Nazi Almanya’sı belki de yüzyıllar boyunca hafızalardan silinmeyecek pek çok olaya ev sahipliği yaptı. Tarihin seyrini değiştirerek çocuk yaşlı demeden milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan Naziler, ne yazık ki idealleri uğruna birçok insana işkence yaptılar. O dönemin “Ölüm Meleği” olarak bilinen ve 2 milyon kişinin insanlık suçu işlenerek öldürülmesinden sorumlu Josef Mengele ise yaptıklarıyla herkesi dehşete düşürdü…
Josef Mengele, 16 Mart 1911’de Günzburg’da doğdu. Tarım makinaları üreten Karl Mengele’nin 3 oğlundan en büyüğüydü. Josef okulda oldukça başarılıydı
Müziğe, sanata ve kayak yapmaya ilgi duyuyordu. 1930 yılında liseyi bitirdi ve Nazi Partisi’nin merkezinin bulunduğu Münih’e felsefe eğitimi için gitti
1935’te Münih Üniversitesi’nden fiziksel antropoloji alanında doktora derecesi aldı. Ayrıca genetik tıp alanında doktora yaptı. Frankfurt’taki Kalıtsal Biyoloji ve Irk Hijyeni Enstitüsü’nde Dr. Otmar von Verschuer’ın asistanı oldu
Verschuer ise ikizler üzerinde yaptığı araştırmalar ve çalışmalarla bilinen bir bilim insanıydı. Ayrıca öjeni (“kusurlu” görülen bireylerin toplumdan ayrılması, üremelerinin engellenmesi ve insan ırkının bu yolla ıslah edilmesi) savunucusuydu
Josef Mengele, Verschuer’den etkilenmiş olacak ki çalışmalarını bu yönde ilerletti. Bir bilim insanı olarak hedefi Alman ırkının ıslahı ve değersizlerin hayatlarına son verilmesiydi
1938’de tıp diplomasını alarak SS’e katıldı. Aldığı askeri eğitimin ardından Nazi silahlı kuvvetleri tarafından göreve çağırıldı. II. Dünya Savaşı’nda savaş doktoru olarak görev yaptı
Bir diğer ilgi alanı ise ikizlerdi. Ona göre ikizler çözülmesi gereken bir gizeme sahipti. 1941’de Ukrayna’da iki askerin hayatını kurtardığı ve başarıları için madalyayla ödüllendirildi
1943’te ağır yaralandığı için geri gönderildi. Döndüğünde hocası Verschuer’in tavsiyesi üzerine toplama kampında görev almak için başvurdu ve kabul edildi
Gross-Rosen toplama kampındaki görevi sırasında kamptaki en rütbeli kişi olduğuna inanılan Mengele, öldürülmesi planlanan yüzlerce insanı birer denek olarak görüyordu