Christian Bale ikilisi paylaşıyor. 19. yüzyılda İngiltere’de geçen film, bir zamanlar birlikte çalışan fakat zamanla rakip hatta trajik bir ölüm yüzünden düşman olan iki yetenekli sihirbazın hikâyesine odaklanıyor. Bir zamanlar yakın arkadaşlar olan Robert Angier ile Alfred Borden hem iki düşman hem de iki usta sihirbazdır.
Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan teknolojik gelişmeler, bütün dünyayı etkilerken, “sihirbazlık dünyası” da bundan bağımsız değildir. İkilinin teknolojiyi de kullanmaları, sihirbazların gösterilerini İngiltere’nin en önemli eğlence olayına dönüştürür. Ancak ikili arasındaki düşmanlık, bir yerden sonra birbirlerinin gösterilerini baltalamak için planlar yapmalarına neden olur. Alfred Borden’ın yaptığı bir gösteri, iki sihirbaz için de dönüm noktası olur. Çünkü Robert Angier, gösterinin gizemini çözmeyi takıntı haline getirir. Film boyunca, usta sihirbazlar tarafından insan aklının sınırlarını zorlayan sihirbazlık gösterilerini çözmeye hatta anlamaya çalışmak bile son derece keyifli. Fakat bir o kadar da yorucu.
9. The Da Vinci Code (Da Vinci Şifresi)
Bulmaca filmleri listemize Da Vinci Şifresi ile devam ediyoruz. Başrolünde usta oyuncu Tom Hanks’in yer aldığı 2006 yapımı film; şifreler, semboller, efsaneler, kehanetler, karanlık tarikatlar ve daha pek çok gizem barındırıyor. Popüler yazar Dan Brown’un aynı adlı romanından uyarlanan filmde, bir konferans vermek üzere Paris’te bulunan Profesör Robert Langdon, kendisini gizemli bir cinayet soruşturmasının ortasında bulur. Ancak bu sıradan bir cinayet değildir. Langdon kendisini aklayabilmek için kaçmalı, kaçarken pek çok tarihi ve dini gizemi çözmeli, çözdüğü her gizemden sonra yenisini aramalıdır! Elbette bu maceraya Leonardo Da Vinci’nin ünlü “Son Akşam Yemeği” tablosu, dini bir efsane olan “Kutsal Kase” ve karanlık tarikatlar da eşlik edecektir. Da Vinci Şifresi hem heyecan hem de gizemli bulmacalarla dolu soluksuz izleyeceğiniz bir film…
10. La habitación de Fermat (Kapan)
İspanyol sinemasındaki en sevilen gerilim-gizem-bulmaca filmlerinden biri kabul edilen Kapan, en iyi bulmaca filmleri listemizde yer almayı sonuna kadar hak ediyor! Filmin ana hikâyesi, hayatta kalmak için karşılaştıkları bulmacaları çözmek zorunda olan insanları anlatıyor. Birbirlerini hiç tanımayan bir grup matematikçi gizemli bir kişi tarafından gizemli bir yere davet edilir. Hepsi de son derece zeki olan bu matematikçilerden, bazı matematik problemlerini çözmeleri istenir. Bu, onlar için zor bir şey değildir. Ancak, bulmacaları çözememenin cezası ölüm olunca işler biraz değişir. Üstelik kahramanlarımızı zorlayacak tek şey çözülemediği takdirde ölümlerine neden olan bulmacalar değildir. Kahramanlarımız, kendilerini bir araya getiren sebebi ve aralarındaki ilişkileri çözemedikçe bu kâbustan uyanamayacaklardır.
11. Predestination
Bazı filmler, içerdiği pek çok gizem ve bulmaca unsuruyla bir filmden daha çok bir puzzle’a benzer! Bu tarz filmleri gerçekten anlayabilmek için çoğu zaman birkaç defa izlemek gerekir! Predestination, kesinlikle birden çok defa izlemeniz gereken bilim kurgu-gizem filmi! Film, dünyada yaşanan kötü olayları engellemek için zaman seyahati yapabilen bir ajanının hikâyesini anlatıyor. Ajanımız, 1975 yılında yaşanan bir terör saldırısını engellemek için 1970 yılına gönderilir. Geçmişte, bir barmen olarak çalışmaya başlar. Ancak burada tanışacağı bir adam filmin bütün anlatısını değiştirecek, akıl almaz gizemlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
12. Source Code (Yaşam Şifresi)
Duncan Jones tarafından yönetilen film 2011 yılında vizyona girdi. Filmin başrolünü başarılı oyuncu Jake Gyllenhaal üstleniyor. Source Code, devlet destekli gizli bir deneyde yer alan bir askerin hikâyesine odaklanıyor. Colter Stevens isimli asker, bir trende gözelerin açar. Fakat buraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yoktur. Üstelik burada Christina isimli bir yabancı ile karşılaşır. Ancak Christina, Stevens’ı son derece iyi tanımaktadır! Bu ilginç durum yeterince gizemli değilmiş gibi, Stevens bir aynada kendi yüzü yerine başka bir insanın yüzüyle karşılaşır! Bu noktada işler daha da gizemli hale gelir. Çünkü trende büyük bir patlama olur! Stevens bu defa ileri teknoloji ile donatılmış bambaşka bir yerde gözlerini açar.
13. Vivarium
2019 yılında izleyici ile buluşan Belçika, İrlanda ve Danimarka ortak yapımı filmin yönetmen koltuğunda Lorcan Finnegan oturuyor. Vivarium, son derece ilginç konusu ve başarılı senaryosu sayesinde oldukça sürükleyici, korkunç, gizemli ve biraz da hüzünlü bir film. Ayrıca, filmin bulmacalarla dolu yapısının tam olarak anlayabilmeniz için son derece dikkatli izlemeniz gerekiyor. Bu nedenle, Vivarium son dönemdeki en iyi paradoks-bulmaca filmleri arasında kabul ediliyor. Filmdeki paradoksu oluşturan yapı ve filmin görsel tasarımı da oldukça dikkat çekici.
Filmde, yeni bir ev satın alma hayalleri kuran Tom ve Gemma’nın hikayesine tanık oluyoruz. Çiftimiz, hayatlarındaki en büyük hatayı yaptıklarını bilmeden gizemli bir emlakçının peşine takılır! Gittikleri yer son derece şirin bir banliyödeki, 9 numaralı evdir. Çift, bir süre sonra emlakçının aralarında olmadığını fark eder. Ve evden ayrılırlar. Daha doğrusu ayrılmak isterler! Ama hiçbir zaman, birbirine tıpa tıp benzeyen evlerin bulunduğu banliyöden çıkmayı başaramazlar. Üstelik dönüp dolaşıp geldikleri yer 9 numaralı evdir! Ancak Vivarium’daki gizem bununla sınırlı değildir! Çiftimiz, bu ilginç ve korkutucu olay nedeniyle, doğal olarak öfkelenir! 9 numaralı evi ateşe verirler! Geceyi sokakta geçiren Tom ve Gemma sabah uyandıklarında evin sapasağlam durduğunu görürler. Ayrıca artık, bakmaları gereken bir bebekleri vardır…
Kaynak: 1