Yoğun hayat temposu, hesapta olmayan işler ya da hazır olmadığımızı fark etmek gibi nedenlerle kararlarımızı erteleyebiliriz. Hatta bu durum sonunda bizi irademizin zayıf olduğunu düşünmeye bile itebilir. Ya da etrafımızdakilerin iradelerini sorgular, onların kararlarını uygulamaktaki başarısızlıklarını iradelerinin zayıflığına bağlarız.
“Bu pazartesiden itibaren diyete başlıyorum.”
“Bu sefer spor salonuna bir yıllık yazılıyorum ve düzenli gideceğim.”
“Her ay kenara 100 tl atmaya başlasam….”
“Sigarayı hemen bırakıyorum…”
“Bu sene ortalama kasacağım.”
Bu ifadeler ya da benzerleri size tanıdık geliyor mu? Bu cümleleri kurmanın, hatta cümleyi kurduğunuz an ne kadar kararlı olduğunuzun önemi olmaksızın kararlarınızın unutulup gittiğinden mi şikayetçisiniz? O zaman bu yazıyı okumanızı öneririz.
1. İrade kasımıza egzersiz yaptıracağız!
Ne mutlu ki; irademiz 7’sinde neyse 70’inde de o değil. Araştırmacılar irademizi kas benzetmesiyle açıklıyor. Kullandıkça gelişen fakat çok yüklenildiğinde de günlerce ağrı çekmemizi sağlayan tek şey spordan sonra gerilen kaslarımız değil. İrademiz de tıpkı bu kaslar gibi, birden karar verip uyguladığımız davranışları ilk aşamada yerine getirebilir ama ardından yoğun bir onarım sürecine girmeden uzun vadede çalışmaya devam edemez. Bu yüzden, irade gerektiren her kararımızda işimize yarayacak bir egzersiz programına başlamamız gerek. Bu yatağımızı toplamak ya da her sabah bulaşıklarımızı yıkamak kadar sıradan ve günlük bir iş olabilir. Önemli olan kendimizi rutine alıştırıp irade kasımızın güçlenmesini sağlamak.
2. Pes etmiyoruz! Acı yoksa kazanç da yoktur
Pes etmemiz irademizin zayıf olmasından değil, yanlış yapılmış bir plandan ya da aceleciliğimizden kaynaklanır. İrade kasımız bir şeyi yapmamak için direniyorsa, büyük ihtimalle bunu yapmaya hazır değildir. Pes edip eski rahat ve kötü alışkanlıklarımızla barışık yaşamımıza dönmektense daha küçük hedeflere göz koymamız lazım. Örneğin; kilo vermek istiyorsak ve sıradan rejimlere başladığımızda birkaç günde bırakıyorsak, daha küçük hedeflere göz koyacağız. Nasıl mı? Katı diyet listelerine saati saatine uymaya çalışmaktansa sadece birkaç yiyeceği kendimize yasaklayıp öğünlerimizden çıkararak. “Saat 7’den sonra yemek yemek zayıflatıyor” inanışının altında yatan mantık tam olarak da bu. Tüm gün boyunca ne yediğimizi kontrol etmektense, bunları yapmak henüz daha fazlasına hazır olmayan irade kasımızı zorlamadan ihtiyacımızı karşılayabilir.
3. Dikkat limitlerimizi lehimize kullanacağız!
İnsanın dikkati, etrafında olan tüm olayları algılayabilecek ya da aklından geçen her düşünceye odaklanabilecek güçte değildir. Maalesef dikkatimizin de limitleri vardır. Bu üniversite giriş sınavlarında “dikkat hatalarına” sebebiyet vermek gibi kötü sonuçlara sebep olsa da aslında faydalı kullandığımızda her şeyi çok daha kolaylaştırmamızı sağlayan bir özellik! İrade gerektiren durumlarda yaptığımız yanlışlardan birinin o şeyi yapmamaya odaklanmak olduğunu biliyoruz. Tıpkı “beyaz bir fil düşünmeyeceğim” dediğimiz an aklımıza beyaz bir fil gelmesi gibi. Bir şeyi yapmamayı düşündüğümüzde de bunun gibi bir ters etkiyle karşı karşıya kalmamızın nedeni, dikkatimizi yanlış şekilde kullanıyor olmamız. Dikkatimiz, bizi sadece o an düşündüğümüz şeyleri yapmaya iter. Dolayısıyla “sigara içmemeye” dikkat vermek ya da “para harcamamaya” odaklanmak yerine bambaşka bir konuya dikkatimizi çekebilirsek, her şeyin çok daha kolay olduğunu göreceğiz.
