Sosyal medyada da sıkça gördüğümüz “bu sütyeni kim icat etti” isyanları üzerine biz de merak ettik ve araştırdık. Karşımıza etkileyici ve sürükleyici hayatıyla Mary Phelp Jacop ya da sonraki adıyla Caresse Crosby çıktı. Çok genç bir yaşta bir soruna çözüm olarak bulduğu günümüzün modern sütyenlerinden ilkini elleriyle yaptı. Aslında birçok kadının hayatını etkiledi. Her ne kadar şimdiki kadınlar ona biraz kızsa da eğer o sütyeni icat etmeseydi şuan belimizi 40 cm yapan korseler giyiyor olabilirdik?
Mary Phelps Jacob 20 Nisan 1891’de New England’ın önde gelen ailelerinden birinin kızı olarak dünyaya geldi.
Jacob’ın atalarının arasında Plymouth Kolonisi’nin ilk valisi Vali Bradford ve vapuru geliştiren Robert Fulton var.
Çocukluk döneminde özel bir okulda okudu, özel dans eğitimleri aldı ve at binmeyi öğrendi
Ailesi çok zengin değildi fakat babası da avcılıkla uğraşıyor ve yelkenli kullanıyordu. Büyüdükten sonra çocukluğu için “Tek istediğim sadece güzel kokuların olduğu bir dünya” dedi. Eğitimine ve okul yaşamına oldukça ilgisiz olan Mary için yazar Geoffry Wolff, “Hayallerinde yaşıyordu.” diyor.
Shakespeare’in “As You Like It” adlı tiyatro oyunundaki Rosalind karakterini canlandırdı ve 1914’de İngiltere Kraliyet Ailesi’ne bir partide oyunu sergiledi.
Rosalind rolüyle birçok övgü topladı ve oyun çok beğenildi.
O yıllarda korse, bedeni sıkıştırarak ve belden göğüslere ve kalçalara doğru baskı uygulayarak kadınların belini adeta kum saatine çeviren bir giysiydi.
Kadınların belini 40 santimetreye kadar daraltıyor ve acı veriyordu.
Korselerin bu şekilde kullanımı ise II.Henri’nin karısı Catherine de Médicis’e bağlanıyordu. 1550’li yıllardan Catherine de Médicis sarayda kalın belli olmayı mahkeme kararı ile yasaklamıştı. Sonrasındaki 350 yıl boyunca kadınlar balina kemiğinden ya da metalden yapılmış korseleri kullandı.
1910 yılında Mary bir davete katılmak için elbise satın aldı. Ancak o zamanlarda giyebileceği tek iç çamaşır balina kemiğinden yapılmış korseydi.
Derin göğüs dekolteli elbisesinden balina kemiğinden yapılmış korsesi dışarı fırlıyor ve görünüyordu. Bunun üzerine hizmetçisi Marie’yi çağırdı ve ona 2 tane ipek mendil ve bir pembe kurdele getirmesini söyledi.
İpek mendilleri kesip kurdeleyi dikti ve ilk modern sütyeni yapmış oldu.
Mary’nin gittiği baloda rahatça dans etmesi ve hareketlerindeki rahatlık herkesin dikkatini çekti ve bir süre sonra çevresindeki kadınlarla sırrını paylaştı. Diktiği sütyeni gören herkes kendisi için de dikmesini istedi.
Korseden çok farklı olduğu için eleştirilse de birçok kişi bu yeni iç çamaşırına hayran kaldı. Mary o zamanlar korsenin saltanatının yavaş yavaş yıkıldığını görebiliyordu.
Önceden de göğüsleri destekleyen birçok iç çamaşırı yapılmıştı ama Mary, 5 Ağustos 1914’de 19 yaşındayken üst kol bölgesi için üretilen “Brassiere” adını verdiği iç çamaşırının patentini alan ilk kişi oldu.
3 Kasım 1914’de ABD Patent Dairesi’nden patentini aldığı iç çamaşırı tasarımı “yumuşak, hafif, rahat ve göğüsleri ayıran” şeklinde tanımlandı.
1915’de 24 yaşındayken New England’ın en tanınmış 3 ailesinden birinin oğlu olan Richard R. Peabody ile evlendi.
Washington Caddesi’nde imalathane dükkanının bulunduğu yerde “Fashion Form Brassière” adlı şirketini kurdu. Konumu iyi olan bu dükkan aynı zamanda ikinci eşi olacak Harry Crosby’yle romantik buluşmalar için uygun bir yerdi.
Mary bu işi iyi yönetememiş olacak ki bir süre sonra patenti Warner Brothers Corset şirketine $1500’a sattı.
Bu sırada ABD Savaş Sanayileri Kurulu kadınlardan fazlaca metalin kullanıldığı korseleri satın almamasını istedi. O zamanlar başlayan I. Dünya Savaşı için elde edilen korse demirlerinden 2 büyük savaş gemisi üretilebilecek kadar metal elde edildi.
Mary her ne kadar kazançlı bir satış yapmış olsa da Warner Brothers şirketi 20 yıl içinde bu tasarımdan 15 milyon dolar kazanç elde etti.
Olaylı evliliklerinin ardından Richard R. Peabody’den boşandı ve aşk yaşadığı zaten hayatında olan Harry Cosby ile evlendi. O zamanlar Mary 28 yaşındayken Harry ise 22 yaşındaydı.
Mary’nin kocası Richard uzun süre savaştaydı ve o savaştayken Mary ve iki çocuğu zor zamanlar geçirdiler. Döndüğünde ise alkolik ve eviyle, çocuklarıyla ilgilenmeyen bir adama dönüşmüştü.
Yazar ve şair olan Harry, Marry’nin yaşamını büyük ölçüde değiştirdi. Markasına da adını verdiği “Caresse” adını resmi olarak almasını istedi ve çalkantılı evliliklerinden dolayı Paris’e taşındılar.
Paris’te lüks içinde bir yaşam sürerken evlilikleri de oldukça açık ve sıradışı ilerliyordu. Her ikisi de başkalarıyla ilişkiler yaşadılar ve Black Sun Press adlı yayın şireketini kurdular. Bu yayın şirketinde birçok tanınmış yazarın yazılarını yayımladılar.
Harry Crosby edebiyat dünyasında tanınmış bir isimdi ve arkadaşları arasında Salvador Dalí, Ernest Hemingway gibi isimler vardı.
Yaşadıkları açık evlilik sırasında Harry, Josephine Bigelow’la tanıştı ve Josephine evlenene kadar aşk yaşamaya başladılar. Josephine evlendikten sonra da ilişkilerini bitirmediler. Harry 1929 yılında 31 yaşındayken Josephine ile birlikte intihar etmiş bir şekilde bulundu. Harry’nin Josephine öldürüp intihar etmiş olması da yapılan incelemelerle ihtimaller arasındaydı.
Yeni adıyla Caresse, 1933’de “Yengeç Dönencesi” adlı kitabı pornografik olduğu için yasaklanan Henry Miller ile tanıştı.
Romanı yasaklandıktan sonra ekonomik olarak zor bir dönem geçiren Henry Miller, bir petrol baronu için pornografik yazılar yazmaya başladı ve 100 sayfalık 2 hikaye için 200 dolar kazandı. Seyahate çıkmak için 200 dolar daha kazanması gerekiyordu ama o hikayeleri henüz yazamamıştı. Bu yüzden Caresse’den yardım istedi. Caresse eğlence için çabuk ve kolayca hikayeler yazabiliyordu. Uzun zaman boyunca edebi kaygıdan uzak düz pornografik hikayeler yazmaya devam etti.