Dillere destan güzelliği, hırsı ve zekâsıyla tanınan Antik Mısır hükümdarı Kleopatra aynı zamanda tarihin en bilinen kadın hükümdarları arasında. Bununla birlikte Kleopatra’nın kızı, Kleopatra Selene, tarih sahnesinde öne çıkan bir figür değil. Oysa büyük hükümdarın kızı da, son derece ilginç bir yaşam öyküsüne sahip, oldukça önemli bir tarihi figür. Öyle ki Kleopatra Selen, 35 yıllık kısa yaşamında Antik Mısır prensesi, Roma İmparatorluğu’nun tutsağı ve Afrika kraliçesi gibi unvanlara sahip olmuş bir isim. İşte sıra dışı yaşam öyküsüyle dikkat çeken Kleopatra’nın kızı, Kleopatra Selene hakkında bilmeniz gerekenler…
Kleopatra Selene, Antik Mısır’ın en önemli kadın hükümdarlarından VII. Kleopatra ile Roma İmparatorluğu’nun önde gelen komutanlarından Marcus Antonius’un çocuğu olarak dünyaya geldi
Marcus Antonius ile Kleopatra, Antonius ve ileride Roma İmparatorluğu tahtına çıkacak olan Augustus komutasındaki orduların düşman ordularını bozguna uğratarak kazandıkları bir savaş sonucunda diplomatik ilişki kurdular… Milattan önce 42 yılında Roma’nın iki komutanı Filippi Savaşı’ndan zaferle ayrıldı.
Zaferin ardından Augustus, imparatorluğun batıdaki topraklarının yönetiminden sorumlu halde geldi. Marcus Antonius ise imparatorluğun doğusuna hükmetmeye başladı. Böylece dönemin bir başka önemli aktörü olan Mısır uygarlığı ile daha fazla temas kurma şansı buldu. Elbette Antonius, Kleopatra ile de daha sık görüşmeye başlamıştı…
Kleopatra, Roma’nın muzaffer komutanının ileride Roma İmparatorluğu tahtına oturabileceğini düşünüyor, muhtemel imparatorla iyi ilişkiler kurmak istiyordu
Bazı anlatılara göre Kleopatra bu nedenle Antonius’u baştan çıkardı. Bazı söylentilere göre ise ikili birbirlerine âşık olmuştu… Neticede bu birliktelikten Kleopatra Selene ve ikizi Alexander Helios dünyaya geldi. İlerleyen dönemde aileye Ptolemy Philadelphus isimli üçüncü bir çocuk da dâhil oldu…
Kleopatra Selene, ömrünün ilk 10 yılını Mısır Prensesi olarak geçirdi
Bu dönemde Augustus, Marcus Antonius ile giriştiği imparatorluk mücadelesinde öne geçmiş, tahtın en önemli adayı konumuna yükselmişti. Zaten kısa süre sonra Roma’nın mutlak hükümdarına dönüşecekti… Üstelik Marcus Antonius’un Mısır ile kurduğu yakın ilişki nedeniyle oldukça öfkeliydi. Onun bir Romalı değil, bir Mısırlı olduğunu ve Roma’ya ihanet ettiğini düşünüyordu!
İşte böyle bir siyasi ortamda, Augustus yönetimindeki Roma orduları ile Kleopatra ve Marcus Antonius idaresindeki Mısır orduları karşı karşıya geldi… Bugünkü Yunanistan’ın batı kıyılarında gerçekleşen Aktium Muharebesi’nden galip ayrılan Augustus oldu. Bu beklenmedik mağlubiyet hem Antonius hem Kleopatra hem de çocukları için sonun başlangıcı niteliğindeydi…
Aktium Muharebesi’nden mağlup ayrılan Marcus Antonius ve Kleopatra, Mısır’a çekildiler
Ancak hem savaşı kazanan hem de Roma’nın mutlak hükümdarı haline gelen Augustus tehlikesi atlatılmış değildi. Aktium Muharebesi’nden kısa bir süre sonra Augustus’un orduları Mısırı işgal etti ve Marcus Antonius bir kez daha yenilgiye uğradı…
Antonius ve Kleopatra için fazla bir seçenek kalmamıştı! Milattan önce 30 yılında Marcus Antonius intihar ederek yaşamına son verdi. Birkaç gün sonra, Kleopatra da kendi canına kıyarak bu dünyadan ayrıldı.
