Hepimiz hayatın temposuna yetişmeye çalışırken zaman zaman yoğun stresin pençesine düşüyoruz. Patronun son dakika gönderdiği e-posta, yetişmeyen işler, sınav kaygısı, ilişki sorunları… Derken bir bakıyoruz, midemiz düğüm düğüm olmuş, hatta tuvalete koşmak zorunda kalmışız! Peki ama neden? Duygusal bir yoğunluk fiziksel bir tepkimeye nasıl yol açabiliyor? Bu durum sadece psikolojik değil; sindirim sistemimizle doğrudan bağlantılı. Vücudumuzun içindeki görünmez bir otoban olan bağırsak-beyin ekseni, stres anında sindirim sistemimizi doğrudan etkiliyor. Yani midenizin bulanması, karnınızın guruldaması ya da tuvalet ihtiyacınızın artması tamamen fizyolojik bir tepki. Üstelik bu sadece sizi değil, hepimizi etkiliyor. Hazırsanız başlayalım! Peki neden stresli olduğunuzda tuvaletiniz gelir?
Gerildiğinizde midenize kramplar giriyor, hatta bazen apar topar tuvalete gitmeniz gerekebiliyor mu?
Bu durum sandığınızdan çok daha yaygın. Üstelik yalnız değilsiniz! Strese bağlı olarak bağırsakların hareketlenmesi, hem bedenin hem de zihnin savunma mekanizmasının bir parçası. Peki bu nasıl oluyor? İşte cevabı, beyniniz ile bağırsaklarınız arasında kurulan gizli ama hayati bir iletişim hattında yatıyor: Bağırsak-Beyin Ekseni.
Vücudunuzda vagus adında bir sinir var; hem uzunluğu hem de işleviyle gerçek bir yıldız. Vagus siniri, beyninizden çıkar ve sindirim sisteminize kadar uzanır. Tıpkı iki şehir arasında gidip gelen bir otobüs hattı gibi, bu sinir beyninizde olup biteni bağırsaklarınıza bildirir ve tam tersini de yapar.
Gastroenterologlar diyor ki: Stresli olduğunuzda beyin, bu sinir hattı üzerinden bağırsaklara “hazırlıklı ol” mesajı gönderiyor. Vücut bir tehlike algıladığında , “savaş ya da kaç” hormonları – yani adrenalin ve kortizol – devreye giriyor. Ve bu hormonlar sindirim sistemini bir kenara atıp, enerjiyi kaslara yönlendiriyor. Sonuç? Bağırsaklar normalden sapıyor: Kimi zaman yavaşlıyor, kimi zaman hızlanıyor. İshal, kabızlık, mide krampları, gaz… Hepsi bu dengesizlikten kaynaklanıyor.
Eğer stres zamanlarında tuvaletle yakın dost olduysanız, çözüm sadece sindirim sisteminizi değil, aynı zamanda zihinsel sağlığınızı da korumaktan geçiyor
Çünkü bu iki sistem birbirine bağlı, birbirini etkiliyor. İşte birkaç etkili stres yönetimi önerisi:
Spor yapmak sadece kalori yakmak için değil. Aynı zamanda beyninizin stres hormonlarını dengede tutmasına yardımcı olur. Egzersiz, adeta “stres emici” gibi çalışır ve kortizolü düşürür.
Fark ettiniz mi? Stresliyken nefesimiz hızlanır ve yüzeyselleşir. Ama siz bilinçli nefes teknikleriyle bu döngüyü tersine çevirebilirsiniz. Kutusal nefes (4 saniye al, 4 saniye tut, 4 saniye ver, 4 saniye bekle) gibi teknikler, beyni sakinleştirir, bağırsakları da rahatlatır.
Zihninizde bir anda binlerce düşünce yarış halindeyse, bir dur deyin! Meditasyon, sizi “şu ana” getirerek stresin kontrolünü ele almanıza yardımcı olur. Loş ışık, yumuşak müzik, bir fincan papatya çayı… Belki biraz da boyama veya kek yapma! Tüm bunlar sizi zihinsel olarak dengeye kavuşturur.
“Öz bakım” dediğimiz şey, illa spa veya lüks tatil anlamına gelmiyor. Erken yatmak, sevdiğin bir kitabı okumak, doğada 10 dakika sessizlik içinde oturmak bile büyük fark yaratır.
Bazen tüm yöntemleri denersiniz ama o stres geçmek bilmez. İşte o zaman bir terapiste başvurmak hem zihinsel hem de fiziksel sağlığınızı korumak adına harika bir adımdır.