Hayatımızın üçte biri uyuyarak ve çok büyük bir kısmı bilinçaltımızın kontrolünde olan rüyalar aleminde geçer. Kimi aşırı gerçekçi rüyalar gördüğünü söyler, kimisi de tam anlamıyla fantastik alemlere daldığından bahseder… Ya rüyalar aleminde bilincimiz açıksa? O dünyadaki tüm olanları kontrol edebilme gücüne sahipsek? İşte tüm bunlara olanak sağlayan “Lüsid Rüya” kavramını sizlere anlatmak istiyoruz. Nedir peki bu Lüsid Rüya?
Rüya gören kişinin; gördüğü rüyanın farkında olup rüyanın karakterleri, hikayesi ve geçtiği mekanıyla ilgili detayları bir dereceye kadar kontrol etmesine “Lüsid Rüya” deniyor
Bilinçaltımızın egemenliği altında olduğumuz rüyalar aleminde, normal şartlarda bir insan uyurken neler göreceğini seçemez. Yolumuza ne çıkarsa onu yaşamak zorunda kalırız ve uyandığımızda ya hatırlar ya da hatırlayamayız. Fakat Lüsid Rüyalar bu şekilde ilerlemiyor. Örneğin bir tren yolculuğuna çıkacağımız rüyada, tren bizim gitmek isteğimiz yere yine bizim seçtiğimiz yollardan gider. İnmek istediğimiz anda inebileceğimiz bu rüyada, kontrol tam anlamıyla bizdedir!
Lüsid Rüya, tam olarak orada olmak, hissetmek, müdahele etmektir. Neredeyse gerçek ile aynıdır. Görülür, duyulur ve hissedilir
Bilinç ve bilinçaltının yüzleşebileceği tek yer Lüsid Rüya’dır. Bu yüzden hiçbir psikoloğun, doktorun yapamadığı kadar sizi iyileştirebilir!
Aşamadığınız bir fobiniz olduğunu varsayarsak örneğin; yükseklik korkusu. Lüsid Rüya’da kendinizi çok yüksek bir binanın çatısında veya incecik bir ipin üzerinde görebilirsiniz. Bilinçli bir rüya olduğu için de hiçbir durumda zarar görmeyeceğinizden de emin oluyorsunuz. Bu şekilde o ipin üzerinden yürümeye başlarsınız ve nasıl olsa gerçekten düşmeyeceğinizi ya da düşseniz bile bir şey olmayacağını bilirsiniz. Yükseklik korkunuzu bu şekilde nasıl aşabilirsiniz? Şöyle ki; Lüsid Rüya deneyimleri hem bilince hem de bilinçaltına kaydediliyor! Bu şekilde deneyimlediğiniz tüm cesaret örneklerini aynı zamanda kaydetmiş de olursunuz.
Lüsid Rüya Görmek Mümkün mü?
Lüsid Rüya’yı görmek, kendiliğinden de yaşanabilir yani her istediğimizde elimizde olmayabilir. Fakat bu işin uzmanları Lüsid Rüya için çeşitli önerilerde bulunmuşlardır. Gördüğümüz rüyaların çoğu tutarlı değildir ve rüyadayken bu tutarsızlıkları anlamak rüyada olduğumuzu anlamanın en basit yoludur. Bu çizilen yol Lüsid Rüya yaşamanın ilk adımı olarak öngörülüyor.
İlk olarak gerçek hayatta duyularımızın ne denli farkında olursak, rüyamızda da bu duyuları o kadar rahat bir şekilde kullanabiliriz. İyi bir gözlemci olmak, Lüsid Rüya’nın en önemli adımıdır. Kendimizin ve çevremizin ne kadar farkında olursak, bilinçaltımız ve hislerimizin birbirleriyle olan orantısını ayırt edebilirsek bu rüyayı yaşama ihtimalimiz de aynı şekilde artacaktır.
Gerçeklik kontrolü için sorulması gereken en önemli soru, “Rüyada mıyım?”
Farkındalıkla birlikte artacak olan Lüsid Rüya deneyimi, “Rüyada mıyım” sorusuyla birlikte gerçeklik kontrolünü de sağlamış oluyorsunuz. Uzmanlar bu rüya için sakin bir gece uykusunun önemini vurgulayarak, yatmadan önce meditasyon yapılmasını öneriyor.
Meraklısına Lüsid Rüya’nın Tarihçesi
Antik Yunan’da Aristoteles’e ait metinlerde “bilinçli rüya” dan söz edilirken, modern anlamdaki ilk terim 1800’lü yıllarda, Marquis d’Hervey de Saint-Denys tarafından kullanılmıştır. 1968 yılında ise “Celia Green”, konuya alakalı daha önce yayımlanmış kaynakları inceleyerek ve bu tür rüyaları gören kişilerle görüşerek, Lüsid Rüyaların temel karakteristik özelliklerini belirlemiştir. Lüsid Rüya’nın sahte uyanış ile ilişkili olduğunu ortaya koyan ilk kişi olan Green, sıradan rüyayla çok farklı özelliklere sahip olduğunu ve REM uykusu döneminde ortaya çıktığını tespit etmiştir. Parapsikolog Keith Hearne, gönüllü bir denek üzerinde gerçekleştirdiği deneyle hızlı göz hareketlerini kayıt etmiş ve Lüsid Rüya ile olan ilişkilerini incelemiştir.
Stanford Universitesi’nden Stephen LaBerge, Lüsid Rüya’yı kanıtlamış ve Lüsidise Enstitüsü’nü kurmuştur
Tüm bu araştırmalar, ana akım bilim yayınlarının radarına girince, Stanford Universitesi’nden Stephen LaBerge, deneyleri yineleyerek, bulgularını resmi olarak yayımlamıştır. LeBerge, kanıt için ilk olarak kendisini kullanmış ve ekibinden, kendisinin rüya halindeyken göz hareketlerini kaydetmelerini istemiştir. LaBerge uyandıktan sonra göz hareketlerini, kaç kez sağa kaç kez sola baktığının sıralamasını ekibine söylemiştir. Bu sıralama ise ekibinin kayıtları ile birebir tutmuştur. Kendisi de oldukça verimli bir Lüsid Rüyacı olan LaBerge, 1987 yılında Lüsidise Enstitüsü’nü kurmuştur. Enstitününün misyonu, Lüsid Rüyanın doğallığını ve potansiyelini araştırmakla beraber insan zekasının da yapısını anlamaya yönelik araştırmaları içeriyor.