Orta Çağ insanı için ölüm olgusu hayatın merkezinde yer alıyordu. Salgın hastalıklar, kıtlıklar, uzun süren savaşlar ve kazalar günlük hayatın ayrılmaz parçasıydı. 14. yüzyılda ortalama yaşam beklentisi 20 yılın altına düşmüştü. Peki ölümler sadece hastalıktan ya da şiddetten mi kaynaklanıyordu? Gelin detaylara birlikte bakalım.
1. Veba
Veba, Orta Çağ döneminde insanlığı en fazla tehdit eden hastalıklardan biriydi. Vebaya Yersinia Pestis adı verilen bir bakteri neden oluyordu. Kara Ölüm olarak da bilinen bu hastalık, fare ve pireler tarafından taşınırdı. İlk defa Çin’de başlayan veba hastalığı, 1348 yılında Avrupa’ya ulaştı. Hastalık 14. yüzyılda salgın haline gelerek Avrupa’da 200 milyondan fazla insanın ölümüne neden oldu. Hıyarcılıklı veba, vücudun her yerinde şişkinliklere (bubonik) neden oluyordu. Bakteri insan vücuduna girdiğinde kısa sürede lenflere tutunurdu. Hastalığı kapanların vücudunda koyu lekeler çıkıyor, ateş, kusma, kanama gibi şiddetli semptomlar gösteriyordu. Son derece bulaşıcı olan bu hastalık, türüne göre sadece hava yoluyla ya da temas yoluyla bulaşabilirdi. 14. yüzyılda tıp henüz yeterli ölçüde gelişmemişti. Hastalığa Tanrı’nın öfkesinin sebep olduğu düşünülmekteydi. Hıyarcıklı veba ile enfekte olan birinin aynı hafta içinde ölme ihtimali %80’di. 14. yüzyılın sonlarında Floransa’da ortalama yaşam süresi 20 yılın altında düşmüştü.
2. Seyahat
Orta Çağ’da yaşayan insanlar seyahat ederken bir dizi tehlikeyle karşı karşıya kaldılar. Yolculuk sırasında uyuyacak güvenli ve temiz bir yer bulmak çok zordu. Seyahat esnasında insanlar genelde açık havada uyumak zorunda kalıyordu. Kışın yolculuğa çıkanlar ise donma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu. Büyük gruplar halinde yolculuk yapmak daha güvenliydi. Çünkü bir ya da iki kişilik gruplar çoğunlukla soyuluyor, dövülüyor ya da öldürülüyordu. Yol üzerinde han ya da manastır yoksa yiyecek içecek temini yapılamıyordu. Bu nedenle seyahat esnasında soygun beklenen riskler arasındaydı. Orta Çağ gezginleri bir anda kendilerini bölgesel bir çatışmanın içinde bulabilirdi. Böyle bir durumla karşılan yolcuların yabancı dili yoksa yaralanabilir ya da hapse atılabilirdi. Deniz yoluyla seyahat etmek karadan daha hızlı olsa da önemli riskler içeriyordu. Orta Çağ’ın ahşaptan yapılan gemileri küçük fırtınalara dahi dayanamıyordu. Bu nedenle deniz yolculuklarının önemli bir kısmı felaketle sonuçlandı. Ancak dönemin sonlarına doğru gemi teknolojilerindeki ilerlemelerle birlikte deniz yolculuğu daha güvenli hale geldi.
3. Kıtlık
Kıtlık, Orta Çağ döneminde insan hayatını tehdit eden en büyük krizlerden biriydi. Kötü hava koşulları çoğu zaman hasadın da kötü geçmesine neden oluyordu. Böyle durumlarda insanlar ağaç kabuğu, kalitesiz mısır ve buğdayla beslenmeye çalışıyordu. Yetersiz beslenen insanlar, çeşitli hastalıklara karşı daha savunmasız kalıyordu. Açlıktan ölmeyenler çoğunlukla yetersiz beslenmeye bağlı oluşan salgın hastalıklar sonucu ölüyordu. Kıtlık dönemlerinde tüberküloz, çiçek, tifo, dizanteri ve grip gibi hastalıklar nedeniyle ölenlerin sayısı artış gösteriyordu. Kıtlık, uzun yıllar devam ederse kitlesel ölümler ve hatta yamyamlık ortaya çıkıyordu. 1315 – 1322 yılları arasındaki büyük kıtlık döneminde İngiltere’de yaşayan insanların %15’i yetersiz beslenme nedeniyle ölmüştü.
