Tek sezonda yüksek performans sergileyip, form grafiğini aynı çizgide devam ettiremeyip, büyük hayal kırıklığı olan 6 istikrarsız oyuncuyu analiz ettik. (NOT: Elit Ligler baz alınmıştır)
1. Andy Carroll
İngiliz forveti Beinsports yorumcularından Güntekin Onay “Yeni Hakan Şükür” olarak tanımlıyordu. Uzun boyu, rakip stoperlere pres yapan oyun tarzı, hava toplarındaki hakimiyeti, sırtı dönük oynayabilen yapısıyla tam bir “Pivot Forvet” olan Andy Carroll attığı gollerden çok oyuncu profiliyle Liverpool Teknik Direktörü Kenny Dalglish’in beğenisini kazandı. O dönem Transfermarkt’daki değeri 2,50 milyon Euro olan Carroll, 31 Ocak 2011’de 41 milyon Euro karşılığında Liverpool’a tranfer oldu. İlk sezonu 6’ncı bitiren Andy Carroll’lı Liverpool’un asıl hedefi sonraki yıl zirveyi zorlayan bir takım haline gelmekti. 2011-2012 sezonunu 8’nci bitiren Liverpool adeta hüsran yaşıyordu. Takım için tek elle tutulur başarı İngiltere Lig Kupası’nı kazanmış olmalarıydı. Kabus gibi geçen sezonun ardından fatura Teknik Direktör Kenny Dalglish’e kesildi. Dalglish’in yerine Brendan Rodgers getirildi. Rodgers’ın sisteminde ileri uçtaki oyuncu oyun içinde daha fazla kendisini gösteren, dribbling yeteneği daha gelişmiş, daha çabuk ve daha fazla gezen bir oyuncu olmalıydı. Andy Carroll bu kalıba uymuyordu. Bu yüzden de West Ham’a önce kiralık ardından da bonservisiyle birlikte verildi. Liverpool formasıyla 44 maçta 6 gol kaydeden Carroll için bu macera hüsranla sonuçlanıyordu. Halen West Ham forması giymekte olan oyuncu kariyerinin başladığı Newcastle’daki performansına bir daha yaklaşamadı ve beklentilerin çok uzağında kaldı.
2. Daniel Guiza
Birçok Fenerbahçeli futbolseverin hayal kırıklığı olarak hatırladığı forvet oyuncusu, kariyerinin zirvesini 2007-2008 yılında İspanya’nın Mallorca takımıyla yaşadı. O sezon ligde oynadığı 37 maçta 27 gol kaydeden İspanyol forvet, burada gösterdiği performansla 2008 Avrupa Şampiyonu İspanya Milli Takımı’nın kadrosunda yer almayı başardı. Turnuvada çok fazla süre alamayan Guiza, buna rağmen 2 gol kaydederek dikkatleri üzerine çekti. EURO 2008 bittiğinde ise Guiza 14 milyon Euro gibi yüksek bonservis bedeliyle Fenerbahçe’ye transfer oldu. Bir önceki sezonun gol kralını(Semih Şentürk) da elinde bulunduran Fenerbahçe’de keyifler yerindeydi. Yönetici Mahmut Uslu, İspanya gol kralını transfer etme başarısının verdiği gururla şunları söyledi: “Şimdi Türkiye’nin de İspanya’nın da gol kralı bizde” . Bu mutlu tablo sezon başladığında ise ne yazık ki devam etmedi. 2008-2009 sezonunda Lig, Şampiyonlar Ligi ve Türkiye Kupası olmak üzere toplam 50 maça çıkan oyuncu 16 kez fileleri havalandırınca eleştirilerin odak noktası oldu. Ligin sertliğinden dolayı geç uyum sağladığını söyleyen Guiza ‘’ Beni bir sonraki sezon görün’’ diyordu. 2008-2009 sezonunda toplamda 43 maça çıkan oyuncu 18 kez topu filelere gönderince eleştirilerin dozajı artmaya devam etti. Üstelik son maçta Trabzonspor ile berabere kalmasından dolayı lig şampiyonluğunu Bursaspor’a hediye eden Fenerbahçe’de Guiza’nın bileti çoktan kesilmişti. Kendisine kulüp bulması söylenen Guiza, Türkiye’den ayrılmaya pek sıcak bakmadı. Fenerbahçe’nin kendisine ödediği yüksek yıllık ücreti, başka kulüp önermeyince bir sezon daha Türkiye’de kaldı. 2010-2011 sezonunda toplamda 4 maça çıkan oyuncu 1 kez gol atabilme becerisini gösterdi. Takımda az süre aldığını düşünen Guiza, İspanya Ligi’ne Getafe formasıyla geri döndü. 32 maçta 3 gol atınca, Guiza için elit liglerde mücadele etme şansı bitmişti. Sonrasında Malezya, Paraguay gibi 3.sınıf dünya ülkelerinin yolunu tutan oyuncu için yapılan en önemli eleştiri büyük takımda forma giyebilecek kapasitede bir golcü olmaması olarak gösterildi. Şampiyonluğa oynayan takımlarda forma giyiyorsanız, sizden puan olarak düşük takımlarla sahaya çıktığınızda rakipler katı bir defans anlayışı ile size karşı mücadele ederler. Buralarda forvet oyuncunuzun sırtı dönük oynamayı bilmesi çok önemlidir. Eleştirmenlerin Guiza’yı en çok tenkit ettiği konuda buydu. Şampiyonluğa oynamayan sıradan takımlarda yine çok gol atabilir, ama Fenerbahçe, Real Madrid, M.United gibi kendi liglerinde zirveye oynayan takımların golcüsü asla olamazdı.
