Lascaux Mağarası; 1940 yılında Güney Fransa’nın Dordogne bölgesinde, tarihi kalıntıların yoğun olduğu bir alanda Fransız çocuklar tarafından tesadüfen bulundu. 17.000-15.000 yıllık geçmişi olan mağara büyüleyici duvar resimleri ile dünya üzerindeki sayılı mağaralardan olan bu yer, yaklaşık 250 metrelik bir uzunluğa ve 30 metrelik bir eğime sahip. Mağara sanatının en eski örnekleriyle Lascaux’ta resmedilen çizimlerin arasında en dikkat çeken kompozisyonun bir insan ile bizon arasındaki mücadele olduğu söylenebilir. Çizimlerde ise özellikle kırmızı renk göze çarpıyor. O zaman vakit kaybetmeden dünyanın en eski duvar resimlerine ev sahipliği yapan gizemli mağara Lascaux’un detaylarına bir bakalım…
Size gizemli bir mağaradan bahsetmişken, ateş böceklerinin adeta görsel bir şölen yarattığı mağaralara doğru bir yolculuğa çıkmak isterseniz; Yeni Zelanda’da Mağaraları Yıldızlı Muhteşem Bir Geceye Dönüştüren Ateş Böcekleri içeriğimiz hoşunuza gidecektir. ✨??
1940 yılı Eylül ayında genç bir Fransız olan Marcel Ravidat, Fransa’nın Dordogne bölgesindeki Lascaux tepesinde gizemli bir tilki deliği bulur
Macera arayan Ravidat, mağaradan içeri girmek için yanına üç arkadaşını alır ve bölgeye tekrar geri gelir
Genç Fransızlar buldukları delikten içeri girerler ve tarih öncesi büyüleyici duvar resimleriyle karşılaşırlar
Bu gizemli keşfin ardından artık, yetkililer ve uzmanlar devreye girerler
Mağaradaki resimlerin fotoğrafları çekilip, ilk bilimsel incelemeler yapılır
Uzmanlar bulunan resimlerin mağara sanatının en eski örnekleri olduğunu tespit eder
İncelemeler biter ve II. Dünya Savaşı’nın ardından 1948 yılında mağara ilk kez ziyarete açılır
Ancak dünya çapında elde ettiği şöhretin kurbanı olan Lascaux Mağarası, çok geçmeden kapatılır
Lascaux Mağarası, binlerce ziyaretçinin yükünü kaldıramayıp hasar görmesi endişesiyle 1963 yılında dönemin Kültür Bakanı olan André Malraux’nun mağarayı ziyarete kapatma kararı almasına sebep oluyor. 1955 yılında ziyarete açılan bu gizemli mağaraya günde 1,200 turist geliyor. 1963 yılında yapılan incelemelerde; kalkerden oluşan mağaranın resimlerinde ufak da olsa bozulmalar tespit edilmiş. Mağara incelenmiş ve sebebi insanların ağzından çıkan karbondioksit gazının havada bulunan su buharını asidik yapması olarak sonuçlanmış. Çalışmalar biterken mağaranın bazı bölgelerinde yeşil yosunlar da görülünce kültür bakanlığı tarafından 20 Nisan 1963’te ziyarete kapatılmış. O günden beri mağarada her gün kimyasal inceleme yapılmakta ve bozulma olmadığı görülmektedir.
Aradan 20 yıl geçer ve bir kopyası inşa edilen mağara tekrar ziyarete açılır
18 Eylül 1983 yılında Lascaux II’nin ilk ziyaretçisi replika mağaradan içeri girer
Tüm dünyadan gelen yoğun talebi karşılayabilmek için yapımına 1970 yılında başlanan Lascaux mağarasının replikası (kopyası) maddi sıkıntılar yüzünden yarıda bırakılıyor. 1978 yılında yarıda bırakılan inşa süreci tekrar başlatılıyor ve 18 Eylül 1983 yılında Lascaux II’nin ilk ziyaretçisi replika mağaradan içeri giriyor.
Lascaux’un orijinal mağarası ise sadece özel izinlerle arkeologlar tarafından ziyaret edilebiliyor
Mağaranın duvarını incelikle süsleyen çizimlere bakarsak Lascaux’ta ayrıntılı ve göz kamaştıran bir resim sanatından söz edebiliriz
Mağaranın duvarlarını renklendiren çizimlerde kullanılan tekniklere göz atacak olursak; tarih öncesinden kalan mağaraların pek çoğunda gravür ve desen tekniklerinden bahsederken, Lascaux’da resim sanatından söz edebiliriz. Çakmaktaşı, deriden kalıplar, damga yapılan basit araçlar ve pratik fırçalar, kullanılan tüm materyaller olsalar da en büyük rolü çizimlerde eller üstlenmektedir diyebiliriz.
Lascaux Mağarası içinde bulunan segmentler ise şöyle:
- The great hall of the bulls
- Lateral passage
- Shaft of the deadman
- Painted gallery
- Chamber of engravings
- Main gallery
- Chamber of felines
Lascaux ressamlarının paletlerinde bulunan renklere bakılırsa; renk pigmentlerinin çoğunun demir, manganez gibi metal oksitlerinden geldiği söylenebilir
Mağarada bulunan duvar resimlerinde kırmızı renk için hematite (kan taşı) minerali kullanılırken sarı rengin de goethite mineralinden geldiği tespit edilmiştir. Çizimlerde siyah renk için kömür yerine manganez oksidin kullanılmış olması ise maalesef mevcut çizimleri tarihlendirmeyi ve sınıflandırmayı zorlaştırmaktadır.
Kaynak:1