Ebeveynlerinin ölümü üzerine Kleopatra Selene Mısır Kraliçesi oldu
Ancak hükümdarlığı yalnızca iki hafta sürdü. Roma İmparatorluğu Mısır’ı ilhak etti. Daha sonra devrik Mısır Kraliçesi Kleopatra Selene ve kardeşleri Roma’ya götürüldü…
Roma İmparatoru Augustus, Mısır kraliyet ailesinin üyelerini “savaş ganimeti” olarak sergiledi!
Esaret altındaki kardeşler bir zafer alayında yürütüldü, halka gösterildi! Kardeşler, imparatorluğun elde ettiği zaferin en çarpıcı göstergesi haline gelmişti. Böylece Kleopatra Selene’nin de tıpkı kardeşleri gibi tutsaklık günleri başlamış oldu…
İmparator Augustus Mısırlı kardeşleri öldürmek istiyordu ancak kız kardeşi bu katliama engel oldu
Üstelik çocukları kendi himayesine alarak kendi evinde, birer Romalı gibi yetiştirmeye başladı. Öte yandan Roma’da Augustus’un zincirleri altında tutsak edilen tek kraliyet ailesi mensupları Kleopatra Selene ve kardeşleri değildi. Roma, farklı krallıkların varislerinden oluşan geniş bir “tutsak koleksiyonuna” sahipti!
Bu tutsaklar arasında günümüzdeki Cezayir topraklarında hüküm süren Numidya Krallığı’nın varisi Gaius Julius Juba da vardı! Juba, Numidya kralı olan babasının Roma İmparatorluğu ile girdiği savaşı kaybetmesinin ardından Roma’ya getirilmişti. Üstelik uzun yıllar boyunca gerçek bir Romalı gibi yetiştirilmiş hatta bazı savaşlarda imparatorluk ordusu içerisinde savaşarak “ülkesine” hizmet etmişti. Bu savaşlar arasında Kleopatra ile Antonius’un intiharında önemli payı olan Aktium Muharebesi de vardı…
İmparator Augustus’un da isteğiyle Kleopatra Selene ile Gaius Julius Juba milattan önce 25 yılında evlendi
Daha sonra Augustus, Gaius Julius Juba’yı varisi olduğu toprakları Roma’ya bağlı bir krallık olarak yönetmesi için ülkesine gönderdi. Böylece Gaius Julius Juba Moritanya Kralı, Kleopatra Selene ise Moritanya Kraliçesi oldu. Kleopatra Selene’nin sahip olduğu bu unvan, kısa yaşamında elde ettiği üçüncü önemli unvandı: Mısır Prensesi, Roma tutsağı, Afrika Kraliçesi…
Moritanya hükümdarı olarak görevlendirilen Gaius Julius Juba, ilk defa hükümdar oluyordu ancak Kleopatra Selene hükümdarlık konusunda tecrübeliydi
Ayrıca tıpkı annesi gibi keskin bir zekâya sahipti! Bu nedenle Moritanya Kralı Gaius Julius Juba’nın politikaları üzerinde büyük bir rol oynuyor, krallığın politikalarına yön veriyordu. Juba ve Kleopatra Selene Moritanya topraklarını refaha kavuşturmayı başarmışlardı. Moritanya bu dönemde önemli bir ticaret merkezi haline geldi.
İkilinin yönetimi altındaki, bugünkü Kuzey Afrika ülkelerinin bazılarından ve bölgedeki birkaç Antik Yunan ve Roma kolonisinden oluşan Moritanya Krallığı, bölgenin en önemli aktörlerinden birisi haline gelmişti ancak Roma’ya ve Augustus’a kati bir şekilde bağlıydı… Gaius Julius Juba ile Kleopatra Selene, Selene’nin 35 yaşında ölümünde dek yaklaşık 20 yıl boyunca Moritanya Krallığı’nı başarılı bir şekilde yönettiler…
Kaynak: 1