3. Afonso Alves
Forvet mevkinde görev yapan Brezilyalı golcü kariyerinin zirvesini Hollanda’nın Heerenveen takımında yaşadı. 1 Temmuz 2006’da İsveç’in Malmö takımından 4,5 milyon Euro karşılığında Heerenveen’e transfer olan oyuncu burada 35 maçta 35 gole imza atarak dikkatleri üzerine çekti. Ligde takımının Heracles’e karşı verdiği mücadelede takımı adına 7 gol kaydeden Alves, Hollanda Eredivisie Ligi’nin bir maçta en çok gol atan oyuncusu olarak tarihe geçti. Bir sonraki sezonun devre arasında 17 milyon Euro karşılığında İngiltere’nin Middlesbrough takımına transfer oldu. Burada istenilen performansı veremeyen golcü oyuncu 1 Eylül 2009’da Katar’ın Al-Sadd takımına 12 milyon Euro karşılığında transfer oldu. Afonso, kariyerinin geriye kalan günlerini de Katar’da tüketerek futbolu bıraktı. Avrupa futboluna Hollanda Ligi ile merhaba diyen Ronaldo, Romario gibi Brezilyalı efsane golcülerin ardından Afonso Alves’in performansı tüm futbolseverlerde hayal kırıklığı olarak hatırlanacak. Afonso Alves’in kariyerinin düşüşündeki en büyük sebep olarak ise Middlesbrough’a transfer olması gösterildi.
4. Michu
İspanyol ofansif orta saha 2012-2013 yılında 2,60 milyon Euro karşılığında Swansea City’e transfer olurken herhalde Türkiye’de İbrahim Altınsay dışında kimse tanımıyordu. Swansea ile birlikte 43 maça çıkan Michu rakip fileleri 22 kez havalandırıp,7 de asist yaptı. Michael Laudrup yönetimindeki Swansea, Premier Lig’e çıktığı ikinci sezonda 9’ncu olarak önemli bir işe imza attı. Üstelik buna İngiltere Lig Kupası’nda kazanılan şampiyonluk da eklenince, Gallerli taraftarlar için unutulmaz bir sezon oluyordu. Bu takımın en önemli oyuncusu ise Michu’ydu. Adı pek çok büyük kulüple anılan oyuncu bir sezon daha Swansea’de devam etmeyi tercih etti. Genelde sakatlıklarla boğuştuğu bir sezonda 24 maça çıkan Michu, 6 kez gol atma başarısı gösterirken 1 de asist yaptı. Kötü bir sezonun ardından bu sefer şansını İtalya’da denemek isteyen oyuncu, 1 yıllığına İtalya’nın Napoli takımına kiralandı. İtalya’da sadece 6 kez oynayabilen Michu performans olarak dip yapıyordu. Kira süresi bittiğinde ise Swansea City teknik direktörü Garry Monk İspanyol oyuncuyu kadrosunda istemeyince Michu serbest kaldı. Devamında alt liglerde çeşitli takımlarda forma giyen 7 kez milli olan futbolcu, bu sene futbol hayatını noktaladığını açıkladı.
5. Mikael Forssell
2003-2004 sezonuna kadar sıradan bir kariyeri olan Finlandiyalı golcü, Chelsea’den Birmingham’a kiralandığında herkes senaryonun değişeceğini sandı. Birmingham formasıyla 32 maça çıkan Forssell Premier Lig’de 17 gol kaydederek adeta şok etkisi yarattı. Geri döndüğünde Chelsea’de umduğu dakikaları bulamayan Finlandiyalı, 1 Temmuz 2005’de Birmingham’a 4,50 milyon Euro bonservis bedeli karşılığında transfer oldu. 3 yıl boyunca 65 maçta 13 gol kaydeden Forssell başarısını sürdüremeyen oyuncular kervanına katıldı.
6. Marvin Martin
Eden Hazard’ın Chelsea’ye gitmesinin ardından Lille yönetimi Belçikalı yıldızın boşluğunu doldurmak için fazla arayışa geçmedi. Sochaux takımında forma giyen 2010-2011 sezonu Fransa Ligue 1’in asist kralı Marvin Martin Hazard’ın boşluğunu doldurabilmek için potansiyel adaydı. 1 Temmuz 2012’de 10 milyon Euro karşılığında Lille takımına katılan Martin’in buradaki performansı hayal kırıklığı yarattı. Bugün Fransa Ligue 2 ekiplerinden Reims takımıyla idmanlara çıkan Marvin Martin kulübü tarafından gönderilmek istense de kendine kulüp bulamıyor. Fransız futbolseverler Martin’in düşüşünü sosyal hayatına dikkat etmemesine bağlıyor.