Kolezyumda yapılan gösteriler yazımıza başlamadan önce biraz Roma’nın Kolezyum’undan bahsedelim. MS 80 yılında kapılarını ilk kez açan Kolezyum, on binlerce Romalıyı bir araya getirdi. Şehirdeki bu devasa yapının çevresinde toplanan halk, şiddet ve dram dolu gösterilere tanıklık etmeye hazırdı. Ancak, bu görkemli amfitiyatroya giden yol, Roma’nın eğlence anlayışında köklü bir değişimi de temsil ediyordu.
Romalılar, uzun yıllar boyunca kalıcı eğlence yapıları inşa etmekten kaçınmışlardı. Bunun yerine etkinlikler, Circus Maximus gibi açık alanlarda ya da geçici tribünlerle çevrili Forum’da düzenleniyordu. Neden mi? Çünkü Romalılar, kendilerini Yunanlılardan farklı bir konumda görüyordu. Kaliforniya Üniversitesi’nden antik tarih profesörü Gregory Woolf’un açıkladığı gibi, “Romalılar, Yunanlılar gibi tembelleşmek ve gösterilere bağımlı hale gelmek istemiyorlardı.”
Bu değişimin en büyük dönüm noktası, Roma İmparatoru Vespasian’ın MS 70 yılında şehir merkezinde devasa bir amfitiyatro inşa edilmesi emrini vermesiyle geldi. On yıl süren inşaatın ardından tamamlanan Kolezyum, o döneme kadar görülmemiş bir yapıydı. Woolf’un ifadesiyle, “Özel olarak inşa edilmiş bir öldürme bölgesi yaratmak, imparatorların zenginliğini ve gücünü gösteriyordu.”
Ancak Kolezyum’u asıl etkileyici kılan şey, bu devasa yapının oldukça nadir kullanılmasıydı. Yılda yalnızca bir düzine kadar etkinlik düzenleniyor, bunlar da genellikle dini bayramlara, festivallere veya imparatorun doğum gününe denk getiriliyordu.
Antik Roma’nın en çarpıcı eğlence biçimlerinden bazılarına sahne olan Kolezyum, sadece bir amfitiyatro değil, aynı zamanda imparatorluk gücünün ve halkı yönetmenin bir aracıydı. Bu gösteriler, Roma halkının kana doymayan eğlence anlayışını ve dönemin siyasi atmosferini gözler önüne seriyor. Kolezyumda yapılan gösteriler yazımıza başlıyoruz. İşte bilmeniz gerekenler…
1. Deniz savaşları oyunu
Kolezyum’un açılışı, 100 gün boyunca süren ücretsiz etkinliklerle kutlandı. Bu gösteriler, yalnızca Roma halkını eğlendirmekle kalmadı; aynı zamanda İmparator Titus’un gücünü ve hanedanını tanıtmak için bir platform sundu. Babası Vespasian tarafından inşası başlatılan Kolezyum, Titus’un yönetiminde tamamlandı ve halkın gözünde Titus’un ne kadar güçlü bir lider olduğunu kanıtlamasına yardımcı oldu.
Bu etkinliklerin en dikkat çekenlerinden biri, naumachia olarak bilinen sahte deniz savaşlarıydı. Ancak Kolezyum’un arena zemini tam ölçekli deniz savaşları için yetersizdi. Amerikan Nümizmatik Derneği’nden Nathan Elkins’e göre, arenaya yalnızca iki tam boyutlu Roma savaş gemisi sığabiliyordu. Bu yüzden tekneler manevra yapamıyor, savaşın boyutu sınırlı kalıyordu.
Tarihi uzman Woolf, Kolezyum’daki bu savaşlarda küçük ve özel olarak tasarlanmış teknelerin kullanıldığını öne sürüyor. Bu tekneler, düz tabanlı yapıları sayesinde sığ suda kolayca durabiliyordu. Manevra kabiliyetleri sınırlı olsa da, çarpışmalar ve göğüs göğüse mücadele için platformlar inşa edilerek savaş daha izlenebilir hale getirilmişti.
