Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Vücudunuzda Kolajen Eksikliği Olduğunu Gösteren 7 Önemli İşaret
Vücudunuzda Kolajen Eksikliği Olduğunu Gösteren 7 Önemli İşaret
Cilt bakım kremlerinde sıkça adını duyduğumuz, “gençliğin iksiri” diye pazarlanan bu mucizevi protein kolajen, aslında vücudumuzun görünmeyen ama vazgeçilmez destekçisi.
Sabah aynaya bakıp “Bu çizgi hep burada mıydı?” diye kaşlarını çatanlardan mısınız? Ya da merdiven çıkarken dizleriniz size trip mi atıyor? Belki de manikürden bir gün sonra tırnaklarınız sanki kendini yok etmek ister gibi çatır çatır kırılıyor… Hiç merak etmeyin, yalnız değilsiniz! Tüm bu tuhaf ama tanıdık belirtilerin perde arkasında, sahneyi sessizce terk eden bir kahraman olabilir: Kolajen! Ciltte gerginlikten eklem sağlığına, saç parlaklığından sindirim sistemine kadar birçok alanda rol alan kolajen, azalınca kendini hemen belli ediyor. Tıpkı çatısı çöken bir ev gibi… Bir bakmışsınız yanaklar sarkmış, saçlar dökülmüş, tırnaklar küsüp gitmiş, sindirim sisteminiz bile zorlanmaya başlamış. İşte kolajen eksikliği belirtileri..
1. İnce çizgiler ve kırışıklıklar
Kolajen azaldığında cildin ilk tepkisi, “Tamam artık ben esnek değilim” demek oluyor. Yani cilt elastikiyetini yitiriyor, gerginlik azalıyor ve minik çizgiler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Özellikle göz çevresi, alın ve dudak kenarları bu ince çizgilerin en sevdiği yerler. Sonra da o çizgiler zamanla derinleşiyor ve kırışıklıklara dönüşüyor. Hani o sabah uyanınca yastık izi geçmeyen yanaklarınız var ya… İşte onlar da bu sürecin parçası.
2. Sarkık ve çilek cilt görünümü
Kolajen, cildin yapı taşı gibi bir şey. Tıpkı bir binanın kolonları gibi düşünün. Bu kolonlar yıkılmaya başladığında bina ne yapar? Sarkar, çatlar, eğilir… Cilt de aynı şekilde tepkiler verir. Özellikle yanaklar, çene hattı ve boyun bölgesinde hafif hafif sarkmalar baş gösterir. Ama hepsi bu kadar değil! Kolajen azaldığında cilt dokusu da değişmeye başlar ve “çilek cilt” dediğimiz o gözenekli, pütürlü görüntü ortaya çıkar. Hani yakından bakınca “Bir şeyler var ama tam da anlayamıyorum” dediğimiz o engebeli doku var ya… İşte onun sebebi de büyük ihtimalle kolajen eksikliği.
Nemli, parlak, canlı cilt dediğimizde aklımıza genelde bol su içmiş, güzel beslenmiş bir cilt gelir. Ama arka planda kolajen de bu işin en büyük destekçilerinden biri. Kolajen azaldığında, cilt kendi nem dengesini korumakta zorlanır. Sonuç? Kuru, mat ve biraz da sönük bir cilt. Öyle ayna karşısına geçip “bugün neden bu kadar solgunum?” diye düşünüyorsanız, kolajen seviyelerinize bir göz atmak fena fikir olmaz. Çünkü nemini kaybeden cilt, aynı zamanda daha az esnek hale gelir ve dokununca bile pürüzlü hissedilmeye başlanabilir.
