Kadir Topbaş 28 Mart 2004 tarihindeki yerel seçimlerde AKP’den aday olmuş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmişti. 22 Eylül 2017 tarihinde Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa etti. Topbaş 13 yıl sürdürdüğü görev süresiyle 1855 yılından beri İstanbul’un en uzun süre görevde kalan belediye başkanı oldu.
Topbaş bu göreve hep “emanet olarak” baktığını ve kendini İstanbul’a hizmete adadığını ifade ederek bir anda koltuğu teslim etti. Biz de böylesine kendini halkına adamış bir mimar yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi 13 yılda şehre ne hizmetler vermiş bir bakalım dedik;
1. “Avrupa Yakası Uluslararası Kent Ormanı” projesi kapsamında, İstanbul Kuzey Ormanları’nın 1 milyon 683 bin 426 m2’lik alanı yüzbinlerce ağaç kesilerek park alanına dönüştürülmeye başlandı.
3. Havalimanı, 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerine uyumlu olacak şekilde 2013’te ‘Avrupa Yakası Uluslararası Kent Ormanı” projesine başlandı. İstanbul Kuzey Ormanları içinde yer alan ve 1 milyon 683 bin 426 m2’lik alanı kapsayan Alibey su havzası içindeki ağaçlar kesilerek bölgenin habitatı bozuldu. Kesilen ağaçların yerini proje tamamlandığında yaklaşık 600 kişilik otopark, 17 bin m2 shuttle yolu, 67 bin m2 yürüyüş yolu ve hayvanat bahçesi gibi yapay alan ve park peyzajları alacak.
2. 2017’de İstanbul’daki sel baskınlarında yaşananlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ne kadar sağlam ve afetlere karşı emniyetli bir altyapı kurmuş olduğunu gösterdi.
Sel baskınlarında E-5 karayolu gibi ana arterlerin birçoğu sular içinde kaldı. Birçok ev, hastane ve metro istasyonunda baskınlar oldu. İstanbul’da birçok yer yağmurda gölete döndü. İhmaller ve sorumluları işaret edilmeden her zamanki gibi sadece “İstanbul sel baskınlarına “teslim oldu” şeklinde yavan haberler yapıldı. Başta Topbaş olmak üzere yetkililer halka “tedbir almaları” gerektiğini söylemek dışında kendilerinin ne gibi tedbirler aldıklarını ve nasıl bir afet yönetimi izleyeceklerine dair bir açıklama yapmadılar. Yolda kalan vatandaşlar sel sularından genelde kendi çabalarıyla kurtuldular.
3. “Taksim Yayalaştırma projesi” ile Taksim Meydanı’nın dokusu hiç bozulmadan sadece ağaçlar yerlerinden taşındı. Meydan şimdilerde söz verildiği gibi gitgide yeşillendiriliyor .
Yüzde 80’i tamamlanan çalışmalar sonucunda İstanbul’un en önemli turizm merkezi Taksim Meydanı şimdiden güzelliğiyle görenleri hayran bırakıyor. Yer yer iş makinelerinin çalıştığı İstiklal Caddesi’nden geçen tramvay hattı, üstüne beton dökülerek kapatıldı. Hele betonun düzleştirilmeden gelişigüzel katmanlar halinde dökülüp kurumuş hali caddeye ayrı post-modern bir hava katıyor. Yürütülen çalışmalar nedeniyle nostaljik tramvay da geçici olarak hizmetten kaldırıldı. Akibeti meçhul.
4. Büyük hayallerle beklenen bir dönem her genç kızın hayali metrobüs projesi hayaldi gerçek oldu. İstanbul’daki trafik problemini tamamen çözen metrobüsle seyahat etmek bir ayrıcalık.
Hollanda’dan fahiş fiyatlar ödenerek alınan metrobüslerin yaklaşık 50 adedi yolda kalmaya başlayınca, araçların İstanbul’a uyum gösteremediği gerekçesiyle garajda beklemeye bırakıldı. Kalan ve halen kullanımda olan metrobüsler ise şimdilerde yıkılan üst geçidi, kazaları, insanlar arasında yaşanan gerginlikleri, insan psikolojisini bozacak derecede aşırı yoğunluğu, duraklarda durmayan araçları ve saatlerce durakta bekleyip yoldan yürümeye başlayan yolcularıyla meşhur.
5. İstanbul’un otopark sorununa kesin çözüm getiren İSPARK, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gururu oldu.
“Yollar Bizimdir” belediyeciliğine kendini fazla kaptıran İSPARK, hizmet aşkıyla neredeyse her sokak başını, her evin önünü parselleyip vatandaşlara ücret kesmeye başladı. Otopark görevlilerinin fiş kesmekte kullandığı el terminallerinde ‘sistem dışı’ işlemler yapıldığı ve “kaybolan” fişlerden 90 milyon TL haksız kazanç sağlandığı iddiaları ortaya çıktı ama yok öyle bir şey, her şey hizmet için.
