Nazım Hikmet Ran, yarattığı sanat itibariyle daima güzel olanın hayat karşısında olumlanmasından yana oldu. Yaşamın yüceliği de bu duygusundan geliyordu. Şiirler yazıp resimler çizmesi bu yüzdendi. Ömrünün büyük bir bölümü hapishanelerde geçen yazar, ne olursa olsun yaşamın yüceliğine yaklaşıyor ve mutlaka bir çıkar yol buluyordu. Hem kendi için hem de dokunduğu pek çok yaşam için bunu yapıyordu.
Orhan Kemal de aynı güzelliğin etrafında yaşıyor, ürettiği eserlere bu güzelliklerden pek çok şey ekliyordu. Romanları bunun en iyi kanıtıydı.
Tavşan Mercan da yazarın dokunduğu yaşamlardan sadece bir tanesiydi.
Orhan Kemal‘in oğlu Işık Öğütçü tarafından kaleme alınan Orhan Kemal, Sessizliğin Sesi kitabında Piraye Hanım ve Tavşan Mercan başlıklı yazıda anlatılan hikayeyi sizler için derledik.
Orhan Kemal ve Nazım Hikmet Bursa Cezaevi’nde birlikte yatmaktadırlar. O dönemlerde zararsız olduğu düşünülen mahkumlar jandarma nezaretinde cezaevi dışına çıkarılarak devletin yol, inşaat veya temizlik gibi işlerinde çalıştırılır.
Her iki yazar da zaman zaman aynı uygulama dahilinde dışarı çıkarılarak diğer mahkumlarla birlikte kendilerine verilen işleri tamamlamaya çalışırlar.
Günlerden bir gün Orhan Kemal küçük bir çocuğun elinde tavşan yavrusu tuttuğunu görür. Küçük çocuk tavşanı satmak istemekte, mahkumlar yanaşmamaktadır. Sonunda Orhan Kemal elli kuruş vererek çocuktan tavşanı satın alır.
Tavşanla birlikte hapishaneye dönen Orhan Kemal, yavru tavşanı Nazım Hikmet’e gösterir. Yavruyu koynuna sokan şair, onu öpüp sevmeye başlar.
Acıkmış olduğunu düşünerek yavru tavşanın önüne süt, yonca ve su koyar. Tavşanı da küçük bir kutuya yerleştirir ve adını Mercan koyar.
Tavşan Mercan’la Nazım Hikmet’in oyunları ve halleri diğer mahkumları güldürür ancak şair Mercan’ı benimsemiştir.
Günler Mercan’la birlikte geçerken yavrunun cinsiyetini merak eden şair, bu işlerden anlayan mahkumlardan yardım alır ve tavşanın erkek olduğunu öğrenir.
Bu sefer de Mercan’a bir eş aramayı düşünen Nazım Hikmet, mahkumların “ilahi üstadım. Elimde olsa kadını kendime bulurdum ilk önce,” sözleri üzerine Mercan’ı özgürlüğüne kavuşturmaya karar verir.
Geçen zaman içerisinde Mercan büyür. Şair, en nihayetinde kendisini ziyarete gelen Piraye Hanım’a tavşanı teslim eder ve özgürlüğüne kavuşturur.