Doğu Roma İmparatorluğu olarak da bilinen Bizans İmparatorluğu, MS 395’ten 15. yüzyıla kadar Doğu Avrupa’ya hakimdi. İmparatorluk, en parlak dönemlerinde İspanya’dan Hindistan’a kadar uzanan çok büyük topraklara sahipti. 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun şehri fethetmesine kadar ise Bizans İmparatorluğu’nun başkentine İstanbul ev sahipliği yapıyordu. Hâl böyle olunca, Bizans İmparatorluğu’nun zengin kültürel ve mimari mirasını günümüzde hala İstanbul’un dört bir yanında görmek mümkün. İşte, İstanbul’daki Bizans yapıları…
1. Ayasofya
İstanbul’daki Bizans yapıları denildiğinde akla ilk gelen eser Ayasofya oluyor. Orijinal Ayasofya, MS 4. yüzyılda Büyük Konstantin tarafından inşa ettirilmişti. Ancak çeşitli nedenlerle harap olan bina, MS 532 ile 537 yılları arasında Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yeniden yaptırıldı. Başlangıçta kilise olarak kullanılan yapı, Osmanlı’nın İstanbul’u fethetmesiyle birlikte camiye dönüştürüldü. Bu sayede hem Hristiyan hem de Müslüman mimarisinin etkilerini yansıtan muazzam bir eser ortaya çıkmış oldu.
Günümüzde milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen Ayasofya’nın bahçesinde, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederken kullandığı gülleleri görmek mümkün. Ayrıca yine bahçesinde abdest almak için 18. yüzyıl civarında yaptırılan tarihi bir çeşme de bulunuyor.
2. Yerebatan Sarnıcı
Doğu Roma İmparatorluğu’ndan günümüze kadar ulaşmış en büyüleyici eserlerinden biri de hiç kuşkusuz ki Yerebatan Sarnıcı’dır. Heybetli sütunları ve gizemli ambiyansıyla burası bir saray gibi görünse de aslında eski bir su deposu. Bizans İmparatoru Justinianus tarafından MS 527 ile 565 yılları arasında yaptırılan Yerebatan Sarnıcı, 80.000 ton su depolama kapasitesine sahipti.
Yazılı kaynaklara göre su yollarından ve yağmurdan elde edilen suyu Büyük Saray ve çevresindeki yapılara dağıtarak şehrin yüzlerce yıl su ihtiyacını karşılamıştı. Son olarak geçirdiği büyük restorasyon sonrası muazzam bir görüntüye kavuşan Yerebatan Sarnıcı, yaklaşık on bin metrekare alanı kaplayan devasa bir yapı. Her biri 9 metre yüksekliğe sahip 336 mermer sütunu ile ziyaretçilerini büyüleyen Yerebatan Sarnıcı’nda ışık gösterisi de yapılıyor.
3. İstanbul Mozaik Müzesi
Sultanahmet Meydanı yakınlarında bulunan İstanbul Mozaik Müzesi’nde, Büyük Saray’ın avlusundan çıkarılan mozaik kalıntıları sergileniyor. İlk olarak 1933’te keşfedilen ve daha sonra 1950’lilerde tamamen kazılan mozaik zeminler, bugünkü Arasta Çarşısı’nın hemen altında bulundu. Müzeyi oluşturan Büyük Saray mozaikleri MS 450- 550 yılları arasına tarihlendiriliyor ve dini figürlerden ziyade günlük hayat, avlanma ve mitolojik sahneleri betimliyor.
4. Kariye Camii
Kariye Camii veya eski ismiyle Azize Kurtarıcı Hora Kilisesi, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Khoara Manastırı’nın merkezini oluşturmaktaydı. Kesin tarihi bilinmemekle birlikte, kimi kaynaklarda bu yapının MS 500’lü yıllarda inşa edildiği belirtiliyor. İstanbul’un fethine kadar kilise olarak kullanılan bina, fetihten yaklaşık 50 yıl sonra cami olarak kullanılmaya başlandı. 1948 yılında müzeye dönüştürülürken, 2020 yılında yeniden camiye çevrildi.
Kariye, çok iyi korunmuş fresk ve mozaikleri sebebiyle dünya çapında tanınmış bir tarihi eserdir. Tipik olarak Bizans mimarisinin özelliklerini taşıyan bina, dışarıdan oldukça sade görünse de içi oldukça süslü ve renkli.
5. Yedikule Zindanları
Yedikule Zindanları, Roma’dan gelen misafirleri ihtişamlı bir şekilde ağırlamak için MS 500’lü yıllarda 2. Theodosius tarafından inşa ettirildi. İlk planında 4 kuleye sahip olan yapıya, şehrin fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet 3 kule daha eklettirdi. Yapıldığı günden bugüne Hazine-i Hümayun, sanat evi veya hayvanat bahçesi gibi farklı amaçlarla kullanılan bu yer, bir dönem devlet hapishanesi olarak kullanıldığı için akıllarda Yedikule Zindanları olarak kaldı. Türkiye’nin en eski açık hava müzelerinden biri olan Yedikule Zindanları, 2020 yılında büyük bir restorasyon sürecine girdi. Şimdilerde ise ücretsiz bir şekilde turistleri ağırlamaya devam ediyor.
İstanbul’daki Bizans yapıları listemizin sonuna geldik. Beğendiyseniz bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:
Osmanlı’dan Bizans’a: İstanbul’un İlçe ve Semt İsimleri Nereden Geliyor?
Kaynak: 1