4. Kendimize koyduğumuz engelleri kaldırıyoruz
Kendimize “bunu yapmamalıyım” demek yerine, “bunun yerine daha iyi ne yapabilirim” sorusunu sormayı alışkanlık edinmeliyiz. Bunun da yolu dikkatimizi iyi yönetebilmekten geçiyor. Meditasyon veya sudoku çözmek, yeni bir hobinin detaylarını öğrenmek ya da bir evcil hayvan bakmak birbirinden çok bağımsız şeyler olsa da hepsinin ortak bir yönü var: dikkat limitlerimizi geliştirmenmzi sağlıyor! Kendimizi engellemek yerine hem beyin egzersizi yerine geçebilecek hem de işimizi çok daha kolaylaştıracak bu yöntemlere başvurursanız, pişman olmayacağınızdan eminiz!
5.İrade kası yaptığımız her iş için güç kullanıyor!
Yapılan bir araştırmaya göre duygularını bastırmaları yönünde talimat alan kişilerin duygusal bir sahnede hissettiklerini ifade edememeleri bir sonraki aşamada yapılan fiziksel güç testinde daha başarısız olmalarını sağlıyor! Bu, kendimizi bir konuda engellediğimizde alternatif davranışta neden başarılı olamadığımızın de en iyi açıklaması olabilir.
6. İrade kasımızın zedelendiğini anlamanın en kolay yolu: Ertelemecilik!
Ertelemeci insanlar genelde bunun kendi özellikleri olduğunu iddia eder. Fakat bu açıklamadan sonra ertelemeci insanlar, “bu benim karakterim” diyerek işin içinden sıyrılamayacaklar. Çünkü ertelemecilik bir karakter özelliği değil düşünce biçimindeki eksikliklerin bir sonucudur. Ertelemeciliği kendimizi suçlamak veya arkasına sığınmak için değil, daha iyiye ulaşmak için bir sinyal olarak kullanmalıyız.
7. Hedefimize ulaşmak için çabamızı değil ilgimizi arttırıyoruz
Kilo vermek, daha mutlu bir insan olmak, daha çok çalışmak ya da öfkemizi kontrol etmek için irademizi defalarca kullanmış olabiliriz. Bu noktada yapılan en önemli yanlış; davranışın neden yapıldığına değil, davranışın kendisine odaklanmamızdır. Reklam sektörü bu bilgiyi en iyi kullananlardan biri. Bu sektör bize bir şeyi yapma gücü değil bir şeyi yapmak için geçerli bir neden vererek varlığını sürdürüyor. Biz de kendi nedenlerimizi belirleyip hedeflerimizi ilgi çekici hale getirirsek çok daha az zorlanacağımız bir gerçek.
8. Kendimize kulak vermeliyiz
İrade gerektiren kimi durumlarda keyif almadığımız hatta bizi rahatsız eden alışkanlıklarımızı hoşumuza gitmese de bırakamadığımız zamanlar olmuştur. Popüler bir açıklamaya göre bu, kendi hislerimize yeteri kadar hakim olmamamızdan kaynaklanıyor. Yaptığımız vücut geliştirme benzetmesinden gidecek olursak, irademizin “kas ağrılarını” bize eksiksiz bir şekilde yansıttığını söyleyebiliriz. Ne zaman zorlandığımızı, ne zaman geliştiğimizi kendimize biraz kulak vererek çok daha iyi anlayabilir ve ona göre hareket edebiliriz.
9. İrademizin başarılarına geri bildirim yapacak tek kişi biziz!
Özellikle mükemmeliyetçi bir insansanız büyük ihtimalle durumları ya iyi ya da kötü olarak görüyorsunuzdur. 10 gün boyunca kendinizden tüm beklentilerinizi gerçekleştirseniz bile 11.gün en ufak bir hatanızı kendinize silah olarak yöneltip tüm ilerlemenizi baltalayabilirsiniz. Bunun nedeniyse kendimizi kontrol etme mekanizmamızın “geri bildirim” yöntemiyle çalışmasıdır. Azminizle yaptıklarınızı patronunuz, zekanızla yaptıklarınızı öğretmenleriniz ödüllendirmiş olabilir ama iradenizin başarılarına geri bildirim yapacak tek kişi sizsiniz!
10. Bu bilgilerin her alanda kullanılabileceğini bilin!
Genelde küçük hedefler ve herkesin sıkıntısı haline gelen durumlardan bahsetmiş olsak da bu araştırmaların suç eğilimini, intihar oranlarını, yeme bozukluklarının oranını düşürecek ve hatta toplumun düzenine katkıda bulunacak kadar etkili tüyoları bize kazandırmak için sürdürüldüğünü bilmemizde fayda var. Sadece kendimiz için değil, çevremizdekiler için de altın değerindeki bu bilgileri iş hayatında ya da grup çalışmalarında karşımıza çıkabilecek sorunlardan kurtulmak için dahi kullanabiliriz.