Şimdi büyük büyük attık başlığı ama aslında yok öyle bir şey. Metrobüste rahat yolculuk yapmak -gece 2’de binmek dışında- mümkün değil. Bizimkisi kendinizi camdan fırlatma kıvamına gelmemeniz için birkaç öneri olacak sadece.
Büyük de bir ikilemi yok değil bu meretin. Laf söylemeyeni yok ama “yiğidin lastiğini patlat hakkını ver” trafikte geçirdiğimiz süreyi oldukça kısaltıyor.
Özetle; ne onunla ne onsuz bu yolculuk inan huzursuz! rumuz: ListeList
Fizik mühendislerine diploma yırttırın
Malum bu metrobüsün 3 kapısı var ve bıyığı güzel kendisi güzel şoför abiler her seferinde durağın aynı metrekarelerinde duruyor. Size de geriye metrobüsün kapısının tekabül ettiği metrekarenin önünde beklemek düşüyor. Hesaplama konusunda çok mu kötüsünüz ya da daha önce metrobüse binmediniz mi? Dert değil. Durağa geldiğinizde gördüğünüz ilk kalabalığın arkasına yerleşin. Zaten bu formül çözüleli çok oldu.
Gladyatör teyzeleri takip edin
Eskilerin hükümet gibi kadın lafının hakkını verir bu teyzeler. Normal otobüste olsalar yavaş ve sakin adımlarla kendilerine yer verecek gencin göz bebeklerini süzerler ama konu metrobüs olunca yer verebilmek mümkün değil tabi. İşte bu teyzeleri takip edin. Durağa gelir gelmez tanıyacaksınız zaten. Ellerinde okkalı bir çanta, yalnız yürüyen üniversiteli öğrenci görmüş Unicef gönüllüleri gibi beklerler. Algıları her daim açıktır. Metrobüs durağa yaklaşırken siz de onlara doğru yakınlaşın. Takip mesafesini koruyacak şekilde arkalarından ilerleyin. Onlar yolu sizin için açacaklardır. (bkz: Trafikte ambulans görmüş taksi şoförü)
Kulaklıklıdan uzak durun
Sabahın köründe kalktınız, önemli bir toplantınız ya da finaliniz var. Gözünüzden uyku, beyninizden gece gördüğünüz rüya akıyor. Duymak ya da uğraşmak istediğiniz en son şey sevmediğiniz bir müziği kulaklıktan(!) halka açık dinleyen biri olabilir. Zevkler ve renkler tartışılmaz ama sabahın köründe size ilkokuldaki sevgilinizi dahi hatırlatabilecek acı yüklü bir şarkıdan uzak durmak en mantıklısı.
Gerginlerle aynı metrobüse bile binmeyin
Tüm metrobüs yolcuları arasında bir grup var, sanırız sosyal hayatta da görüşüyorlar. Bu gergin arkadaşlar, metrobüse girer girmez homurdanmaya, kafayı sağa sola çevirmeye başlarlar. Bir kere onların ayakta, diğerlerinin oturuyor olmasına(biz görmedik) kıldırlar inceden. Neredeyse şoförü bile “biz burada sıkışık depişik gidiyoruz, sen rahat rahat oturuyorsun” şeklinde azarlayabilirler. Siz siz olun bu arkadaşlardan uzak durun. Meydan muharebesine dönmesin ortalık.
Gazetelinin yanından ayrılmayın
Biliyorsunuz Türkiye’de gazete okuma oranı, eğer gazeteyi yanınızdaki tutuyorsa yüzde 90. Hele bir de yolculukta tutuyorsa yüzde 100. O yüzden metrobüste karar vermeniz gereken o saniyenin onda birini gazeteliyi bulmakla harcayın. Küçük bir uyarı: “Sayfayı değiştirsene arkadaşım bitirdim ben” demeyin. Yersiz oluyor zira.
Tutunacak bir dalınız olsun
Ne yapın ne edin bir yere tutunun. Sonra kendinizi “Dalgalandım duruldum düştüm ardından yoruldum” şarkısını mırıldanırken bulabilirsiniz.