Cellatlar Osmanlı tarihin karanlık sayfalarına attıkları koyu kırmızı, anonim imzalar ile yaşadığımız yüzyılda da şöhretlerini sürdürmeye devam ediyor. Günümüzün kaybolan (neyse ki), kadim mesleklerinden biri olsa da biz sıradan vatandaşların kafasında bilinmeyen yönlerine dair hala birçok soru işareti bulunmakta. Ta ki resim, sanat ve Osmanlı tarihi konularında Twitter’da yaptığı flood’lar ile tüm timeline’ı kendisine esir eden delininsopasi‘nin Pier Loti’de bulunan cellat mezarlığı ile attığı tweet’e kadar…
Mezar taşları arasında zaman yolculuğuna çıkartan ve tüyler ürperten enfes flood için sizleri şöyle alalım:
1.
Piyer Loti Tepesinin üst kısmındaki cellat mezarlığı.. O vakit bir Osmalı’da cellat floodu pic.twitter.com/f7k7K3TUrQ
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
2.
Piyer Loti Tepesinin üst kısmındaki cellat mezarlığı.. O vakit bir Osmalı’da cellat floodu pic.twitter.com/f7k7K3TUrQ
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
Osmanlı’da resmi görevli olan cellatlar yaşarken oldukları gibi öldükten sonra da izole edilir, farklı bir mezarlığa gömülür + — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
3.
+ başlarına ise mezar taşı niyetine isimsiz ve düz bir taş dikilirmiş..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
4.
Peki kimdi bu cellatlar, görev tanımları neydi, nasıl yaşarlardı, nasıl seçilirlerdi ve verilen emirleri uygulama yöntemleri neydi — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
5.
Her şeyden önce Osmanlı Devleti’nin resmi bir cellat teşkilatı vardı, teşkilat bir cellatbaşı idaresinde başlarında da Bostancıbaşı Ağa
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
6.
denilen sarayın en üst düzey rütbeli subaylarından birisi olurdu. Bostancıbaşı Ağa’nın görevi hem saray ve padişahın hem de liman ve — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
7.
sahillerin güvenliğini sağlamaktı.
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
8.
İdamların şekli ise idam edilecek kişinin statüsüne ve uygulanan suçun niteliğine göre değişiyordu — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
9.
siyasi mahkumlar genelde yağlı kementle boğulurlardı ve sonrasında “şifre” ismi verilen çok keskin bir ustura ile başı gövdeden ayrılırdı
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
10.
Padişah fermanı ile uygulanan idamlarda siyasi mahkum veya paşaların başları gümüş tepsi ile padişaha sunulurlardı — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
11.
Peki infaz İstanbul’da yapılıyorsa iyi güzel de mesela Anadolu’nun uzak bir beldesinde yapıldıysa o kafa nasıl bozulmadan götürülüyordu
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
12.
Baş gövdeden ayrıldıktan sonra bir deriden veya kıldan işlenmiş bir kırbaya konulur ve içi balla doldurularak hava alması engellenirdi — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
13.
Böylece padişaha ulaştırılan baş yıkanıp temizlendikten sonra gümüş tepsi ile padişaha sunulurdu (bkz: gümüş tepsi ile sunmak 😉
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
14.
Sonrasında ise ya “ibret taşı” üzerine konulur veya sarayın şehire bakan en büyük kapısı olan Bab-ı Hümayun’un önüne atılırdı — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
15.
Hırsızları genelde suçu işledikleri yerde asma adeti vardı; bir dükkanı veya evi soyduysa örneğin o evin kapısına asılırdı
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
16.
Askerler (yeniçeriler ve sipahiler) genelde başları kesilerek infaz edilirlerdi Başsız bedenlerse ayaklarına taş bağlanarak denize atılırdı — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
17.
Özellikle katillerin ve korsanların biraz daha acılı ve işkenceye varan yöntemlerle öldürüldüklerinden bahsedilir
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
18.
Ayrıca mahkum infazdan önce “konuşturulması” gerekiyorsa bunun üstadı olan cellatlara teslim edilirmiş.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
19.
İşkence şeklinde olan idamların ise ana hatlarıyla üç türlüsü var; Çengel , çarmıh ve biraz muallakta olsa da kazık
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
20.
Gözde canlandırabilmek için çengel şöyle bir alet; Eminönü’de bulunurmuş pic.twitter.com/dxKlFduFDY — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
21.
Mahkum soyulur, makaralı iplerle yukarıya çekilir sonra aniden çengellerin üzerine bırakılırmış.. Ölüm genelde uzun ve acılı olsa gerek
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
22.
