Cehennemden çıkan çılgın Kolombiyalı Pablo Escobar’ın hikâyesi Narcos dizisiyle muazzam şekilde işlenip hayatımıza girdiğinden beri uyuşturucu baronlarına, suç örgütlerine, mafyatik ağlara özel bir ilgi duyar olduk. Pablo Escobar ve Narcos dizisi popüler kültürün önemli bir parçası haline geldi, Berlin gece hayatı gibi her ortamda övüldü. Narcos dizisi sona erdi ama şu an “Narcos Mexico” adıyla farklı bir suç ağı anlatılıyor ve ortalık yine kasıp kavruluyor. O halde Narcos dizisi bizim dokunulmazımızdır diyenlerin mutlaka izlemesi gereken filmlere bir bakalım.
1. The Godfather (1972)
Aslında The Godfather filmi listeler üstü bir kültlüğe sahiptir ve bir sinema başyapıtı olarak her listenin vazgeçilmezidir. Bir seri olarak sinema tarihinin en özel, en güzel köşesinde durur. Suç ve mafya filmleri tarihine damgasını vurmuş Mario Puzo’nun efsane kitabından uyarlanan film kuşaktan kuşağa aktarılan bir değerdir. Kusursuz bir senaryo, akıl almaz oyuncu performansları ve Francis Ford Coppola’nın “yeni Hollywood” diye anılacak sinema üslubuyla bir klasiktir. The Godfather, Türkiye’de en fazla izlenen ve satılan filmlerin de başında gelir.
2. Scarface (1983)
“The World is yours…”
Al Pacino’nun canlandırdığı Tony Montana karakteri sinema tarihinin en ikonik karakterlerinden biridir. Tony öfkesiyle yıkar, hırsıyla üstünüzden geçer. Şakası yoktur, üzdüğü çoktur. Senaryosunu Oliver Stone’un yazdığı film Brian De Palma tarafından çekilmiştir ve kült statüsündedir, dokunulmazdır. 1980’li yılların atmosferini muazzam şekilde yansıtan Scarface, Kübalı bir gencin Miami’ye gelişini ve gangster kültürü içerisindeki hayatını anlatır. Ama ne anlatma… Kan, gözyaşı, ter, dram ne ararsan var!
3. Goodfellas (1990)
Suç örgütleriyle ve insanları kıtır kıtır doğrayan gaddar mafya liderleriyle ilgili bir listeye Martin Scorsese’yi koymayanı tefe koyarlar vallahi. Bir sinema dehası olan Martin Scorsese’nin en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen Goodfellas, 1991 yılında 6 dalda Oscar’a aday gösterilmişti ve en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Joe Pesci’ye ödül kazandırmıştı. Goodfellas, Martin Scorsese’nin dinamik kurgusunun ve hikâye anlatma yeteneğinin zirveye çıktığı filmlerden biridir.
4. Pulp Fiction (1994)
Quentin Tarantino mizah anlayışı, karakter yaratma becerisi, kurgu tekniği ve şiddeti kullanma biçimiyle 1990’lı yıllarda sinemaya yeni bir soluk getirdi. Kamera kullanımıyla, bol kanlı sahneleriyle ve sert diyaloglarıyla sinema dünyasında kendisine özel bir yer edindi. Pulp Fiction filmi katmanlı yapısı, ince ince işlenmiş kurgusu, drama tonu ve hikâyesiyle tüm zamanların en özgün yapımlarından biridir. En iyi film dahil 7 dalda Oscar’a aday gösterilen Pulp Fiction, en iyi orjinal senaryo Oscar’ını kazanmıştır. Bir değil, beş değil, on kere izlense de sıkmaz, öyle acayip bir filmdir.
