Televizyon tarihinin en dikkat çeken yapımlarından biri olan Lost, yayınlandığı dönemde izleyicilerin aklını kurcalayan gizemleri ve sürükleyici hikayesiyle büyük ses getirmişti. İlk bölümlerinden itibaren seyirciyi esrarengiz bir dünyaya davet eden dizi, zamanla çözülmemiş sırlarla dolu bir fenomen haline geldi. Dizinin ilerleyen sezonlarıyla birlikte, senaryonun karmaşık yapısı daha da derinleşti. Şimdilerde Netflix kütüphanesine eklenen Lost, gizemli sayılarıyla tekrar gündemde. Peki bu sayılar ne anlama geliyor? İşte Lost dizisindeki sayılar hakkında bildiğimiz her şey…
Uyarı: Spoiler içerir! Henüz diziyi izlemediyseniz buradan sonrasını okumanızı tavsiye etmiyoruz❌
Lost dizisi, yayınlandığı dönemde televizyon dünyasında üzerine en çok teori üretilen yapımlardan biriydi
Lost’un en büyük hayranları bile, her sezon dizinin yolunu kaybettiğini söylüyordu. Çünkü birçok soru işareti vardı ve bu sorular mantıklı bir temele oturmuyordu. Dizinin yaratıcılarından Damon Lindelof, özellikle üçüncü sezondaki “Stranger in a Strange Land” adlı bölümden sonra senaryonun çıkmaza girdiğini kabul etti. O bölümden sonra hikayeyi tamamlamak için farklı bir şeye ihtiyaç duyduklarını fark etmişlerdi. Lost’un gizemli sayıları dizinin her yerindeydi. Ancak bu sayıların ne anlama geldiğine dair en ufak bir detay dahi verilmiyordu.
Lost dizisindeki sayılar ilk olarak Hurley’in oynadığı piyango biletinde göründü
Hurley karakteri, bir piyango biletinde yer alan ve ona sadece kötü şans getiren 4, 8, 15, 16, 23 ve 42 sayıları ile hikayeye başka bir gizem katmıştı. Ancak Lost’ta hiçbir şey basit bir tesadüf değildi. Bu sayılar, aynı zamanda Desmond’un sığınaktaki bilgisayara her 108 dakikada bir girdiği şifrelerdi. Unutmadan bu sayıların toplamının 108 olduğunu da belirtelim. Hurley, bu sayıları lanetli olarak nitelendirirken, onların sadece kötü olaylara işaret ettiğini düşünüyordu. 1. sezondan 6. sezona kadar Lost’taki gizemli sayıları sık sık görüyoruz. Ancak son sezona kadar bu sayıların ne anlama geldiği hakkında bir açıklama yapılmıyor.
Dizinin son sezonuna gelindiğinde, Mark Pellegrino’nun canlandırdığı Jacob karakteri, her bir sayının, adanın koruyucusu olma potansiyeline sahip belirli bir kişiyi temsil ettiğini söylüyor
Dizinin ilerleyen bölümlerinde Jacob isimli gizemli bir figürün adadaki olayları uzun süredir yönettiği ve adayı korumak için bazı kişileri “aday” olarak seçtiği ortaya çıkıyor. Bu kişiler, Jacob’ın varisi olarak onun yerini almaya aday olan kişilerdir. İlginç bir şekilde, her bir aday, dizideki gizemli sayılardan biriyle ilişkilendiriliyor. Örneğin:
4: Locke,
8: Hurley,
15: Sawyer,
16: Sayid,
23: Jack,
42: Jin ve Sun.
Bu sayılar, Jacob’ın adaylarıyla doğrudan bağlantılı ve onların kaderini belirliyor. Jacob’ın adaylar için bu sayıları kullanması, sayıların adanın doğasıyla ne kadar derinlemesine bağlı olduğunu gösteriyor. Ancak, sayıların tam anlamı veya neden bu kişilere verildiği net bir şekilde yine açıklanmıyor.
Dizinin senaristi Damon Lindelof, sayıların Valenzetti Denklemi’ne dayandığını belirtiyor
Peki nedir bu Valenzetti denklemi? Bu denklem, dünyanın sonunun tahmin edilmesi için kullanılan bir formüldü. Hanso Vakfı, Küba Füze Krizi sonrası insanlığın sonunu önlemek amacıyla Dharma Girişimi’ni başlatmış ve Valenzetti’yi bu denklemi çözmesi için görevlendirmişti. Valenzetti, insanlığın kendi kendini yok etme olasılığının %100 olduğunu belirleyince, vakıf bu değişkenleri değiştirmeye çalışmıştı. Diziden sonra yayınlanan Lost: The Experience’ta da bu sayılar, “Valenzetti Denklemi” olarak bilinen kurgu bir bilimsel teoriyle ilişkilendirilmiştir. Burada altını tekrar çizmek istiyoruz. Bu bilimsel teori de tamamen kurgu. Bilim insanları bu denklem üzerinden insanlığın sonunu getirebilecek olayları tahmin etmeye çalışıyor. Bu nedenle sayıları dizi boyunca her yerde görüyoruz.
Lost’un bu resmi açıklamasına rağmen, hayranlar diziyi farklı bir şekilde yorumlamaya ve teoriler üretmeye devam ediyor
Sonuç olarak, Lost dizisindeki sayılar hem Jacob’ın adanın yeni koruyucularını seçme sürecinde hem de dünyanın sonunu önlemek için Dharma Girişimi’nin geliştirdiği matematiksel formülde önemli bir rol oynuyordu. Ancak tüm bu açıklamalara rağmen dizinin karmaşık yapısı, izleyicileri daha fazla soruyla baş başa bırakıyor. Bu sayılar, izleyicilerin diziyi yorumlaması için açık uçlu bırakılmış bir bulmaca gibi görünüyor. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi bu sayılar bir denklemden geliyor. Dizide bahsettiğimiz bu konu detaylı olarak incelenmediği için insanlar daha farklı ve büyük bir gizem arıyor. O nedenle Lost’un son sezonu bugün bile hayranlar için hayal kırıklığı olarak tanımlanıyor.
