Hepimiz hayatımızın bir döneminde delicesine “gamer” olmuşuzdur ve bazılarımız öyle kalmıştır. Sevgililer, arkadaşlar, dostlar, hiçbir şey bir oyunu bitirmenin tadını verememiştir, oyunlar dışındaki hayat çok sıkıcı gelmiştir. Hayatta en hakiki mürşit oyundur, gamer’lıktır diyen arkadaşlar için müptelası olduğumuz, başından kalkamadığımız oyunlardan uyarlanan filmleri hatırlayalım.
1. Final Fantasy: The Spirits Within (2001)
Final Fantasy, 1980’lerin sonlarına doğru çıkan oyunları ile tüm dünyayı etkisine aldı ve özellikle Japonya’da bir efsaneye dönüştü. Sinema dünyasına ise “motion capture” teknolojisiyle farklı bir boyut kazandırdı ve özel bir evren yarattı. The Spirits Within, 2065 yılında geçiyor ve dünyaya çarpan bir meteorun ardından insanoğlunun kurduğu uygarlığın uzaylılarla olan mücadelesine odaklanıyor. Yetenekli bilim insanı Dr. Aki Ross önderliğinde başlatılan savaş klas bir biçimde oyun estetiği içinde sunuluyor. Alec Baldwin, Steve Buscemi, Donald Sutherland gibi ünlü oyuncuların sesleriyle katkıda bulundukları film, özel efektleriyle ve bilgisayar teknolojisinin kullanımıyla köşe başında duruyor.
2. Resident Evil (2002)
Capcom’un aynı isimli video oyunlarından uyarlanan Resident Evil serisinin ilk filmi 2002 yılında gösterime girdi ve tüm dünyayı sarstı. Altı filmlik seri “The Final Chapter” bölümüyle 2016’da sona erdi ama hemen ardından “reboot” haberleri geldi. Resident Evil serisi Saw ve The Conjuring filmleriyle adını duyuran, son olarak da Aquaman’i yöneten James Wan ile geri gelecek. Seri tekrar çekilecek olsa da Paul W.S. Anderson’ın yönettiği ve Milla Jovovich, Michelle Rodriguez gibi isimlerin yer aldığı ilk film her zaman farklı bir yerde duracak.
3. Silent Hill (2006)
Silent Hill, 1990’lı yılların sonunda Konami tarafından geliştirilmiştir ve sinematik yapısıyla, hikâyesiyle oyun dünyasında çığır açmıştır. Yenilikçi bakış açısı ve derin içeriğiyle diğer korku oyunlarından ayrılmayı başarmıştır. “Brotherhood of the Wolf” filmiyle tanınan Christophe Gans’ın yönetmenliğini yaptığı 2006 yapımı film atmosfer yaratma becerisiyle öne çıkıyor.
4. Ratchet & Clank (2016)
Insomniac Games tarafından 2002 yılında geliştirilen Ratchet & Clank oyun serisi ciddi bir hayran kitlesine sahiptir. Eğlenceli içeriğiyle ve animasyon filmleri tadındaki estetiğiyle “gamer’lara” bir platform oyunu olarak keyifli anlar sunar. Kevin Munroe – Jericca Cleland ikilisinin yönetmenliğini yaptığı 2016 yapımı film ise CGI teknikleri ve işçiliğiyle oyunseverleri tavlamayı başarmıştı. Oyundaki estetiğe ve atmosfere sadık kalan yapısıyla, görsel temalarıyla dikkat çeken bir animasyon filmi olmuştu. Ratchet & Clank projesi gişede beklentileri karşılayamamış ve batmış olsa da oyunseverler açısından izlenmesi gereken bir film.
5. Prince of Persia: The Sands of Time (2010)
Gamer’lar açısından her zaman özel bir yerde olmuştur Prince of Persia(POP) serisi. Çocukluğumdan bu yana benim de en çok oynadığım oyunların başında gelir. POP “motion capture” teknolojisinin kullanımı açısından oyun dünyasında öncü bir oyun sayılabilir. Oynanabilirliği ve hikâyesiyle kült statüsüne erişmiştir. Mike Newell’ın yönetmenliğini yaptığı ve Jake Gyllenhaal, Ben Kingsley gibi dünyaca ünlü oyuncularıyla dikkat çeken The Sands of Time, bilgisayar oyunlarındakine benzer kamera hareketleriyle, aksiyonuyla ve fantastik ögeleriyle eğlenceli bir film olma özelliğini taşıyor.
6. Warcraft: The Beginning (2016)
World of Warcraft(WoW) online oynanabilen oyunların feriştahlarındandır. Sayısız oyuncunun bir araya gelip beraberce görev yaptığı ve alternatif bir dünya içerisinde sabahlar olmasın diyerek bilgisayarın başından kalkamadıkları türden bir oyundur. Oynamaya başladığınız an uykusuz geceler sizi beklemektedir, geçmiş olsun. Epik bir hikâyeye sahip WoW serisi, Moon ve Source Code gibi filmleriyle tanınan yeni dönem sinemacılardan Duncan Jones tarafından beyazperdeye taşındı. CGI efektleriyle ve sahne tasarımlarıyla ilgi çekici bir film olan Warcraft, fantastik bir dünyanın kapılarını açmasından ötürü de dikkat çekici.
7. Tomb Raider (2018)
Tomb Raider serisi 20 yılı aşkın bir süredir hayatımızın bir parçası. İlk oyun 1996 yılında piyasaya sürülmüştü ve Tomb Raider oyun dinamikleri açısından ilham verici bir seriye dönüşmüştü. Hatta 1997 yılında piyasaya sürülen Tomb Raider II dünya çapında en çok satan oyunlar arasında yer almayı başarmıştı. Angelina Jolie’nin İngiliz arkeolog Lara Croft’u canlandırdığı 2001 ve 2003 tarihli filmler karakterin kadınsılığı ile öne çıktığı filmlerdi. 2013 yılında ise oyun farklı bir yola girdi ve tasarımını değiştirdi. Modernleştirilen Lara Croft karakteri daha doğal bir hal aldı. Norveçli yönetmen Roar Uthaug’un yeniden sinemaya taşıdığı maceraperest Lara Croft karakteri bu sefer İsveçli güzel Alicia Vikander tarafından canlandırıldı. Lara Croft ile babasının ilişkisinin merkeze oturtulduğu film, hikâye ve yapı açısından tatmin edici olmaktan uzak olsa da Alicia Vikander’in oyunculuk perfomansı açısından görülmeye değer.