Koku, insan hafızasını en derinlerdeki anılara bağlayan en güçlü duyularımızdan biri. Güzel kokuları seviyoruz ama kötü kokuların bile bazen insanları kendine çektiğini biliyor muydunuz? İşte bu çelişkili çekim, botanik dünyasının en ilginç çiçeklerinden birine olan ilgiyi açıklıyor: ceset çiçeği. Dünyanın dört bir yanındaki turistleri ve meraklıları bir araya getiren bu nadir bitki, etrafa saçtığı ağır kokularla insanları şaşırtıyor ve bazen de büyülüyor. Ceset çiçeğinin çürük ve keskin kokusu yalnızca sinekleri değil, bu tuhaf deneyimi yaşamak isteyen insanları da cezbediyor. Peki, neden bir çöp yığını gibi kokan bir çiçeği görmek ve koklamak için binlerce insan botanik bahçelerine akın ediyor? Bazı insanlar neden kötü kokuları seviyor?
Bazı insanlar kötü kokuları koklamayı seviyor. Onlardan biri de ceset çiçeği kokusu. Bu çiçek gerçekten adını hakkıyla taşıyor!
Çünkü açtığında etrafa yayılan kokusu adeta bir çöp karışımını andırıyor: çürümüş balık, lağım suyu ve ölü bedenlerin ağır kokusuyla dolu bir karışım. Bu ürkütücü koku aslında sinekleri çekmek için bir tuzak, ama ironik bir şekilde turistleri de kendine çekiyor. İlginç olan, bu çiçeği görmek ve kokusunu deneyimlemek isteyen insanlar o kadar fazla ki, botanik bahçeleri bile bir ceset çiçeğine sahip olmak için adeta birbirleriyle yarışıyor. Bu bitki nadir olarak çiçek açıyor. Çiçeklenmeler arasında 10 yıla kadar zaman geçebiliyor ve kokusu yalnızca 36 saat kadar sürüyor. Bu yüzden, en yoğun kokuyu kaçıran ziyaretçiler, kendilerini biraz hayal kırıklığına uğramış bulabiliyor.
Haziran 2024’te, Chicago, Londra ve Boston gibi büyük şehirlerdeki bahçeler, çiçeğin açacağını duyurarak ziyaretçileri bilgilendirdiler
Bir arada üç bahçede de açması, oldukça nadir bir durumdu. Ceset çiçekleri, her yıl çiçek açan birçok bitkinin aksine, yalnızca yer altında biriktirdiği enerjiyle beslenen büyük bir yumru geliştirdikten sonra çiçek açabiliyor. Peki insanlar neden bu kokuyu deneyimlemek istiyor? Genel olarak herkes aynı tepkiyi veriyor: büyük bir heyecanla yaklaşıp kokluyor, ardından hızlıca iğrenme ifadesiyle geri çekiliyor, ama yine de bu deneyimi yaşamış olmaktan mutlu oluyorlar. Bu tuhaf tatmin duygusuna psikologlar bir isim veriyor: iyi huylu mazoşizm.
İlginizi çekebilir:
Devasa Boyutlarıyla Görenleri Şaşkına Çeviren Dünyadaki En Büyük Çiçekler
Bilim insanları, kökü kokuları sevenlerde “İyi huylu mazoşizm” olduğunu düşünüyor
Psikolog Paul Rozin, “iyi huylu mazoşizm” terimini 2013 yılında insanların mantıken kaçınması gereken ama yine de keyif aldığı 29 farklı deneyim üzerine yaptığı araştırmalarda kullanmış. Örneğin, korku filmlerini izlerken korkmak, acı biberin yakıcılığı ya da sert bir masajın verdiği acı bunlardan bazıları. Asıl olan, deneyimin “güvenli bir tehdit” oluşturması; yani korkutucu veya rahatsız edici olsa da fiziksel olarak güvende olduğumuzu bilmemiz. Rozin’e göre ceset çiçeğini koklamak da bu tür bir heyecan yaratıyor.
Kötü kokuları koklama isteği bazen beynimizin derinliklerinden gelen nostaljik bir çekimden kaynaklanıyor
Örneğin, yeni biçilmiş çimen kokusu çoğumuz için çocukluğun yaz günlerini hatırlatır. Nörobilimciler, kokunun hafızaya en güçlü bağlı duyularımızdan biri olduğunu söylüyor. Beynimizde, kokuları işleyen koku alma kısmı doğrudan hafızanın merkezi hipokampüs ve duygularla bağlantılı amigdala ile bağlantılı. Utrecht Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmaya göre, kokular diğer duyulara göre çok daha yoğun ve ayrıntılı anılar çağrıştırıyor; özellikle de hoş olmayan kokular, ilginç şekilde daha güçlü hafıza bağlantıları kurabiliyor.
Kötü bir kokuyu deneyimlemek, o anı özel bir hatıraya dönüştürmek gibi hissettiriyor
Botanik bahçelerine gidip bir ceset çiçeğini koklamak, garip bir şekilde keyifli bir hatıra olarak hafızamızda kalabilir. Sonuçta, bir manzara bin kelimeye bedel olabilir; ama tek bir koku, bir ömür boyu anılar barındırabilir.
İnsanlar neden kötü kokuları seviyor yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir:
Kaynak: 1