Kemal Sunal’ın Tokatçı filmindeki esneme sahnesini hatırlar mısınız? Bir tren kompartımanında sırayla esnemeye başlayan kalabalık bir grup Kemal Sunal’ın da esnemesine sebep olur. Filmden de anlaşılacağı üzere esnemek bulaşıcı bir hastalık gibi yayılabilen, insana devamlı uykuyu hatırlatan ama fizyolojik olarak neyden kaynaklandığını çok da bilmediğimiz bir garip hadise. Biz neden esneriz yahu? Bununla ilgili ortaya atılmış birkaç teori var…
1 – Daha fazla oksijen almak için
Birinci teoriye göre esnemenin amacı, daha fazla oksijen almak ve vücutta birikmiş karbondioksidi dışarı atmaktır. Ancak daha fazla oksijen almak için esniyorsak, egzersiz yaparken de esnememiz gerekmez mi? Robert Provine adlı bir sinirbilimci, yaptığı deneyde kişilere fazladan oksijen vermiş ve ortamdaki karbondioksidi azaltmıştır ancak bu kişilerin esnemesini engellememiştir. Yani bu teori de kendiliğinden çürümüştür.
2 – İlgi çekmek için
Bazı bilim adamları, insanın atalarının dişlerini göstermek ve karşısındakini korkutmak için esnemeyi kullandığını düşünmektedirler. Ne yalan söyleyelim kulağa bu da çok mantıklı bir teoriymiş gibi gelmiyor.
3 – Sıkılmak ya da sadece uykunun gelmesi
Kişi sıkıldığında, uykusu geldiğinde beyindeki belirli merkezler aktifleşir ve kişi esner. Ancak bu teorem her durumu açıklayamamaktadır. Örneğin, atletler koşmadan önce, paraşütçüler ilk atlayışlarını yapmadan önce esnerler. Ya da esneyen birini gördüğümüzde, esnemeyle ilgili bir şey durduğumuzda esneriz. Ve bunlar ‘insanlar uykuları gelince, sıkılınca esnerler’ tezini çürütüyor.
Buraya kadar okurken bile uykunuz geldi değil mi? Merak etmeyin, hepsinin bir sebebi var. Ama siz önce gidip kendinize bir kahve alıp listeyi okumaya öyle devam edin isterseniz… Biz burada bekliyoruz.
4 – Beyni soğutmak için
Beynin en iyi performansını gösterebilmesi için belirli bir sıcaklıkta tutulması gerekir. Ve inanamayacaksınız ama esnemek tıpkı bir fan gibi beyindeki fazla ısının atılmasını sağlıyor. Esnemeye başladığımızda, çene ve boyun kaslarındaki kasılma boyuna, yüze ve kafaya giden kan miktarını arttırıyor. Esneme sırasında aldığımız derin nefes, beyin-omurilik sıvısını ve beyindeki kanı aşağı yönlü akmaya zorluyor. Ağzımızdaki hava da bu sıvıları soğutuyor. Anlayacağınız üzere esnemek, radyatör gibi işlev görüp beyindeki sıcak kanı alır yerine soğuk kan gitmesini sağlar. Bu sayede beyin soğutulmuş olur.
5 – Adapte olmak için
Esnemenin bulaşıcılığı ile ilgili yapılan pek çok araştırma, bu durumun kişinin empati kabiliyetiyle ciddi derecede ilişkili olduğunu göstermiştir. İnsanın en ilkel duygularından biri olan adapte olma isteğinin bir getirisi olarak karşımızdaki kişi esnemeye başladığında, biz de kendimizi bunu yapmaktan alıkoyamıyoruz. Buna ayna nöronlarımızın ortama uyum sağlamamız için gösterdiği çaba da diyebiliriz. Kişi karşısındakiyle ne kadar empati kurabiliyorsa, esnemenin bulaşıcılığı da o denli yüksek oluyor.
6 – Rahatlamak için
Vücut kendini sakinleştirmek için esneme yoluna gidebilir. Bazı araştırmalara göre stres ve kaygı yaratan durumlarla beraber beynin kimyasal yapısı değişir. Stresli anlarda esneme bir kaçış şekli olarak kullanılır.
7 – Hastalık sonrasında…
Esneme ile ilgili ilk çalışma 2500 yıl önce Hipokrat tarafından yapılmıştır. Hipokrat’ın yaptığı araştırma sonucuna göre esnemek ateşli hastalık sonrası vücutta biriken kötü havanın temizlenmesine yardımcı oluyordu.