Gösteri sırasında tekneler bir araya geliyor, askerler birbirlerinin gemilerine tırmanıyor ve silahlarla mücadele ediyorlardı. Ancak bu tür savaşlar Kolezyum’da sadece iki kez, MS 85 ve 89 yıllarında gerçekleşti. Daha büyük ölçekte düzenlenen naumachia gösterileri ise genelde Tiber Nehri kıyılarında yapılırdı. Titus’un sahnelediği bu gösterilerde, binlerce mahkumun ölümüne savaştığı gerçek boyutlu gemiler yer aldı.
2. Egzotik hayvan dövüşleri
Romalı liderler, Kolezyum’daki gösterileri her zaman daha büyük, daha ilginç ve daha çarpıcı hale getirme peşindeydi. Bu amaçla imparatorluğun dört bir yanından egzotik hayvanlar toplandı. Arenada yalnızca dövüşmekle kalmayan bu hayvanlar, bazen numaralar sergileyerek halkı büyüledi.
Kolezyum’da sahne alan hayvanlar arasında aslanlar, kaplanlar, filler ve hatta gergedanlar bulunuyordu. Woolf, bu tür dövüşlerin Roma İmparatorluğu’nun büyüklüğünü ve gücünü göstermek amacıyla düzenlendiğini belirtiyor. Örneğin, bir hikayeye göre, kuzeyin vahşi hayvanlarından bir Kaledonya ayısı ile güneyin korkulan aslanı arenada karşı karşıya getirilmişti.
Ancak bu gösteriler yalnızca vahşetle sınırlı değildi. Tarihçiler, Kolezyum’da serbest bırakılan bir gergedanın izleyicilere unutulmaz bir an yaşattığını anlatır. Başlangıçta sakin olan gergedan, bir anda öfkelenip arenadaki boğaları havaya fırlatarak büyüleyici bir gösteri sunmuştu.
İlginizi çekebilir:
Antik Dönemlerde İnşa Edilen Dünyanın En Etkileyici 5 Stadyumu
3. Orman avcılığı
İmparator Probus’un çılgın fikirlerinden biri, Kolezyum’u devasa bir ormana çevirmekti. Ağaçlar ve yeşilliklerle donatılan arenaya hayvanlar ve eğitimli avcılar yerleştirilirdi. Bu ormanda avcıların hayatta kalma mücadelesi sergilenirken, seyirciler hem heyecan hem de dehşet dolu anlara tanık oluyordu.
Tarihçi Elkins, “Genellikle eğitimli avcılar kazanırdı,” diyor. Ancak işler her zaman beklenildiği gibi gitmezdi. Kalabalık çoğu zaman hayvanlara sempati duyar, hatta onları desteklerdi. Leopar gibi bir yırtıcı hayvan, peşine düşen avcıyı avlar ve ölümcül bir son yaşanırdı.
Bu gösterilerde efsaneleşen isimlerden biri, Carpophorus’tu. Onun, aynı anda bir ayıyı ve bir aslanı öldürdüğü söylenir. Şairler, onu antik çağın kahramanı Herkül’e bile benzetirdi. Ancak herkes kalabalık tarafından bu kadar sevilmezdi. Kendini Herkül’ün reenkarnasyonu olarak gören İmparator Commodus, hayvanlarla çıplak dövüşürdü. Hatta deve kuşlarının kafalarını koparmak için özel ok uçları tasarlattığı bilinir.
Elkins, “Commodus’un bir devekuşuyla göğüs göğüse dövüştüğüne dair görgü tanıkları var. Hayvanın kafasını kesmiş ve bunu gösterişle sallamış,” diyor. Seyirciler, bu tuhaf manzarayı ciddiye almasa da Commodus’un egosundan korkarak kahkahalarını bastırmak zorunda kalırdı. Bu gösteriler esnasında arenada taze yemek satışları da yapılırdı. Sabah öldürülen hayvanların etleri, öğleden sonra atıştırmalık olarak sunulurdu!