Çengel genelde korsanlara uygulanırdı, Kaptan Paşa seferden dönerken getirdiği esir korsanlardan bir kısmını kadırga direklerine astırırdı — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
23.
Bunlar biraz daha şanslı olanlardı zira geriye kalanları çengel bekliyordu..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
24.
çarmıh ise ekseriyetle eşkiyalara ve casuslara uygulanırdı, Mahkum yüz üstü kolları ve bacakları açık çarmıha sabitlenir — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
25.
Omuz başları ve baldırlarına bıçakla oyuklar açılarak bu kısımlara yağdan büyük mumlar dikilerek yakılır ve bu şekilde şehri dolaştırılırdı
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
26.
Hala ölmedi ise akşam saatinde asılırdı.. Misal 17.yy’da Abaza Mehmet Paşa’nın İstanbul’da yakalanan casusları böyle infaz edilmişler — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
27.
Kazık cezası ise malum soyulmuş olan mahkumun bilek kalınlığında yağlanmış ağaçtan bir kazığa oturtulması şeklinde idi..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
28.
Bir de çok enteresan bir yerde denk geldiğim ve sanırım tek bir defa uygulanmış “top” cezası var — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
29.
Bostancıbaşı Ferhat Ağa tarafından başka birisinin nikahlı karısını kaçıran genç bir yeniçeriye uygulanmış.
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
30.
Delikanlı Tophane’ye götürülmüş,eklemleri demirden çekiçlerle kırıldıktan sonra yağlı bezlerle devasa bir topun içine tıkılıp top ateşlenmiş — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
31.
Cellatların öldürmeden konuşturma yöntemleri ise çeşitli; ustura ile deri yüzmek, traşlanmış başa kızdırılmış demir tas geçirmek, uzuvlara
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
32.
burgu sokmak, sırayla ve üst üste kaynar suya ve soğuk suya sokmak, çekiçlerle ayak ve el bilek kemiklerini kırmak vs.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
33.
Üstelik sadece adi suçlulara da değil örneğin Defterdar Yenikapan Abdülkerim Paşa bu şekilde işkenceye maruz kalan önemli kişilerden
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
34.
Halen denk geldiğimiz ve şeriat kanununa göre uygulanan recm (taşlanarak öldürülme) cezası ise sanırım Osmanlı Tarihinde sadece bir defa — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
35.
Buna cellatsız idam deniliyor çünkü cellat sadece kadını göğsüne kadar toprağa gömüyor, infazı ise halk(!) yapıyor
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
36.
Bunun tek örneğini uygulatan kişi ise kendisi de Viyana kuşatması sonrası idam edilecek olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
37.
Osmanlı tarihindeki bu tek recm cezası Sultanahmet’de Yılanlı Sütun’un önünde uygulanmış
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
38.
Kadının suçu(!) ise müslüman olmasına rağmen gayri müslim bir adam ile zina etmek — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
39.
Kara Mustafa Paşa demişken devlet büyüklerinin nasıl idam edildiğine de değilmek lazım
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
40.
Bu bir usul çerçevesinde yapılırmış; İdam fermanı devlet büyüğüne bizzat bostancıbaşı tarafından ve eteği öpülerek hürmetle söylenirmiş — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
41.
Sonrasında abdest alıp iki rekat namaz kılmasına izin verilirmiş. Eğer seferde ise başı başta belirttiğimiz şekilde padişaha götürülür
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
42.
bedeni ise olduğu yere gömülürmüş. Kimi devlet adamlarının halen iki ayrı yerde mezarının olmasının sebebi budur — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
43.
Osmanlı döneminin en namlı cellatları ise ; Kara Ali, yamağı olan Hamal Ali’ymiş.
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
44.
Evliya Çelebi’nin bizzat gördüğü Kara Ali’yi çok güzel tasviri vardır bulabilirsem eklerim sonra — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
45.
Çok uzattım ama bir de bahsetmeden geçmek olmaz; “Cellat Mezatı”
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
46.
Usule göre bir cellat bir kişiyi öldürdüğünde kişinin üzerinden tüm çıkanlar ve elbiseleri cellatın olurdu — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
47.
Bu eşyalar bir yerde toplanır ve yılda bir veya iki defa düzenlenen cellat mezatında satılır; elde edilen gelir TURGEV’e bağışlanırdı
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
48.
Ahahahahaha, peki tamam kötü şaka kabul ama tutamadım kendimi.. Cellatlar arasında paylaşılırdı tabi ki — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
49.
