Eğer düzenli olarak gittiğiniz bir işiniz olmasaydı Pazartesi sendromunun sizdeki karşılığı nasıl olurdu? İşten tamamen uzaklaşarak geçirilen bir ya da iki günün ardından işe dönmek birçok insan için neden bu kadar zor? Muhtemelen çalıştığı yeri ya da yaptığı için sevmeyenlerin çok daha yoğun yaşadığı bir duygu. Birçok insana her pazartesi sabahı gelen nefret duygusu ve istifa etme fikri, ne oluyor da cuma gününe doğru eriyip gidiyor. Peki pazartesi hissettiklerimiz mi cuma günü hissettiklerimiz mi doğru?
Bir de sürekli işinden şikayet eden insanlar görürüz, hep ayrılmayı düşünen ancak yıllardır aynı yerde çalışmaya devam eden. Gün geçtikçe şikayet ettikleri şeylere alışıyor olabilirler mi? Ya da tek sebep gelirini kaybedecek olmak mı?
Tüm bu sorular kafanızda dönüp dururken, uzun zamandır işinizden ayrılmayı düşündüğünüzü fark ediyorsanız ve henüz bunu yapmadıysanız sizi tutan güçlü nedenler var demektir. Peki nedir bu sebepler? İşte işinizde mutsuz olduğunuz halde bir türlü ayrılamamanızın nedenleri…
1. Risk korkutur
Bildikleri ve iyi kötü idare ettikleri bir yerden çok daha kötü bir yerde çalışma ihtimali her insanı korkutur. Ayrıca iş bulamama gibi çok daha kötü bir ihtimal daha vardır. Risk, ucu belli olmayan kararlar işten ayrılma kararının önüne geçer.
2. Yeni bir şeyler öğrenmenin zorluğu
İşten ayrılmayı düşünen kişiler aynı işi yapacakları bir yere bile gitseler yeni bir düzene alışacaklar. Bu süreçte mutlaka yeni bir şeyler öğrenmeleri ve uyum sağlamaları gerekecek. Her detayı bildiğin ve hakim olduğu bir yerden çıkmak bu nedenle zor olacaktır.
3. Yüksek bir maaşı mutlu bir hayata tercih etmek
Birçok insan altın kelepçeleri takmaya razı olur. Aldıkları maaş her ne kadar haftanın en 5 günü 12 saat mutsuz olmalarına sebep olsa da kalan zamanlarında konforu bir yaşam sürmelerini sağlar. Bu da vazgeçemeyecekleri bir lüks haline gelir ve aslında yüksek maaşlarından vazgeçmek yerine mutsuz olmayı tercih ederler.
4. İçten içe şikayet etmekten zevk almak
Bazı insanlar çok üzücü olsa da yakınmayı ve bu şekilde dikkat çekmeyi severler. “Pazartesilerden nefret ediyorum” diyerek işlerinin başında olduklarını belli edip iş istifa etmeye gelince asla yapmayacak kişilerdir.
5. Sevdiklerini ve aileni hayal kırıklığına uğratma korkusu
Birçok insan kendi korkularını yenmeyi başarsa bile etrafında ona güvenen sevdiklerini hayal kırıklığına uğratmak istemezler. Ya da belki de onların baskısından korkarlar. Ancak bir şekilde sevdiğimiz insanlar da işimiz üzerindeki kararları etkiler.
6. Sahip oldukları yaşam tarzı, çalıştıkları işin eseri haline geldiyse
Çalışan işten zamanla elde edilen statü, gelir düzeyi aynı zamanda sosyal yaşamda da sahip olduklarımızı etkiliyor. Örneğin daha lüks bir evde yaşayıp daha iyi arabalara biniyorlar. Bu da işinden ayrılmak isteyen kişilerin yaşamını içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Yeni gidecekleri işin yaşam koşullarına uyup uyamayacağını bilmiyorlar ve bu durum da oldukça caydırıcı bir hale geliyor.
7. Unvandan vazgeçememek
Yılların birikimi sonucu elde edilen unvanı kaybetme korkusu işten ayrılmanın önündeki en büyük engeldir. İster çalıştığınız sektörü tamamen değiştirin ister aynı çizgide devam etmek isteyin, her zaman aynı unvana sahip olamama riski vardır. Bu da bazı insanlar için oldukça önemli bir sebeptir.
8. Sorumluluklar
Eğer sadece kendinize karşı bir sorumluluğunuz varsa her şey çok daha kolaydır. Ancak bakmanız gereken bir aileniz, çocuklarınız varsa işten ayrılmadan önce çok iyi düşünmeniz gerekir.
9. Başarısızlık korkusu
Başarısızlık ve en önemlisi reddedilme korkusu işten ayrılmak isteyenleri durduran en büyük sebeplerdendir. Ayrıldıktan sonra başarısız olmaktan, daha iyisini yapamamaktan ve başvurdukları işlerde ya da girişimlerde reddedilmekten korkarlar.