4. İnsan infazları
Kolezyumda yapılan gösteriler dendiğinde akla karanlık ve tuhaf bir “gösteri” geliyor. Çünkü kolezyumun en karanlık taraflarından biri de hükümlülerin infazlarıydı. Özellikle suçlular, Roma vatandaşı olmayanlar ve Hristiyanlar bu “öğlen şovları”nda sahne alırdı. Ancak asil vatandaşlar, bu şiddet dolu anlarda dışarı çıkmayı tercih eder, sadece gladyatör dövüşleri için geri dönerdi.
Elkins, bu infazların sıradan bir öldürmeden ibaret olmadığını, genellikle Yunan ve Roma mitlerinden sahneler canlandırılarak gerçekleştirildiğini anlatıyor. Örneğin, Laureolus adlı bir haydut, çarmıha gerilmeden önce suç işlerken gösterilirdi. Bir başka çarpıcı sahne, Daedalus ve oğlu Icarus’un hikâyesinin canlandırılmasıydı. Suçlular, uçuyormuş gibi havaya fırlatılır ve ardından arenaya düşerek ayılar tarafından parçalanırdı.
Bazı mahkûmlar, bu korkunç sonu beklemek yerine kendi hayatlarına son vermeyi seçerdi. Örneğin, bir gece eğlence için öldürülmesi planlanan 29 Sakson mahkûm, birbirlerini boğarak ölmüştü. Filozof Seneca ise, bir mahkûmun halka açık bir tuvaletteki süngeri kullanarak kendini boğduğunu yazar.
5. Gladyatör savaşları
Antik Roma’da halkın büyük bir heyecanla takip ettiği etkinliklerin başında gladyatör savaşları gelirdi. Gün boyu süren bu görkemli şovların en dikkat çeken kısmı, birbirinden cesur gladyatörlerin ölümüne mücadeleleriydi. Spartacus, Marcus Attilius ve Spiculus gibi ünlü dövüşçüler, dönemin yıldızlarıydı. Ancak, tarihe damga vuran en unutulmaz karşılaşma, Priscus ve Verus adlı iki gladyatör arasında yaşandı.
Bu destansı dövüş, Roma İmparatoru Titus’un sponsorluğunda düzenlenen oyunlarda gerçekleşti. Söylenene göre, Priscus ve Verus’un karşılaşması, görkemli olduğu kadar kanlı ve uzundu. O kadar çetin bir mücadele sergilediler ki, normalde dökülen kanı izlemekten keyif alan kalabalık bile yoruldu. Seyirciler, bir noktada dövüşün artık sonlanmasını talep etmeye başladı. Konu üzerine çalışan tarihçi Elkins, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Kalabalık, İmparator’dan dövüşü durdurmasını istemeye başladı, çünkü mücadele bitmek bilmiyordu. Her iki dövüşçü de bitkin düşmüş ve yaralanmış durumdaydı. Ancak o dönemin kurallarına göre, biri teslim olmadan dövüş sona eremezdi.”
Titus, seyircilerin baskısına rağmen dövüşün devam etmesine izin verdi. Sonunda biri parmak kaldırıp pes ettiğinde, ikisi de aynı anda teslim oldu. Normalde bir dövüşün yalnızca bir galibi olurdu. Ancak Titus, alışılmışın dışına çıkarak her iki dövüşçüyü de galip ilan etti ve onlara özgürlüklerini verdi. Kolezyumda yapılan gösteriler yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir:
İlginizi çekebilir:
Antik Roma’nın En Ünlü Figürlerinden Olan Gladyatörler Hakkında 10 Şaşırtıcı Bilgi
Kaynak: 1