Halk genelde ölmüş kişilerin eşyasını almanın uğursuzluk getireceğine inandığından eşyalar kıymetinin oldukça altında satılırdı
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
50.
Cellatlar hep hor görülse de asıl kabahati olanın kim olduğunu gene bir Osmanlı deyişi söyler;“Hükmü sultan olmaz ise gelmez hata cellâttan” — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
51.
Topkapı’da bir çoğunuzun önünden geçtiği Cellat Çeşmesi ve İnfaz Taşı (İbret Taşı’da denilir) pic.twitter.com/PR4rPnOhzd
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
52.
Durdukça aklıma gelir mühim bir detay hatırladım; Cellatlar arasında emire itaatsizlik.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
53.
Olay meşhur Kuyucu İMurat Paşa zamanında geçiyor; Saray tarafından Celali isyanlarını bastırmak için gönderilir Kuyucu Murat
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
54.
İsmi zaten binlerce insanı katlettirip kuyulara doldurtmasından gelir — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
55.
Celali İsyanları esnasında yakalananlar arasında olan küçük bir çocuğun infazını yapmak istemez cellatların hiç birisi
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
56.
Öfkeden deliye dönen Kuyucu Murat Paşa yeniçerilere emir verir ancak yeniçeriler cellatın bile kıyamadığı çocuğa biz kıymayız derler — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
57.
Bunun üzerine Kuyucu Murat çocuğu elleriyle boğarak kuyuya atar.. Naima tarihinde geçer hadise
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
58.
Bir de gene Naima’nın naklettiği cellat-vicdan ilişkisini sorgulayan diğer hadise en namlı cellat Kara Ali’nin olayı — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
59.
Sadrazam Sofu Mehmet Paşa Kara Ali’ye zindandaki Sultan İbrahim’i idam emrini verir ancak İbrahim Kara Ali’nin eski velinimetidir
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
60.
Kara Ali infaz için hücreye girer ancak kıyamaz Sultan İbrahim’e.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
61.
Hücreden geri çıkar ancak Sadrazam Sofu Mehmet tarafından döve döve geri sokulur..Çaresiz kementi geçirir Sultan İbrahim’in boynuna
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
62.
Naima der ki o koca kudretli gaddar cellat Kara Ali, gözyaşları içerisindedir hücreden çıktığında.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
62.
Çok soru geldiği için kısaca anlatmak gerekliliği doğdu.. Payitaht üyeleri neden kanı dökmeden öldürülüyordu (boğarak vs.)
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
63.
Bu konuda (ben birisine inanıyorum) iki teori var, ikisini de kısaca anlatayım — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
64.
Birinci teori; Türklerin getirdikleri Şaman inançları.. Şaman inancında kan dökmek uğursuzluktur..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
65.
Söylendiği üzere Moğollar’dan İskitlere kadar otorite sahiplerinin kanını dökmeme geleneği sürmüştür.. Bu inancın uzantısı olabilir.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
66.
İkinci ve -bence akla daha uygun- teori ise islam inancı ile ilgili
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
67.
Bilindiği üzere kardeş katlini “uygulayan” ilk padişah her ne kadar 1. Murat olsa da “kanunlaştıran” Fatih Sultan Mehmet’dir — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
68.
Sebebi ise “Nizam-ı Devlet içün”dür..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
69.
Ancak burada İslam inancına göre sorun doğuran bir durum vardı; O da Hz Muhammed’in veda hutbesi — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
70.
Daha sonrasında Yavuz ile halifeliği de devir alacak olan Osmanlı padişahları için Muhamed’in sözleri ve Şer’i hükümler bağlayıcıydı tabi
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
71.
Ve Hz Muhammed Veda hutbesinde şöyle söylüyordu; “…Bir Müslüman’a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz…” — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
72.
Tıpkı şimdinin kanunu kitaba uyduranları olduğu gibi o zamanda vardı tabi..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
73.
“kanundaki açığı” buldular.. kardeşlerinin “canı” demiyordu ki peygamber “kanı” diyordu — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
74.
Dolayısıyla kansız bir ölüm ne nizam-ı devlete zeval verirdi ne de şer-i hükümlere.. Boğdurtmak iki açıdan da sorunsuzdu..
— Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015
75.
Bu konudaki iki teori bu şekilde.. hangisine inanacağınız sizin özgürlüğünüz.. Bu kadar.. — Agente Increíble (@delininsopasi) 19 Mayıs 2015