Tarihin farklı dönemlerinde, farklı toplumlarda pek çok şehir efsanesi ve mit ortaya çıktı. Kimi zaman toplumsal olayların yansıması olarak ortaya çıkan bu efsaneler bazen de kadim medeniyetlerdeki popüler inançlardan kök alıyordu. Binlerce yıl önce önce saysız medeniyete ev sahipliği yapan Kuzey Amerika ve özellikle de Meksika, bugün bile sayısız şehir efsanesinin dilden dile dolaştığı bir bölge. Ancak bazı efsaneler, başta korku olmak üzere içerdiği birtakım unsurlarla benzerlerinden ayrılıyor. Meksika’nın Ağlayan Kadını “La Llorona” da bu nedenle diğer şehir efsaneleri arasından sıyrılmayı başarıyor. İşte, işlediği affedilmez suç nedeniyle, sürekli ağlamaya ve acı çekmeye mahkûm edilen zavallı bir kadının korkunç bir hayalete dönüşme hikâyesi, La Llorona efsanesi hakkında bilmeniz gerekenler…
Ağlayan kadın anlamına gelen La Llorona, Meksika’daki en yaygın şehir efsanelerinden biri
Efsane genel olarak beyaz elbiseler içerisindeki lanetlenmiş bir kadının hayalete dönüşmesi ve kendi öldürdüğü çocuklarının acısıyla sürekli ağlaması hikâyesini temel alıyor. Öte yandan aralarında benzerlikler olsa da efsanenin pek çok farklı versiyonu bulunuyor. Kimi versiyonlar, yüzlerce yıl önceki medeniyetlerde yer alan kehanetlere ve kutsal varlıklara kadar uzanıyor. Ancak efsanenin daha modern ve daha yaygın versiyonları da var…
La Llorona efsanesinin en eski versiyonlarından biri Aztek kültüründeki Cihuacoatl isimli doğurganlık tanrıçasına kadar uzanıyor
Cihuacoatl geceleri dolaşan, sürekli beyaz elbiseler giyen vahşi bir canavar ve kötü şeylerin alameti olarak kabul ediliyordu…
“Chalchiuhtlicue” isimli bir başka Aztek tanrıçası da La Llorona ile ilişkilendiriliyor
Chalchiuhtlicue, Azteklerin son derece korktuğu, insanları boğarak öldüren kötücül bir tanrıça. Bu nedenle Azteklerin tanrıçayı onurlandırmak ve gazabından korunmak için çocukları kurban ettikleri biliniyor!
Peki, La Llorona efsanesi ne anlatıyor?
Farklı versiyonlardaki ufak tefek değişikliklerin dışında, La Llorona efsanesindeki ana unsurlar birbirleriyle paralellik gösteriyor: Sürekli ağlayan beyazlar içindeki bir kadın, anneleri tarafından öldürülmüş çocuklar ve bitmek bilmeyen bir lanet… La Llorona, yaşadığı bir öfke krizinden sonra çocuklarını öldüren, bu nedenle lanetlenen ve korkunç bir yaratığa dönüşen talihsiz kadının hikâyesi.
Efsanenin en yaygın versiyonu Maria adındaki köylü kadın hakkında
Bu hikâyeye göre Maria ismindeki köylü kadın zengin bir adamla evleniyor. Çift bir süre boyunca mutlu bir şekilde yaşıyor ve iki çocukları oluyor. Ancak bir gün Maria, iki çocuğuyla birlikte bir nehir kenarında dolaşırken, eşini genç ve güzel bir kadınla birlikte görüyor. Gördüğü manzara karşısında oldukça öfkelenen Maria, iki çocuğunu da nehirde boğarak öldürüyor! Öfkesi dinip kendisine geldiğinde büyük bir kedere kapılan kadın, kalan tüm ömrünü nehrin kenarında çocuklarını arayarak ve ağlayarak geçiriyor.
Efsanenin başka bir versiyonunda Maria kendisini de öldürüyor
Diğer bazı modern versiyonlarda ise sorumsuz bir anne olan Maria, çocuklarının ölümüne neden oluyor ve onlarla ilgilenmediği için lanetleniyor… Lanetlendiği için ne ölü ne de diri bir varlık haline gelen La Llorona, yaşadığı büyük üzüntü nedeniyle sürekli ağlıyor. Ayrıca bir yandan diğer insanlara zarar veriyor, bir yandan da çocuklarını arıyor.…
İntikamcı bir ruh olduğu kabul edilen Ağlayan Kadın, aynı zamanda ölümün habercisi olarak görülüyor
Günümüz Meksika’sında La Llorona, intikam almak amacıyla diğer insanların çocuklarını öldürmeye çalışan korkunç bir hayalet olarak tasvir ediliyor. Öte yandan La Llorona’nın ağlama sesini duyanların yakın zamanda ölümle karşı karşıya geleceğine inanılıyor.
La Llorona’nın korku dolu hikâyesi, Meksika’daki çocuklar üzerinde otorite kurmak için kullanılıyor
Ailesinin sözünü dinlemeyen çocuklara, Ağlayan Kadın tarafından kaçırılabilecekleri anlatılıyor… Bu şekilde çocuklar disipline edilmeye çalışılıyor.
Kaynak: 1