Orta Çağ’da cinselliğe yönelik tutumlar oldukça katıydı. Tarihsel kanıtların çoğu seks hakkında kasvetli bir tablo çiziyor. Adem ve Havva’nın hikayesini baz alan Orta Çağ insanları, seksin doğası gereği günahkar olduğunu düşünüyordu. Kilise ise bekaret ve cinsellik konusuna oldukça takmış durumdaydı. Ancak evliliklerde durum biraz farklılaşıyordu. Evlilik kurumunda cinsel birleşme ve üreme gibi konular önemliydi. Öyle ki cinsel ilişkinin yaşanmadığı evlilikler çok kolay bitirilebiliyordu. Tüm bunların dışında günümüzde olduğu gibi bir de cinsel sorunlar vardı. Cinsel sorunların tedavi edilmesi yaygın bir durumdu. Kasabada tıp alanında biraz bilgi sahibi olan biri varsa insanlar onun yanına gidip sorunlarına çare arıyordu. Peki neydi bu sorunlar? Gelin Orta Çağ seks tarihine yakından bakalım…
Platonik aşk: Beni sevmeyen bir kadına aşık oldum. Ne yapabilirim?
Orta Çağ’da platonik aşk yaşayan erkeklerin yardımına koşacak birçok iksir ve büyü vardı. Bazı doktorlar, bir kadının banyosuna karınca yumurtası koymanın, onun cinsel isteğini artıracağını düşünüyordu. Bazıları ise deniz salyangozu yiyen kadınların ilk gördüğü kişiye aşık olacağını iddia ediyordu. Tabi ki bu tür faaliyetleri kilise onaylamıyordu. Hatta böyle bir yönteme başvuran erkekler, aşk büyüsü yapmakla suçlanıp yargılanabilirdi. Yine de kilise mahkemesinin önüne çıkmayı göze alan erkekler, kadınlara bu tarz büyüler yapabiliyordu. Ayrıca o dönemde “aşk hastalığı” olarak adlandırılan bir teşhis vardı. Uykusuzluk, melankoli ve nabzın hızlanması bu hastalığın belirtileri arasında bulunuyordu. Kasabanın doktorları bu tarz belirtiler yaşayan erkeklere ılık banyo ve kuzu eti yemesini öneriyordu!
2. Doğum kontrolü mü? O da ne!
Orta Çağ’ın en önemli cinsel sorunlarından biri üremeyle ilgiliydi. Çünkü üremek evliliğin en temel amacı olarak görülüyordu. Maddi durumu elvermeyen insanlar ise belirli bir sayıda çocuktan sonra üremeye son vermek zorunda kalıyordu. Bu durum birçok çift için büyük bir sorun haline gelmişti. O dönemden günümüze ulaşan bir belgede bir kadının doktora şu soruyu sorduğu görülüyor: “Kocam ve benim sekiz çocuğumuz var ve daha fazla çocuk bakamayacağız. Ne yapmamız gerekiyor?”
Bu soruya birçok doktorun verdiği cevap aynıydı. Doktorlar kadınlara gebe kalmayı önlemek için ne yapmaları gerektiğini anlatıyordu: “Çocuklar, sadece her iki eş de tohum salgıladığında rahme düşer. Bu nedenle, örneğin kocanız boşalmadan önce geri çekilirse, hamile kalmazsınız.” Öte yandan bazı doktorlar kadınlara, ilişkiden sonra zıplamayı ya da hapşırmayı öneriyordu. Bazı doktorlar ise kadınlara şifalı bitki yağları kullanmalarını tavsiye ediyordu. İstemediği bir halde hamile kalan kadın, bazı bitkiler tüketerek gebeliği sonlandırabiliyordu. Ancak kilise mahkemesi bu iksirleri kullanan kadınları yargılayabilirdi. Bu nedenle kadınların çok dikkatli olması gerekiyordu.
3. Bekaret kontrolü
Orta Çağ seks dendiğinde katı tutumların olduğunu söylemiştik. O dönemde kadınların en büyük problemlerinden biri bekaret kontrolüydü. Bekaret kontrolü birçok kadını korkutuyordu. Dolayısıyla kocalarının bu durumu öğrenmemesi için çeşitli yöntemler arıyorlardı. Doktorlar kadınların bakire olup olmadığını test etmenin birkaç yolu olduğunu söylüyordu. İlki kadınların idrarını incelemekti. Çünkü bir bakirenin idrarının ince ve berrak olduğu düşünülürdü! Kendilerini büyük bir çıkmazın içinde bulan bazı kadınlar, düğün günlerini regl dönemlerine göre ayarlıyordu. Alternatif olarak kadınların cinsel organlarına sürebileceği, toz böğürtlen gibi bazı bitkisel bileşenler vardı.