6. Avcılar’daki 2.700 m2 ve Büyükçekmece’de 500 m2 olmak üzere 2 büyük bina, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Ensar Vakfı’na yurt olarak kullanılması üzere bedelsiz olarak verildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi söz konusu eğitimse masraftan kaçınmıyor. Verilen iki binaya ek olarak yurt olarak kullanılmak üzere TÜRGEV’e 6 bina daha bedelsiz olmak üzere tahsis edildi. Ensar Vakfı, Bilal Erdoğan’ın yürüttüğü TÜRGEV’in kardeş vakfı. Aynen, Ensar Vakfı.
7. Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliği değiştirilerek, eskiden tiyatroculardan oluşan yönetim kurulunun repertuar belirleme yetkisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan ‘edebi kurul’a devredildi.
Eskiden genel sanat yönetmeninin başında olduğu yönetim kurulunun başkanlığına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı getirildi. Eskiden duayen tiyatrocuların arasından seçilen kurulun karar verme mekanizması artık bir devlet dairesinden farksız.
8. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ölen insanlar için Pendik’te ayrı bir mezar açılarak “Hainler Mezarlığı” başlıklı bir tabela konması teklif edildi. Diyanet İşleri uygulamayı doğru bulmayıp itiraz edince bu muhteşem fikirden vazgeçildi.
Diyanet İşleri elini vicdanına koydu ve bu uygulamanın toplumsal ve insani bir ayıp olacağına dair itiraz sundu. 2. Dünya Savaşı dönemindeki insan onurunu zedeleyici uygulamaları andıran bu teklif, “büyük sözü” dinlenerek Topbaş tarafından geri çekildi ve teklif rafa kalktı.
9. Kurbağalıdere için yürütülen ıslah ve atık su projesi 2 yılda tamamlanamayınca işin içinden çıkamayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dahiyane bir fikirle tonlarca balçık, gemilerle taşınarak Adalar açıklarında denize bırakıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kurbağalıdere’de yürüttüğü ıslah ve atık su projesini 2 yılda tamamlayamadı ve bir süre sonra fokurdamaya başlayan dereden gelen kokular Kadıköylüler için dayanılmaz ve zararlı bir hale geldi. Konuya pratik bir çözüm bulan Topbaş yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, biriken tonlarca balçığı gemilerle taşıtarak Adalar açıklarında denize bıraktı. Kocaman deniz, ne de olsa akar gider.
10. Haliç kıyısındaki geçmişi Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanan tarihi tersaneler, Haliçport projesi kapsamında yıkılıp otel ve yat limanı olmak üzere Rixos Otelleri’nin sahibine satıldı.
İhaleyi kazanan grup geçen Mimarlar Odası gibi şehrin dokusuna sahip çıkmaya çalışan kuruluşların itirazları ve raporlar nedeniyle izinleri üç yılda bir şekilde ancak toplayabildi. Haliçport projesi için yerel halkın görüşlerinin dikkate alınacağı söylenmişti. Bu arada projenin inşasına başlandı. Yerel halka ulaşamadılar, biz bir başlayalım sonra sorarız dediler muhtemelen.
11. Zeytinburnu’nda şehrin silüetini bozduğu çok konuşulan 16:9 kulelerine imar izni verildi.
16:9 kulelerinin inşasının ardından gelen tepkiler üzerine müteahhiti eski okul arkadaşı olan Recep Tayyip Erdoğan bile kulelerin şehrin siluetini bozduğuna hak verip “tıraşlanmasını” istedi. Gökdelenlerin yıkılmamasına karşılık Erdoğan, İstanbul İmam Hatip Lisesi’nin yıktırılıp yeniden bedelsiz şekilde yapılması sözüyle anlaştı. Yorgan gitti kavga bitti.
12. Yerel yönetimlerde çalışan binlerce mavi yaka işçi, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası’ndan mecburi olarak AKP destekli ve Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’na geçirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Hak-İş’e işçi aidatlarından haksız kazanç aktardığına dair haberler oldu ama bu da diğer birçok kadrolaşma iddiası gibi kayboldu gitti.
13. Üsküdar’daki doğal SİT alanı Küçükçamlıca Korusu’na televizyon kulesi yapımına başlandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul için büyük düşündü. Yapılacak televizyon kulesinin Çamlıca Tepesi’ni estetik açıdan bozacak oluşu, görüntü ve çevre kirliliğine yol açacak olması gibi “detaylara” takılmadan turistik restoran ve tesis projesi için onay verildi.