Mizantropi, “insan sevmemek, insanlardan nefret etmek” anlamlarına gelen bir sözcüktür. Mizantropi yaşayan insanlara ise “mizantrop” denir. Mizantroplar, insanların doğası gereği kötü olduğunu düşünür. Doğası gereği kötü olan insan, farkında olmasa da kötülük yapar ya da kötülüklere göz yumar. Mizantropi kavramı tek başına bir hastalık değildir. Ancak bazı zihinsel hastalıklardan muzdarip olan kişilerde mizantropi belirtileri görülebilir. Peki bu kavram tam olarak neyi ifade ediyor? Detaylara birlikte bakalım.
Mizantroplar, hümanistlerin tam tersi bir görüşe sahiptir
Mizantroplar, insanlardan her şeyin en kötüsünü bekleyen, onu doğuştan kötü kabul eden kimselerdir. Tüm insanlara karşı bir nefret besledikleri için intikam peşinde koşabilir ve kimseye güvenmeyebilirler. Mizantroplar, çoğu zaman insanlardan uzak dururlar ve insanlığın amacına ve değerine de güvenmezler. Mizantroplar insanları sevmese de onları incitmek veya yok etmek istemezler. Hoşnutsuzlukları, açık düşmanlıktan çok, kusur bulmanın bir ifadesi olabilir. Alman filozof Arthur Schopenhauer’un, “İnsan varoluşu bir tür hata olmalı” sözü de, mizantropiye örnek olarak gösterilebiliyor. Schopenhauer, insan zekasını, görebilen ama kör bir devin omuzlarına binen topal bir adama benzetiyor.
Molière’in “Mizantropi” adlı oyununda, ana karakter Alceste, mizantrop bir insanı simgeler
Alceste, iki yüzlülüğün insanları sahte dalkavukluk yoluyla aldatmaya sevk ettiğini gözlemleyerek, tüm insanlığa karşı sövüyor. Alceste tatlı sözlerle gerçeği çarpıtmaktansa her şeyi olduğu gibi anlatacak birini arıyor. Alceste’nin her zaman ve her ne pahasına olursa olsun dürüstlük arayışı, sonunda kendisini, insanları hor gördüğü kendi sürgününe götürüyor. Oyunun sonunda, yozlaşmış toplumdan kaçma arzusunu ilan ediyor.
Mizantropinin nedenleri
Mizantroplar, insanı içinde bulunduğu kötülüklerden sorumlu tutarak, insanın istemsiz de olsa bir şekilde kötülüğü benimseyeceğine inanır. Mizantropinin kaynağı, çocuklukta sevgi ve saygı görmemeye dayanabilir. Bu görüşün kaynağında, aşağıdakilerin de içinde yer aldığı başka etkenler de bulunuyor olabilir:
- Çocukluğa dayanan travmatik olaylar
- İnsanların kötülüğüne maruz kalmak ya da kötülüğe tanık olmak
- Aile ya da çevreden sevgi görememek ve değersiz hissetmek
- İnsanlara olan güvenin boşa çıkarılması
Mizantropinin teşhis ve tedavisi mümkün mü?
Mizantropi, bir hastalık değildir ve bu sebeple de teşhis ya da tedavisinden söz edilemez. Mizantropi, kişilik bozukluğu veya depresyonu olan kişilerde mevcut bir özellik olmasına rağmen, zihinsel bir bozukluk olarak kabul edilmez. Mizantropik tutumlar, insan toplumuna karşı yoğun bir yabancılaşmaya veya ondan iğrenmeye dayanabilir. Mizantroplar, genel olarak insanlardan nefret ederken bile, bazı insanlarla ilişkiler kurabilirler. Bununla birlikte, yakın ilişkiler nadir ve kısa süreli olabilir. Bazı uzmanlar, mizontropiyi benimseyen ve kendilerini yalnızlaştırmayı tercih eden insanların durumunun, endişe verici olduğunu düşünüyor. Araştırmalar, yalnızlığın sağlık üzerinde obezite veya sigara içmek gibi benzer etkileri olabileceğini gösteriyor. Dünyaya karşı sürekli bir güvensizlik, artan strese yol açabilir ve bu da zihinsel ve fiziksel sağlığa zarar verebilir.