Ölüm, insanlığın en derin ve gizemli deneyimlerinden birisi. Hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olarak, her birimiz bir gün bu deneyimi yaşayacağız. Ölüm her zaman insanoğlunun tarih boyunca merakla yaklaştığı, korktuğu ve sorguladığı bir olgu olmuştur. Ancak, ölüm hakkında birçok şaşırtıcı gerçek ve yön bulunmaktadır. Bu yazımızda, ölümün sadece bir son olmanın ötesindeki yönlerine odaklanarak, bu evrensel gerçeği daha yakından inceleyeceğiz. Şimdi daha fazla vakit kaybetmeden yazımıza başlayalım?
1. Bazı Amerikan eyaletlerinde ölü ilan edilen biri, bazı eyaletlerde canlı sayılabilir
Bunun temel nedeni, New York ve New Jersey adlı iki eyaletin, dini inançlarına aykırı olması durumunda ailelerin beyin ölümü kavramını reddetmelerine izin vermesidir.
2. Ölümün ilk işaretlerinden biri gözlerde gerçekleşir
Ölümün ilk görünür göstergelerinden biri, sıvı ve oksijenin kornealara akışının durması nedeniyle gözlerin bulanıklaşmasıdır. Bu durum, gözler açıksa ölümden sonraki 10 dakika içinde, gözler kapalıysa 24 saat içinde gerçekleşebilir.
3. ABD’de şu anda yaklaşık 300 donmuş ceset mevcut
Bugün Amerika’da bilimin bir gün onları hayata döndürebileceği umuduyla sıvı nitrojen içinde dondurulmuş yaklaşık 300 ceset var. Detaylı bilgi almak için şu içeriği okumak isteyebilirsiniz ?
Ölümden sonra saç ve tırnakların uzamaya devam ettiği bir efsanedir. Aslında vücut kuruduğu için tırnak yatakları ve kafadaki deri geri çekilerek tırnakların, sakalın ve saçların daha uzun görünmesine neden olur.
5. Ölüm sertliği olarak da bilinen rigor mortis geçicidir
Ölüm sertliği olarak da bilinen rigor mortis, kas hücrelerindeki belirli liflerin kimyasal bağlarla birbirine bağlanmasının bir sonucudur, genellikle bir veya iki gün içinde kaybolur. Ne kadar süreceği diğer faktörlerin yanı sıra ortam sıcaklığına da bağlıdır.
6. Ceset kokusu putresin ve kadaverin isimli iki gazın sonucudur
7. Ölü bedenler sabuna benzeyen bir yapıyla doğal yollarla kaplanabilir
Teknik olarak adiposere (ve bazen mezar mumu da denir) olarak bilinen bu madde, vücuttaki yağın ıslak, anaerobik (oksijensiz) koşullar altında çürümesiyle meydana gelen ayrışmanın bir yan ürünüdür.
8. Everest Dağı’nda 200’den fazla donmuş ceset var
Everest Dağı’nda hayatını kaybeden dağcılar ve rehberler düştükleri yerde bırakılır, çünkü bir cesedi zorlu arazide 6000 metreden daha aşağıya taşımak kurtarıcıları tehlikeye atar.
Avrupa turba bataklıklarının düşük sıcaklık, düşük oksijen ve yüksek asitli çevre koşulları, cesetlerin yüzyıllar, hatta bin yıllar boyunca korunmasını sağlar.
10. Bilim insanları “nekrobiyom” üzerinde çalışıyor. “Nekrobiyom” bir cesetteki tüm bakteri ve mantarları kapsıyor. Bilim insanları, mikroplardaki değişikliklerin kendi başına ölüm zamanına dair ipucu sağlayıp sağlayamayacağını çözmeyi umuyor
11. Bir zamanlar idam edilen insanların kanını içmenin faydalı olduğu düşünülüyordu
İnsanlar bir zamanlar yeni idam edilenlerin kanının sağlığa iyi geldiğine inanıyorlardı, hatta darağacından sonra hemen içmek için cellatlara para ödüyorlardı.
12. Ölü bedenler doğası gereği tehlikeli değildir
Ölü bedenler genellikle sırf ölü oldukları için tehlikeli değildir. Ancak 19. yüzyılda çürüyen cesetlerden ve diğer çürüme kaynaklarından gelen havanın hastalıklara yol açtığı düşünülüyordu.
13. Victoria zamanında yaşayanlar ölülerin fotoğraflarını çekerdi
Victoria zamanında yaşayan insanlar yas süreçlerinin bir parçası olarak sık sık ölen sevdiklerinin fotoğraflarını çekerdi.
14. LOL her zaman “yüksek sesle gülmek” anlamına gelmiyor
Telgraf kodunun bir versiyonunda LOL, “can kaybı” anlamına geliyordu.
15. 897’de Papa VI. Stephen, bir önceki papa olan Formosus’un cesedini mezardan çıkardı, bir tahta oturttu ve “suçları” hakkında cesedini sorguya çekti
16. Dans partileri ölümcül olabilir
Dans partisinde ölme ihtimaliniz, paraşütle atlarken ölme ihtimalinizden daha yüksektir.
