29 Temmuz 1958 tarihinde ABD Başkanı Dwight Eisenhower tarafından kurulan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Amerika Birleşik Devletleri’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan bir kurum. Geçtiğimiz günlerde ise NASA, İstanbul’un gece ışıkları ile parlayan silüetini gösteren uydu görüntüsünü paylaştı. Sosyal medyada viral olan bu görüntü Türkiye’de de oldukça fazla beğeni aldı. Ancak görüntüyü beğenenler kadar eleştirenler de vardı. Peki NASA’nın paylaştığı Işıldayan İstanbul görüntüsü neden eleştirildi?
Geçtiğimiz günlerde NASA Instagram hesabında, “Hey İstanbul, ışıldıyorsun” notuyla İstanbul’un uydu görüntüsü paylaştı
NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) şehir ve bölgelerin bir fotoğrafını çeken bu uydu görüntülerini sık sık paylaşıyor.
ISS astronotlarından Dünya’ya bir selam niteliği taşıyan bu görsellerin önemli bir amacı da, iklim değişikliği, doğal felaketler ve insan eliyle yaratılan tahribat sonucu doğal alanların zaman içinde nasıl dönüşüme uğradığını bizlere göstermek.
Nitekim NASA da, İstanbul paylaşımı altına şu notu düştü:
“Bu görseller sadece estetik amaçlı değil. Bilim için de onları kullanıyoruz! Bu fotoğraflar, kentsel büyüme ve rezervlerin tahribatı gibi insan eliyle yaratılan değişimlerden tutun da kasırga, sel ve volkanik patlamalar gibi doğal dinamik doğa olaylarına, gezegenimizin zaman içinde nasıl değişime tabi tutulduğunu gösteriyor.”
3 milyondan fazla beğeni alan görüntü, binlerce kişi tarafından yeniden paylaşıldı. Pek çok kişi paylaşımlarında kentin ne kadar göz alıcı olduğuna vurgu yaptı
Nitekim bunun aksini düşünenler de vardı. Bazı çevrecilere göre, uydu görüntüsü İstanbul’da yeşil alanların nasıl azaldığının da bir tezahürüydü
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye, sosyal medya hesabından görseli “İstanbul ışıldıyor ancak biz burada sınırlarına dayanmış ve onları aşmış bir şehir görüyoruz. İnsanın dokunmadığı hiçbir alanın neredeyse kalmadığı bir şehir” notuyla paylaştı
Bazı kullanıcılar ise bu görüşe destek vererek, görüntüyü İstanbul’daki doğal alan tahribatının ve betonlaşmanın bir göstergesi olarak niteleyen paylaşımlarda bulundu.
WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, ışıklı İstanbul görüntüsünde karanlık bölgelerin daha çok olması gerektiğini söylüyor;
BBC Türkçe’ye konuşan Kalem, kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının çok düşük olduğunu kaydederek, “Bugün uçakla İstanbul’un üzerindeyken bir beton denizi ile karşılaşıyoruz” diyor
Dr. Sedat Kalem’in vurgu yaptığı, yeşil alanların tahribatı konusu, güncel verilere de yansıyor:
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre İstanbul nüfusu 2020’de 15 milyon 462 binden fazlaydı. Megakent geçen yıl Türkiye nüfusunun yüzde 18,41’ine ev sahipliği yaptı.
- TÜİK’in tahminlerine göre 2000 yılında yaklaşık 11 milyon olan İstanbul nüfusu, 2023’te 16,3 milyona ulaşacak.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin veri portalı İstanbul Planlama Ajansı’nın İstanbul Kentsel Analiz Raporu‘na göre, kentte 2016 yılında kişi başına düşen aktif yeşil alan 2,67 m² ile “yasal standardın yarısının altındaydı”. İstanbul’un 690 km olan kıyı uzunluğunun %40’ı ise erişilemez durumda.
- Dünya Şehirleri Kültür Forumu’nun 38 metropolü incelediği raporda, İstanbul’da 2015’te halka açık park ve bahçelerin yüzölçümüne oranı yüzde 2,2 olarak kaydedildi .
- WWF’ye göre İstanbul su kaynakları risk altında olan 10 kentten biri.
Kaynak: 1