Bir kedi ile ev arkadaşı olmak, aslında seviyeli bir arkadaşlık ilişkisine benzer. Çünkü o evde, sadece sizin kurallarınız geçerli değildir; kedinizin de bazı kuralları vardır. Yani aynı evi paylaşıyor olmanız, asla ona sahip olduğunuz anlamına gelmiyor; hemen rahatlamayın. Hatta dikkat edin de, o size sahip olmasın.
Sizi gerçekten seven bir kediniz varsa, o sizi seçtiği için gerçekten mutlu olmalısınız ve bu sevginin değerini bilmelisiniz. Çünkü onun sevgisi, hayatınızdaki tüm gerçekliklerden daha gerçek. İşte bu yüzden onunla aynı evde yaşıyor olduğunuz için, aslında ne kadar şanslı olduğunuzu size bir kere daha hatırlatalım istedik. Zaten bildiğiniz bu maddeleri okuyunca, ne kadar da iyi etmişim diyeceksiniz. <3
1. Kediler, Feng Shui felsefesine göre ch’i enerji yayarlar
Ch’i enerji, Eski Çin’de ejder soluğu anlamına gelir ve evrensel yaşam gücünü simgeler. Ch’i arttırıcı yardımcılardan biri de evcil hayvanlar. Bu yüzden evinizde bir kedi olması, bu enerjinin dolaşmasını ve yayılmasını sağlar.
2. Stresinizi azaltırlar
Kedilerin stres azaltmadaki etkisi kanıtlanmış bir gerçek. İnsanları rehabilite etmedeki başarıları pek çok kitaba, filme konu olduğu gibi; bazı hastanelerde, ağır hastaların kedilerini görmelerine izin verildiğini de biliyoruz. Yani kedi=şifa demek. <3
3. Size olan bağlılıklarının yanında, aslında “bağımsız” olmayı öğretirler
Kediler, sizinle aynı evi paylaşan en sadık dostunuz olabilirler ama bu durum, asla her istediğinizi yapacakları anlamına gelmez. Yapacakları şeye de, bunun zamanına da kendi keyiflerine göre karar verirler.
4. Sıkılmanıza imkan yok; çünkü onlar sizi neşelendirmek için varlar
Kedilerin dünyanın en komik canlıları olduğunu söylesek abartmayız olmayız herhalde. Sırtlarını kabartıp abidik gubidik yürümeleri, poşetlerin içine girmeleri ve daha bunun gibi bir sürü şey ile sizi sürekli neşelendirirler.
5. Eğer biraz gözlemlerseniz, kendinize değer vermenin yöntemini en iyi onlardan öğrenebilirsiniz
Kediniz evin en temiz ve konforlu yerini her zaman en iyi bilendir. Çarşaf değiştirdiğinizde keyfini ilk o sürer. Kumunun pis olmasına asla tahammül edemez ve gerekirse sizin temiz tuvaletinizi kullanırlar. 🙂 Güneşte uyur, gölgede serinler… Onun kendine verdiği değerin onda birini kendinize verirseniz; gerçekten mutluluğun kapılarını sonsuza kadar açmış olursunuz.
6. Küçük ve yaramaz bir çocukla birlikte yaşadığınız için, sabırlı olmayı da öğrenmek durumundasınız
Kedilerin merakını herkes bilir. Kapalı kapılar, girilmemesi gereken alanlar onların en büyük zevkleridir. Asla vazgeçmezler; onları engellemeyeceğiniz için de, size sadece sabırlı olmayı öğrenmek kalır.
7. Size ‘yarım’ın ‘bir’den daha büyük olduğunu öğretirler
Yatağınızı, bilgisayarınızı, bazen su içtiğiniz bardağınızı… Birçok şeyinizi onunla paylaşmak zorunda kalacağınız için, paylaşmayı da en iyi onlardan öğrenirsiniz.
8. Yalnızlığınızı unuttururlar
Kendinizi yalnız hissettiğinizde ve canınızı sıkan bir şeyler için gözyaşı döktüğünüzde hemen bunu hissedip yanı başınızda belirirler. Onlar, gerçekten dostturlar.
9. Burunlarından kıl aldırmayan halleriyle, gururlu olmayı öğretirler
Ne var yani onlara ayda birkaç paket mama alıyorsanız; bu, onlara kızıp tersleyebileceğinizi göstermez. İsterseniz deneyin, hakettiğiniz karşılığı bulduğunuzu göreceksiniz.
10. Çocuğunuza abilik, ablalık yaparlar
Kedilerin, bebeklere ve çocuklara olan özel ilgisini hepimiz biliyoruz. Kediniz, çocuğunuza daima bir anne şefkatiyle yaklaşacaktır. Ve kediyle büyüyen çocuğunuz da ondan pek çok şey öğrenecektir.
11. Anne olmasanız bile o yüce duyguyu yaşamanıza olanak tanırlar
Kedinize duyduğunuz sevginin, bir annenin evladına duyduğu sevgiden hiçbir farkı yoktur. Bu yüzden, anne olmadan “anne” olursunuz. İşe gittiğinizde aklınız onda kalır; gün içinde sürekli onu özlersiniz.
12. İstemediğiniz şeylere bile saygı duymayı öğretirler
Evinize yeni aldığınız koltukta oturmaksa kedinizin tercihi, saygı duymak zorundasınız. Seçimlerini sorgulamak veya eleştirmek size düşmez.
13. Ve sizi iletişim konusunda başka bir boyuta taşırlar
Kedinizle aynı evde yaşarken, zamanla birbirinizi o kadar iyi tanırsınız ki, ister istemez aranızda bağımsız bir iletişim ağı kurulur. Konuşmadan, bakışmadan anlarsınız birbirinizi.
Son olarak; kedisiz bir ev, tuzsuz bir makarnaya benzer ve biz tuzsuz makarnadan nefret ederiz! Mıırrrrrrrrrrrrrrrrrrrr….