4. Doğum
Günümüzde tıp teknolojilerinin gelişmesiyle anne ve bebeğin sağlığı her an takip edilebiliyor. Ancak Orta Çağ’da doğum yapmak anne ve bebek için her zaman hayati risk taşıyordu. Eğitimli doktor sayısının az olması nedeniyle doğumları ebeler ya da aile üyeleri yaptırıyordu. Ebelerin çoğu resmi bir eğitim almamıştı. Ancak yıllarca doğuma girdikleri için deneyimlerine güveniyorlardı. Doğumlar çoğunlukla ev ortamında yapıldığı için yeterli ekipman yoktu. Aynı zamanda hijyen de sağlanamıyordu. Bu nedenle kadınların doğum sırasında enfeksiyon kapması çok sık görülen bir durumdu. Doğum süreci, bebek için de sayısız risk taşıyordu. Enfeksiyon nedeniyle doğumdan sonra bebeklerin %20’si hayatını kaybediyordu.
5. Bebeklik ve çocukluk dönemi riskleri
Orta Çağ’da yaşayan yedi yaş altı çocukların yaklaşık %30’u hayatını kaybediyordu. Çocuklar özellikle yetersiz beslenme nedeniyle hastalıklara karşı savunmasız kalıyordu. Çocukların ölüm nedenleri arasında çiçek, veba, boğmaca, kızamık, tüberküloz, bağırsak ve mide enfeksiyonları gibi hastalıklar bulunuyordu. Zengin ya da aristokrat bir ailenin çocuğu olmak da uzun bir yaşamı garanti etmiyordu. 1330 ile 1500 yılları arasında İngiltere’deki aristokrat çocukların üçte biri hayatını kaybetmişti.
6. Şiddet / savaş
Orta Çağ’da toplumun en üst kademesinden en alt kademesine kadar insanların önemli bir kısmı günlük hayatlarında şiddete maruz kaldı. Meyhanelerde ve sokaklardaki kavgalar çok olağan karşılanırdı. Ayrıca vassallar efendilerine karşı ayaklanabilirdi. Böyle bir ayaklanma çıktığında yöre halkının önemli bir kısmı hayatını kaybederdi. Hepsinden önemlisi ise yıllar boyunca süren savaşlar milyonlarca kişinin ölümüne neden olmuştu.
7. Sapkınlık
Günümüzde düşünce özgürlüğü olarak tanımladığımız durum, Orta Çağ’da oldukça tehlikeliydi. Hıristiyan öğretilerine aykırı olan teolojik ve dini fikirler sapkınlıkla eş değer kabul edilirdi. Özellikle Avrupa’da yaşayan Yahudi ve Müslümanlar kitlesel olarak katlediliyordu. Farklı inançlara karşı geliştirilen antipati, uzun yıllar sürecek Haçlı Seferlerine neden oldu. İspanya’da yaşayan Müslümanlar Engizisyon mahkemelerinde yargılanarak sapkın ilan edildi ve öldürüldü. Sonuç olarak Orta Çağ, Avrupa’da Hıristiyanlık inancını benimsemeyen pek çok insan için katliam ve ölüm demekti.
8. Avcılık
Avcılık, Orta Çağ aristokrasisi için en önemli eğlencelerden biriydi. Ancak avlanma oldukça riskli bir eğlenceydi. Avcılar atlarından düşebilir, okla yaralanabilir, domuzlar tarafından parçalanabilirdi. Bu risk sadece halk için değil soylu insanlar için de geçerliydi. Avlanma sırasında trajik bir şekilde hayatını kaybeden pek çok imparator ve kral bulunuyor. Örneğin Bizans imparatoru Basileios, bir geyik boynuzuna takılarak metrelerce sürüklenmiş ve hayatını kaybetmişti.
9. Erken veya ani ölüm
Orta Çağ’da erken ya da ani ölüm oldukça yaygın bir durumdu. 14. yüzyılın sonunda İngiltere’deki ortalama yaşam süresi erkekler için 24 yıl kadınlar için ise 33 yıldı. Ölüm nedenleri oldukça değişkendi. Şiddet, veba, kıtlık, enfeksiyon, tüberküloz en büyük risklerdi. Ancak o zamanlar henüz ismi konmamış olsa da kalp krizi de ani ölümlere neden oluyordu. Orta Çağ insanı için ani ölüm, ölümlerin en kötüsüydü. Çünkü hasta bir insana günahlarının affedilmesi için son kez bir ayin yapılırdı. Bu ayin yapılmadan ölen bir kişinin öte dünyada huzuru bulamayacağı düşünülüyordu.
Kaynak: 1