4. Yara iyileşmesinin yavaş olması
Kolajen eksikliği belirtileri yazımıza devam ediyoruz. Kolajen yalnızca güzellik için değil, aynı zamanda cilt sağlığı için de kritik. Ciltte bir kesik mi oluştu? Ufak bir sivilce izi mi kaldı? İşte burada devreye kolajen girer ve iyileşme sürecini başlatır. Ama eğer kolajen seviyesi düşükse, bu süreç uzar da uzar. Ufak tefek kesikler, morluklar ya da sivilce izleri haftalarca geçmeyebilir. Dahası, yara izleri daha belirgin ve kalıcı hale gelebilir. Yani sadece geç iyileşmekle kalmaz, iz de bırakır… Can sıkıcı, biliyoruz.
5. Kırılgan tırnaklar ve incelen saçlar
Hadi dürüst olalım: Hangimiz daha sağlıklı, parlak ve güçlü saçlara sahip olmak istemeyiz ki? Ya da o güzel manikürü yaptıktan sadece 1 gün sonra tırnaklarımızın çatlamasını kim ister? İşte tam burada kolajen sahneye çıkıyor!
Kolajen, saçınızın o “ışıl ışıl” görünmesini sağlayan, tırnaklarınızın kırılmadan uzamasına yardımcı olan bir çeşit gizli kahraman. Eğer vücutta yeterli kolajen yoksa, tırnaklarınızın uçları çatlamaya, kolayca soyulmaya başlayabilir. Aynı şekilde saçlar da incelmeye, dökülmeye ve canlılığını kaybetmeye başlar.
Saçınızda eskisi kadar hacim yoksa ya da artık “ne oldu bu saçlara?” diye aynada uzun uzun kendinize bakıyorsanız, vücudunuzun size “Bana kolajen lazım!” diye fısıldıyor olma ihtimali çok yüksek.
6. Eklem ağrısı ve sertliği
Eklemlerinizin her sabah size “bugün çok yürümesek mi?” demeye başlaması hiç hoş değil, biliyoruz. Ama iyi haber şu: Bunun altında da kolajen eksikliği yatıyor olabilir. Çünkü kolajen sadece cilt güzelliği için değil; aynı zamanda eklemlerinizin sağlıklı kalması için de önemli.
Eklemleri yastıklayan, yani kemiklerinizin birbirine sürtünmesini engelleyen o sihirli doku var ya, işte onun temel yapı taşlarından biri kolajen. Eğer bu destek azalırsa, eklemlerde ağrı, sertlik ve hareket ederken çıtırtı sesleri kaçınılmaz hale gelir. Hatta ilerleyen dönemde osteoartrit (kireçlenme) gibi daha ciddi rahatsızlıklarla bile karşılaşabilirsiniz.
Yani hareket etmekte zorlanıyorsanız, eskisi kadar esnek hissetmiyorsanız, belki de vücudunuza biraz kolajen takviyesi yapma zamanı gelmiştir. Spor salonuna gitmeden önce düşünün: Belki de ilk adım kolajenle başlar.
7. Sindirim sorunları
Kolajen eksikliği belirtileri yazımızın sonuna geldik. “Ya ben ne yesem dokunuyor”, “midem garip hissediyor”, “şişkinlikten nefes alamıyorum” diyorsanız… bu şikayetlerin ardında sadece yedikleriniz değil, vücudunuzdaki kolajen seviyeleri de olabilir. Evet, yanlış duymadınız!
Kolajen, sindirim sistemimizin iç yüzeyinde bulunur ve adeta bağırsak duvarını koruyan bir kalkan gibi çalışır. Eğer bu duvarda zayıflık olursa, sızdıran bağırsak sendromu dediğimiz bir durum oluşabilir. Bu da, vücuda girmemesi gereken maddelerin dolaşıma karışmasına ve bağışıklık sisteminin isyan etmesine neden olur.
Yani sadece “midem bulanıyor” diyerek geçmeyin. Kolajen eksikliği, sindirim sisteminin dengesini bozarak; besinlerin yeterince emilememesine, iltihaplanmaya ve genel bir huzursuzluk haline yol açabilir.
Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Kolajen eksikliğiniz olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir uzman doktora danışmalısınız.