5. Leon: The Professional (1994)
Luc Besson sineması son yıllarda düşüşte. Fransız yönetmen eskisi kadar etkileyici filmler yapamıyor ama Leon’u yaptı, daha ne yapsın diyebilirsiniz elbette. Leon filminin üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçti ama filmin etkisi geçmedi. Luc Besson bu filminde kaybedecek bir şeyi olmayan masum bir kızın ve gözü pek bir tetikçinin gizemli ilişkisini simgesel ve yoğun bir biçimde izleyiciye sunar. Sevginin sınırlarının zorlandığı filmdeki oyuncu performansları çok üst düzeydedir. Jean Reno ve Natalie Portman ikilisinin inanılmaz uyumu bir yana Gary Oldman’ın doğaçlama performansları ağızları açık bırakır. Luc Besson’un bu filmdeki yönetmenliği ayakta alkışlanacak cinstendir.
6. City of God (2002)
Fernando Meirelles’in çektiği City of God, şiddet temasının kullanımı ve estetize ediliş biçiminden ötürü eşine az rastlanır güzellikte bir filmdir. Paulo Lins’in otobiyografik ögeler bulunduran eserinden uyarlanan film, olay örgüsü ve suç dünyasının surata tokat gibi çarpan gerçekliğiyle izleyeni sarsar. Filmin sosyo-politik altyapısı ve son derece güçlü realistik kurgusu hayatta kalma mücadelesiyle sert bir şekilde yüzleşmemizi sağlar.
7. No Country for Old Men (2007)
Joel Coen ve Ethan Coen kardeşlerin filmografisinde farklı türden filmler görmek mümkündür. Mizah dozu yüksek kara komediler ile dramatik yapıları kuvvetli karanlık suç öyküleri arasında gelir giderler. Her iki tür içerisinde de yaptıkları çok başarılı, çok özgün filmler vardır. Zaten Coen kardeşlerin derinlikli hikâye anlatımı başkadır. Zengin filmografileri içerisinde öne çıkan No Country fo Old Men bir roman uyarlamasıdır ve aslında bir romanın nasıl senaryolaştırılacağı konusunda da ders niteliğindedir. Bu incelikle işlenmiş senaryo ve olay örgüsü sayesinde Coen kardeşler 4 tane Oscar kazandı. No Country for Old Men filmi en iyi film dahil, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo ödüllerinin sahibi oldu.
8. American Gangster (2007)
Ridley Scott, spektrumu çok geniş, çok vizyonlu bir yönetmendir. Geçtiğimiz günlerde 81 yaşına basan efsane yönetmenin sinema dünyasına armağan ettiği birçok kült eser vardır. 2007 yapımı American Gangster filmi de derin filmografisindeki önemli işlerden biridir. Film Amerikalı uyuşturucu baronu ve suç örgütü lideri Frank Lucas’ın hayatını anlatır. Ridley Scott 1970’li yılların Amerika’sını ve Vietnam Savaşı’nın sokaklardaki etkisini filmin arka planına harika şekilde yedirmiştir. Denzel Washington, Russell Crowe ve Josh Brolin gibi usta oyuncuların yer aldığı film 2000’li yıllarda çekilmiş önemli bir suç dramasıdır.
9. Once Upon a Time in America (1984)
Sergio Leone denince akan sular durur, western türü vurur. Sergio Leone’nin sinema zekâsı western türüne yeni bir soluk getirmiştir ve bu türü adeta yaşamamıza neden olmuştur. Once Upon a Time in America filmi Leone’nin az ama öz filmografisindeki şaheserlerden biridir. Çektiği son film olma özelliğini taşıyan eser, onun sadece bir western yönetmeni olmadığını da kanıtlar niteliktedir. New York’ta doğmuş Yahudi bir çocuk olan David “Noodles” Aaronson’ın gangster olma hikâyesi üç dönemde işlenir. Hayaller ve hayatlar 229 dakikalık bir sinema şöleni içinde anlatılır.
10. L.A. Confidential (1997)
James Ellroy’un romanından uyarlanan L.A. Confidential filmi 90’lı yıllarda yapılmış muazzam bir suç dramasıdır. Kim Basinger’a en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını kazandıran film, en iyi uyarlama senaryo dalında da Oscar kazanmayı başarmıştır. Kevin Spacey’nin oyunculuğuyla parladığı film 1950’ler atmosferi içerisinde yer altı dünyasını ve kirli bağlantıları oldukça ilgi çekici şekilde anlatır.