Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ortaya çıkan kurumlarla birlikte cumhuriyetimizin ilk yıllarında gerçekleştirilen büyük kalkınma hamlesi, Anadolu’da pek çok farklı alanda sayısız önemli gelişmeye kapı araladı. Bu dönemde yetişen bilim insanları, sanatçılar, mühendisler ve mimarlar modern Türkiye’ye benzersiz katkılar sağladı. İşte bu yazımızın konusu olan ve modern Türk mimarisinin en önemli isimlerinden biri olarak tarihe geçen Mimar Kemaleddin de o kıymetli isimlerden biri. Peki, yaşamı boyunca pek çok önemli esere imza atan Mimar Kemaleddin kimdir, eserleri nelerdir? Detaylara birlikte bakalım.
Mimar Kemaleddin, 1870 yılında Ahmed Kemaleddin adıyla İstanbul’da dünyaya geldi
Bahriye miralaylarından Ali Bey ve Sadberk Hanım’ın tek çocuğu olarak yaşama gözlerini açan Ahmed Kemaleddin, 1876 yılında İbrahim Ağa İptidai Mektebine başladı. 1881’de babasının Giritli Ferik Hüseyin Paşa’ya katip olarak atanması üzerine ailesiyle birlikte Girit’e yerleşti. Daha sonra ülkemizin yetiştirdiği en önemli mimarlardan biri haline gelecek olan Ahmed Kemaleddin burada subay çocukları için açılmış özel bir okula devam etti. 1882 yılında ailesi ile birlikte İstanbul’a dönen Ahmed Kemaleddin Doktor Rıza, Menemenlizâde Tahir, Halep Valisi Celâl Bey, Mehmet Nadir ve Hüseyin Efendi gibi dönemin önemli simalarından ders alma fırsatı yakaladı.
Kemaleddin Bey, üniversite eğitimine ise 1887 yılında başladı
Günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi olarak varlığını sürdüren Hendese-i Mülkiyede eğitim hayatına devam eden Kemaleddin Bey, burada mühendislik derslerinden daha çok Prof. Jachmund’un mimari derslerine ilgi duydu. 1891’de Hendese-i Mülkiyeden mezun olan Kemaleddin Bey aynı yıl Prof. Jachmund’a yardımcı olmak üzere Hendese-i Mülkiye Fenn-i Mimari öğretmenliğine atandı.
Takip eden süreçte bilgi ve görgüsünü artırmak üzere Budapeşte ve Viyana’ya gönderildi
Yurda döndükten sonra mimari alandaki çalışmalarına ağırlık verdi. Özel mimarlık bürosunu da bu yıllarda açan Kemaleddin Bey, ilk eserlerini de bu dönemde tasarlamaya başladı.
1895 yılı Mimar Kemaleddin’in yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu
Bu tarihte, padişahın buyruğu ile 4 yıllığına Almanya’ya gönderildi. Günümüzde Berlin Teknik Üniversitesi adını taşıyan “Charlottenburg Tekhnische Hochschule” isimli okulda mimarlık eğitimi gördü ve Berlin’deki mimarlık bürolarında çalıştı.
1899 yılında İstanbul’a döndükten sonra Hendese-i Mülkiyedeki görevine devam etti, hocası Jachmund’un Türkiye’den ayrılması üzerine onun mimarlıkla ilgili derslerini üstlendi
Mimar Kemaleddin hayatı boyunca mimari alanına önemli katkılar sağlayacağı çeşitli görevler üstlendi
Söz gelimi 1908 yılında, Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı ve katiplik görevinde bulundu. 1909 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nda vakıf kurumlarından sorumlu olan Evkaf-ı Hümâyûn Nezareti’nde İnşaat ve Tamirat İdaresi Müdiriyetinde çalıştı. 1911’de Mühendis Mektebinde “Fenn-i Mimârî ve Demir İnşaât” dersleri verdi.
1919 yılına gelindiğinde ise ikinci kez özel mimarlık bürosunu açtı
Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın en önemli temsilcilerinden biri olan Mimar Kemaleddin, Cumhuriyet Dönemi’nde özellikle Ankara’da pek çok önemli esere imza attı. Mimarlık kariyeri boyuna ise mimari tarihimize aralarında cami, türbe, konak, apartman, eğitim binaları, gar, hamam ve han gibi farklı türde çok sayıda yapı kazandırdı.
Mimar Kemaleddin eserleri ile modern mimari tarihimizdeki en önemli isimlerden biri haline geldi
Yani Mimar Kemaleddin ne yaptı sorusuna yanıt vermek istersek, hayli uzun bir liste hazırlamamız gerekir. Yine de Mimar Kemaleddin eserleri söz konusu olduğunda örnek olarak gösterilebilecek bazı çok kıymetli yapılar var:
- Ahmed Cevad Paşa Türbesi, Fatih/İstanbul (1901)
- Yeşilköy Mecidiye Camii (1909)
- Fethiye Medresesi, Çarşamba /İstanbul (1909)
- Dördüncü Vakıf Hanı, Bahçekapı İstanbul (1911)
- Sultan V. Mehmed Reşad Türbesi, Eyüp (1911)
- Bostancı İbrahim Paşa Mekteb-i İbtidaisi (1913)
- Edirne Gar Binası (1913- 1914)
- Lâleli Harikzedegân Kat Evleri (1919-1922)
- Ankara Vakıf Oteli (Ankara Palas) (1924)
- Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü (1927)
- Ankara İkinci Vakıf Apartmanı (1925-27)
- Çamlıca Kız Lisesi
- Reşadiye Mektebi
- Ankara Belvü Palas
Bugün Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası olarak kullanılan yapı, Mimar Kemaleddin’in en ünlü eserleri arasında yer alıyor
1926-1930 yılları arasında tamamlanan ve modern Ankara’nın ve bir bakıma cumhuriyetimizin önemli sembollerinden biri olan bina, aynı zamanda Mimar Kemaleddin’in son eseri olma özelliği taşıyor.
Eserleri ve mimari anlayışı ile modern Türkiye’yi şekillendiren isimlerden biri olan Kemaleddin Bey 1927 yılında hayatını kaybetti
Ardında sayısız mimari eser bırakan Mimar Kemaleddin bugün de ülkemizin mimari alandaki en önde gelen isimlerinden biri olarak gösteriliyor.
Kaynak: 1