4. Seks yapmamak öldürür mü?
Orta Çağ’ın doktorları bekarlıktan ölmenin mümkün olduğunu düşünüyordu. Çünkü vücudun dengeli ve sağlıklı kalabilmesi için düzenli olarak meninin dışarı atılması gerektiğine inanıyorlardı. Onlara göre, meni dışarı atılmazsa kalp rahatsızlıkları, baş ağrısı, kilo kaybı ve nihayetinde ölüm gibi sonuçları olabilirdi. Bekarlık yemini etmiş din adamlarının ise en büyük korkusu buydu. Ya ölürsem? Neyse ki birçok doktor gibi din adamları da mastürbasyon yapmanın günah olmadığını düşünüyordu. Ancak yine de doktorların önerdiği bazı tavsiyeler vardı. Örneğin kırmızı et gibi bazı yiyeceklerin daha fazla meni üreteceğine inanılmaktaydı. Bu nedenle et yerine balık tüketilmesi tavsiye edilirdi. Öte yandan şarabın libidoyu yükselttiği bu nedenle içilmemesi gerektiği söylenirdi. Eğer rahipler tüm bu tavsiyelere uyarsa, bekarlık yeminlerini tutabilirlerdi.
5. Cinsel iktidarsızlık
Günümüze ulaşan belgelerde, cinsel iktidarsızlık yaşayan birçok erkeğin doktorlarla iletişim kurduğu anlaşılıyor. Doktorların ilk sorduğu şey ise durumun kalıcı olup olmadığı. Çünkü cinsel iktidarsızlık yaşayan erkekler büyü kurbanı olmuş olabilir. Yeni evli erkeklerin kıskanç bir eski sevgili tarafından iktidarsız kılındığı bazı vakalar olduğuna inanılmaktaydı. Eğer sorun büyüyse, rahibe gidip şeytan çıkarmaları gerekiyordu. Söz konusu büyü değilse, o zaman ilaçla tedavi yöntemine geçilirdi. İlacın dışında bazı doktor tavsiyeleri de vardı. Örneğin seks yapmadan önce kırmızı et yemeleri ve şarap içmeleri önerilmekteydi. İlaç, şeytan çıkarma ve yiyecekler işe yaramazsa, erkeğin kalıcı olarak iktidarsız olduğu sonucuna ulaşıyorlardı. Bu durumda kadınların evliliği iptal etme hakkı vardı. Çünkü seks ve çocuk yapmak evliliğin ayrılmaz bir parçasıydı.
6. Cinsel hastalıklar
Orta Çağ döneminde erkekleri korkutan bir diğer durum cinsel hastalıklardı. Doktorlara göre zina hem günahtı hem de hastalıklara davetiye çıkarıyordu. Yine de Orta Çağ’da bu sorundan muzdarip olan sayısız insan vardı. Cüzzamlı bir kadınla cinsel ilişkiye giren erkeklerin menisinin yandığı ve buhara dönüştüğü düşünülüyordu. Penis bu buhara maruz kaldığında cüzzamın erkeklere bulaşacağına inanılıyordu. Bir erkek eğer cüzzamlı olduğunu düşündüğü bir kadınla ilişki yaşadıysa hemen penisini idrar ve sirke ile yıkamalıydı. Bunun ardından cıva içeren bir dizi müshil ve merhem kullanmalıydı. Eğer bunlar yapılmazsa cerrah penisi kesebilir ve bölgeye kireç sürebilirdi. İşte durum bu kadar tatsız ve acı verici! Bu nedenle doktorlar pahalı tedavilerden kaçınmak için zina yapılmaması gerektiğini öneriyordu.
7. Üreme dışında cinsellik
Orta Çağ’da üreme dışındaki cinsel birlikteliklere pek sıcak bakılmıyordu. Kadınlar cinsel ilişkiden zevk aldığında kendilerinde bir sorun olduğunu düşünüyordu. Örneğin bir erkekle seks yapmaktan keyif alan kadın hasta olduğunu düşünebilirdi. Öte yandan erkeklerin de üreme dışında cinsel ilişkiye girmesi hoş karşılanmıyordu. Özellikle bir erkeğin başka bir erkekle birlikte olması günahtı. Hatta bu durum kesinlikle sodomiydi. Üremeyle sonuçlanmayan her cinsel ilişki sodomi olarak kabul ediliyordu. Kadınlarla cinsel ilişkiye girmekten zevk almayan erkeklere de hastalıklı gözüyle bakılıyordu. Bu insanlara verilen en önemli tavsiye bir an önce kadın bir eş bulmak ve “hastalıklı ruhunu” iyileştirmekti!
Orta Çağ seks tarihi içeriğimizi beğendiyseniz bu listemize de göz atmak isteyebilirsiniz!
Cinsel Şiddete Karşı Sesini Yükselten Orta Çağ’ın Cesur Kadınları