Düğme basit bir şey. Bir giysinin önünü, yakasını ve bileklerini iliklemek için kullanılan basit bir kilitleme yöntemi. Erkek gömleklerinde düğmeler sağdan sola, kadın gömleklerinde de tam tersi şeklinde ilikleniyor. İlerleyen yıllarda bağımsız federe ve daha pahalı kol düğmeleri de piyasada görünmeye başlıyor. Düğme, inanılmaz basit bir şey. Ancak 19 Kasım 1938 günü, Türk bayrağı sarılı bir tabuta yağan rengarenk düğmeler, en azından bu topraklarda, düğme mefhumu çok başka bir yere oturttu. 10 Kasım 1938 günü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından 19 Kasım’da yapılan cenaze töreninde, herkesi duygulandıran ve yıllardır hafızalardan silinmeyen olay yaşandı. Bizim tabirimizle hikaye tarihçisi olan Sunay Akın’dan dinledik, size de anlatıyoruz.
“Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı İstanbul’dan ayrılıyor, Ankara’ya götürülecek”
Cenaze töreni vefatından dokuz gün sonra yapılabiliyor çünkü Atatürk’ün nereye defnedileceği uzun bir süre netleşmiyor. Tüm dünyada parmakla gösterilen liderin 19 Kasım 1938 Cumartesi günü sabahı, Dolmabahçe Sarayı tören salonunda cenaze namazı kılınıyor. Cenaze alayı gözleri yaşlı Türk halkının eşliğiyle Gülhane Parkı’na geliyor.
“İnsanlar üzüntülü, hüzün var her yerde”
Ülke şaşkın durumda. Tüm askeri ve bürokratik nizamlar hazır, naaş İstanbul’da Dolmabahçe Sarayından alınarak, şehirle vedalaşacak ve Ankara’ya nakledilecek.
“Karaköy’den geçerken birdenbire çıt diye bir ses”
Sunay Akın anlatana kadar sebebi bilinmeyen bir efsane olarak yıllardır anlatılan o olay, Karaköy esnafının ortasından geçerken başlıyor.
“Çıt! Çıt! Çıt!”
“Gökyüzünden düğme yağdı biliyor musunuz?”
“Atatürk’ün bayrağa sarılı tabutuna düğme yağdı. Rengarenk düğmeler”
O ana tanıklık edenler, her renkten düğmenin yokuşun iki yanından rengarenk dolu taneleri gibi tabutun üstüne yağdığını anlatıyor. Bu yağmurun sebebi ne peki?
Sebebi aslında çok basit. Düğme kadar basit.
Atatürk herkesindi. Herkes ona veda etmek istiyordu.
“O caddedeki dükkânlarda, bürolarda Türkiye Cumhuriyetinin Yahudi vatandaşları var pencerelerde”
“Ülkenin Yahudi vatandaşları, önderlerini, bu güzel insanı kendi matem geleneklerine göre “gömleklerinin ceketlerinin düğmelerini kopararak” uğurluyorlar. Atların çektiği top arabasında Mustafa Kemal Atatürk’ün tabutu ve üstüne rengârenk düğmeler yağıyor, pencerede gözü yaşlı insanlar”
“Gömleklerin, ceketlerin düğmeleri kopartılarak uğurlama ne demekmiş biliyor musunuz?”
“Ben senden sonra eksiğim “