İskoç eteği olarak da bilinen “kilt” İskoçlar için basit bir kıyafetten çok daha fazlası. Yaygın olarak giyildiği dönemlerde, İskoç erkeklerinin ülkelerine ve klanlarına olan bağlılıklarının bir göstergesiydi. Bu sebeple, etek İskoçlar için “erkekliğin” bir sembolü halindeydi. Öte yandan gündelik yaşam içerisinde de önemli bir işlevi vardı. “Kilt” İskoçya’nın dağlık bölgelerindeki zorlu arazi koşullarında, İskoç erkeklerin en önemli yardımcısıydı. Ancak İngiltere Kraliyeti tarafından “siyasi” sebeplerle yasaklandı. Fakat askerler bu etekleri giymekten vazgeçmediler. İşte İskoçya’ya dair en dikkat çekici simgelerden, “İskoç eteği” hakkında bilmeniz gerekenler…
İskoç eteğinin ortaya çıkışı ve ilk örnekleri
16. yüzyılda Kilt, İskoçya’nın “vahşi” dağlık arazilerinde yaşayan erkeklerin kıyafetiydi. Hatta İskoçya’nın geri kalanında, “barbarların” kıyafeti olarak görülüyordu! Öyle ki yerleşik İskoç halkı, dağlarda yaşayan akrabalarını etek giydikleri için “kızıl bacaklılar” diyerek aşağılıyorlardı!
Tüm bunlara rağmen etekler, İskoçya’nın dağlık bölgelerindeki soğuk havadan korunabilmek için oldukça iyi bir seçimdi. İskoç etekleri ekose desenli, yünlü ve kalın kumaşlardan üretiliyordu. Öte yandan farklı renkteki kiltler farklı klanları temsil ediyordu. Ancak her şeye rağmen eteklerin kumaşı ve rengi, ekonomik şartlar ile yakından ilişkiliydi. Ayrıca kiltlerin rengi veya kumaşı mevsimsel olarak da değişebiliyordu. Bunun sebebi, yine mevsimsel olarak değişen kumaş ve boya kaynaklarıydı. Öte yandan, İskoç eteklerinin ilk örneklerindeki en hayret verici şey, eteklerin neredeyse 8 metrelik kumaştan yapılmasıydı!
Büyük etek
İskoç etekleri ilk olarak 16. yüzyılda, “Feileadh Mor” yani “büyük etek” ismiyle ortaya çıktı. 8 metrelik kumaştan üretilen tek parça bir kıyafetti. Büyük eteğin üst kısmı bir pelerin gibi, omuzlardan aşağıya dökülüyor ve bütün gövdeyi kaplıyordu. Kıyafetin alt tarındaki etek kısmı ise diz kapaklarının altına kadar iniyordu. Yani “büyük etek” klasik hale gelen ve bugün bildiğimiz İskoç eteğinden çok daha uzundu.
Büyük etek, dağlı İskoç erkeklerine pek çok anlamda büyük kolaylık sağlıyordu. Bir defa, yünlü kumaş sayesinde sert soğuklardan rahatlıkla korunabiliyorlardı. Öte yandan bu kıyafet dağlık arazilerde kolaylıkla hareket etmelerine, bu sayede kısa sürelerde yer değiştirebilmelerine de izin veriyordu. Üstelik kolaylıkla kuruyabilen bir giysi olduğu için yağışlı havalarda bile rahatlıkla giyilebiliyordu. Büyük eteklerin bir başka avantajı ise, geceleri bir battaniye gibi kullanılabilmesiydi!
Küçük etek veya modern İskoç eteği
İskoç eteğinin bugün bildiğimiz haline benzeyen ilk biçimi, 18 yüzyılın başlarında ortaya çıktı. Thomas Rawlinson isimli bir İngiliz, büyük eteğin gerçekten de büyük olduğuna karar verdi. Bunu üzerine, İskoç eteğini ikiye böldü! Kıyafetin üst tarafı kullanılmadı ancak etek kısmı giyilmeye devam etti. Bu yeni eteği giyen ilk kişi, elbette Thomas Rawlinson oldu. Zamanla Rawlinson’un yakın çevresindeki insanlar ve şehirliler de eteği giymeye başladılar. Kısa bir süre sonra, “dağlı” İskoçlar bile, bu yeni eteği benimsediler. Böylece, küçük etek veya yürüme eteği gibi anlamlarda kullanılan “filleadh beag” doğmuş oldu. Üstelik kısa sürede oldukça sevilen bir kıyafet haline geldi!
Küçük ya da büyük, bütün etekler yasak!
18. yüzyılın ortalarına doğru, İskoç eteği popülerliğinin zirvesindeydi. Ancak 1 Temmuz 1746 yılında çıkarılan Kıyafet Yasası ile beraber, İskoç eteğinin bütün çeşitleri yasaklandı! İngiliz Kraliyeti, bu yasayla birlikte daha önce pek çok isyana kalkışan İskoçların üzerinde bir baskı oluşturmak istiyordu. İskoçlar için son derece kıymetli bir sembol olan eteklerin yasaklanması, tamamıyla siyasi bir hamleydi. Elbette, etek giyme yasağına karşı çıkan, direnen İskoçlar vardı. Ancak yasağa karşı gelenler, ilk önce 6 aylık hapis cezana çarptırılıyorlardı. Eğer herhangi bir boyutta etek giymeye devam ederlerse, denizaşırı bir yere 7 yıl boyunca sürgüne gönderiliyorlardı!
Ancak, etek giyme yasağının bir istisnası vardı. İngiliz ordusu içerisinde yer alan, “dağlı” İskoç alayları, yasaktan muaf tutulmuştu! Hatta her alayın kendine özgü, farklı renklerde ve desenlerde etekleri bulunuyordu! Kraliyet, gündelik hayatta etek giyilmesini yasaklamıştı, fakat ordu içindeki İskoçlar için oldukça önemli olan bu sembole dokunmaya cesaret edememişti…
Kıyafet Yasası 1782 yılında kaldırıldı. Yasağın kaldırılması, artık şehirlerdeki nüfusu artırmış ve önemli bir politik güç haline gelen “dağlı” İskoçlar sayesinde mümkün olmuştu. Ayrıca Kıyafet Yasağından sonra İskoç eteği sadece dağlı İskoçlara özgü bir kıyafet olmaktan çıktı. İskoç eteği pek çok erkek tarafından giyilen, gündelik bir kıyafet haline geldi. Bu sebeple sıklıkla yeni biçimleri de tasarlanıyordu…
Günümüzde İskoç eteği
İskoçya’nın dağlık bölgelerindeki zorlu yaşam koşulları sebebiyle ortaya çıkan, daha sonra önemli bir “aidiyet” sembolü haline gelen İskoç eteği, günümüzde de varlığını sürdürüyor. İskoç eteği, özellikle İskoçya’da ve İskoç nüfusun yoğun olduğu başka ülkelerde oldukça yaygın. Geleneksel törenlerde, düğün seremonilerinde ve spor karşılaşmaları gibi etkinliklerde İskoç eteği giyen erkekleri görmek mümkün.
Öte yandan İskoç eteği günümüzde modanın da önemli bir parçası. Oldukça ilginç ve modern İskoç eteği tasarımları, zaman zaman dünyaca ünlü isimler tarafından da giyiliyor.
Sonuçta, İskoç kültürünün en önemli parçalarından bir tanesi olan İskoç eteği farklı biçimlerde de olsa varlığını sürdürüyor.