Herkes İtalyan kaşif Kristof Kolomb’u (Christopher Columbus) az çok bilmektedir. Kristof Kolomb tarihteki en ünlü kaşiflerden biridir ancak başarıları ve mirası bugün hala tartışılmaktadır. Amerika kıtasını Kolomb keşfetmedi fakat Avrupa’nın Keşif Çağı’nı ateşleyen kıtaya birkaç sefer yaptı. Ancak Kolomb bazı yerlerde başarıları ile anılırken, diğer yerlerde yerli halklara ve hatta kendi mürettebatına gösterdiği kötü muameleyle anılıyor. Ünlü kaşifin, çok karmaşık bir hayat yaşadığı kesin. Bu nedenle Kristof Kolomb hakkında doğru bilgiler vererek hayatını anlattık.
Kristof Kolomb, İtalya’nın Cenova şehrinde doğdu
Kristof Kolomb, tarihçilerin fikir birliğine göre ileride İtalya’nın bir şehri olacak olan Cenova Cumhuriyeti’nde doğdu. Kesin doğum tarihi bilinmiyor ancak 1451 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Annesinin Susanna Fontanarossa ve babasının Domenico Colombo adında bir yün tüccarı olduğu düşünülüyor.
Bazı kişiler Kristof Kolomb’un Portekizli olduğunu düşünüyor
İtalyanlar uzun süredir Kristof Kolomb’un kendilerinden biri olduğunu iddia ediyorlar ancak herkes kaşifin doğum yeri konusunda aynı fikirde değil. Lizbon Üniversitesi profesörü Fernando Branco, 2012 yılında Kolomb’un aslında Portekiz’de doğduğunu öne süren bir kitap yayınladı. Branco’nun teorisine göre Kristof Kolomb, Pedro Ataíde adında bir adamdı. Pedro Ataíde’nin 1476’da bir deniz savaşında öldüğü iddia edildi. Ancak Branco hayatta kaldığını varsayıyor. Kolomb’un ilk tarihi kayıtlarından biri, onu bir gemi enkazından uzaklaşarak yüzerken anlatmaktadır. Belki Branco’nun sunduğu kanıtların çoğu tesadüflere dayandırılabilir ancak Kolomb’un erken yaşamının tarihsel kayıtlarında pek çok detayın eksik olduğu göz ardı edilemez bir gerçek.
Kristof Kolomb, Amerika kıtasına yapacağı yolculuğa İtalya’dan değil İspanya’dan başladı
Kristof Kolomb, ünlü yolculuğuna İtalya ve Portekiz bayrakları altında çıkmayarak etniste sorununu daha da kafa karıştırıcı bir hale getirmiş oldu. Kolomb, yüzyılın sonlarında Doğu yerine Batı’ya yelken açarak Doğu Hint Adaları’na geçmek için bir plan yaptı. Yolculuğu başarılı olursa alternatif bir baharat ticareti yoluyla elde edeceği kar onu zengin yapabilirdi ancak yine de limandan bir gemi çıkarmak için paraya ihtiyacı vardı. Kastilya Kraliçesi I. Isabella ve Aragon Kralı II. Ferdinand, sonunda onun yolculuğuna sponsor olmayı kabul etti. Kolomb, Ağustos 1492’de Pinta, Niña ve Santa Maria’yı İspanya’daki Palos limanından çıkarıp Yeni Dünya’ya götürdü.
Kristof Kolomb’un Amerika’ya yelken açtığı gemiler tam bir kabustu
Kristof Kolomb’un filosunu oluşturan iki küçük tekne Niña ve Pinta, son teknoloji karavellerdi. Bu gemiler aerodinamik yelkenleri ve hızlı hareket etmelerini sağlayan hafif yapılarıyla biliniyordu. Aynı zamanda hiç rahat değillerdi. Geminin arkasındaki tek kamara kaptana ayrılmıştı ve 20 ila 30 kişiden oluşan mürettebat işleri olmadığında sıkışık güvertede uyumak zorunda kalıyordu. Daha büyük olan Santa Maria’da durum biraz daha iyiydi. Hem Kristof Kolomb hem de mürettebat için bölmeler vardı. Buna rağmen filo, denizde geçen iki ayın ardından Bahamalar’a ulaştığında denizciler isyan etmenin eşiğindeydi.
Kristof Kolomb, Kuzey Amerika’yı keşfeden ilk Avrupalı değildi
Kristof Kolomb, yüzyıllar boyunca hatalı bir şekilde medeniyetin gelişmesinde büyük bir rolü olan Kuzey Amerika’yı keşfetmesi ile anılıyor. Ancak Kolomb için Amerika kıtasına seyahat eden ilk Avrupalı demek bile yanlış olur. Viking kaşif Leif Ericson, Kolomb’tan 500 yıl önce yani yaklaşık 1000 yılında Kanada’ya gitmeyi başardı. Hatta bazı efsanelerde İrlandalı keşişlerin, kaşifler yelken açmadan önce Kuzey Denizi yoluyla Kanada’ya seyahat ettiği söyleniyor.
Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için: Amerika’yı Kolomb’tan Önce Vikingler Mi Keşfetti?
Kristof Kolomb’un 1492’deki yolculuğu, Kuzey Amerika’ya yaptığı tek sefer değildi
Kristof Kolomb, Amerika kıtasına üç kez gitti. 1492’deki Amerika ile ilk temasının ardından iki kez daha yolculuk yaptı. İkinci yolculuğunu 1498’de gerçekleştirdi. Yolculuklar arasındaki 5 yıllık boşluk, kötü yönetimi ve yaptığı zulüm yüzünden tutuklanmasından kaynaklanıyordu. Kristof Kolomb, son yolculuğunu ise 1502 yılında Karayipler’e yaptı. Kolomb, Çin’i, Hindistan’ı ya da aradığı altını hiçbir zaman bulamadı, ancak yerel adalıları terörize edip köleleştirmeyi ve mürettebatını ona karşı çevirmeyi başardı (onları solucanlı bisküvilerle besliyordu) ve dört teknelik bir filoyu mahvettikten sonra Jamaika’da bir yıl boyunca mahsur kaldı. Kristof Kolomb 20 Mayıs 1506’da öldü.
Kristof Kolomb Günü, 1937 yılında bir tatil oldu
Başkan Franklin Delano Roosevelt, 1937’de Kolomb Şövalyeleri adlı bir Katolik grubun etkisiyle gerçeğe dönüşen federal bir kutlama günü olan 12 Ekim’i Kolomb Günü olarak ilan etti. Başkan Richard Nixon, 1971 yılında Kolomb Günü’nün modern versiyonunu her Ekim ayının ikinci Pazartesi günü kutlanacağını ilan ederek yarattı. Bu, Amerikalılar için daha fazla üç günlük hafta sonu oluşturmak için Pazartesi günleri gerçekleşen tek tip tatiller yapma girişimiydi.
Bu, herkesin tatili kutladığı anlamına gelmiyor. Kolomb’un Yerli Amerikalılara ve diğer insanlara gösterdiği kötü muamele nedeniyle, birçok eyalet ve şehir Kolomb Günü’nü kutlamayı reddediyor. Bunun yerine Yerli Halklar Günü’nü kutluyorlar, diğerleri ise seyahat eden Norseman’ı onurlandırmak için Leif Erikson Günü’nü kutluyor.
Kaynak: 1