Her ne kadar göz yanılsaması olduğunu bilsek de sihirbazlık gösterileri hemen hemen herkes için heyecan vericidir. Hele ki gösterinin sahibi Harry Houdini ise! Canlı performansını izleme şansımız olmasa da zamanında oldukça zor şovlara imza atan Harry Houdini, günümüzde hala en başarılı illüzyonist olarak hatırlanıyor. Özellikle kaçış şovlarıyla seyircisinin beğenisini kazanan ünlü illüzyonistin gösterilerine geçmeden önce biraz hayatına göz atalım.
Harry Houdini kimdir?
Sihirbazlık gösterisi denildiği anda akla ilk gelen isimlerden biri olan Harry Houdini, 24 Mart 1874 yılında Budapeşte’de dünyaya geldi. 4 yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika’ya göç eden ünlü illüzyonist, 9 yaşında ilk kez halkın karşısına bir trapez sanatçısı olarak çıktı. İlk gösterisinde çok da başarılı olamayınca, Eğlence Spor Kulübü’nden sihirbaz Joseph Rinn’den ders almaya başladı.
İllüzyon kariyerine tam anlamıyla 1891 yılında başlayan Houdini, Joseph Rinn’den ders almasına rağmen yine de yaptığı çalışmalarla çok umut vadetmiyordu. İlk olarak nispeten daha basit olan geleneksel kart oyunlarına yöneldi. Bu alanda ilerleme kaydettiğinde ise kendisini “Kartların Kralı” ilan etti, ta ki 1899 yılına kadar.
1899 yılında Amerikalı tiyatro yöneticisi Martin Beck ile tanışan Houdini, onu kelepçe şovlarıyla oldukça etkilemişti. Kelepçe ve ip gibi türlü engelden kısa sürede kurtulmayı başarabilen Houdini, Beck’in de tavsiye ettiği gibi kaçış gösterilerine konsantre olmaya başladı. Beck’in onu keşfetmesiyle birlikte artık ünlü tiyatro merkezlerinde gösteriler yapmaya başlayan Harry Houdini, Avrupa turnelerine çıkıyor ve tanınırlığı her geçen gün daha da artıyordu.
1900 – 1920 yılları arasında İngiltere’nin dört bir yanında kaçış şovları, illüzyonlar, kart hileleri ve açık hava gösterileri düzenleyerek dünyanın en yüksek ücretli eğlence sanatçısı haline gelen Harry, başta Hollanda, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde yaptığı gösteriler sayesinde artık kariyerinin zirvesine ulaşmıştı. Git gide ünü artan ve dünyanın en başarılı sihirbazı haline gelen ünlü illüzyonist, 1926 yılında vefat edene kadar sayısız gösteriye imza attı. Gelin şimdi, en çok da kaçış gösteriyle izleyiciden beğeni toplayan Harry Houdini’nin birbirinden etkileyici şovlarına birlikte göz atalım.
Harry Houdini, kariyerinin ilk dönemlerinde kelepçe ve ip gibi cisimlerden kısa süre içinde kurtularak seyircisinin beğenisi kazanmaya başladı
Kendini sadece prangalardan ve kelepçelerden kurtarmakla kalmayan Houdini, kilitli olan çeşitli konteynerlerden de çıktığı canlı performanslarla izleyicisini adeta büyülüyordu. Bunlardan en bilineni ise o dönemler süt kovası olarak kullanılan küçük, kilitli bir kovadan kısa süre içinde kurtulmayı başarmasıydı.
Houdini’nin en meşhur gösterisinden biri de ağırlıkla doldurulmuş kilitli bir kutuda, elleri ve kolları bağlı bir şekilde denizin dibine batırılmasıydı. Ünlü illüzyonistin bu şovu, kilitleri açıp yakınlardaki bir tekneden çıkmayı içeriyordu
Kaçış gösterileriyle nam salan Houdini, başka bir şovunda ise yerden yaklaşık 23 metre yukarıda baş aşağı sallanırken deli gömleğinden kısa bir süre içinde kurtulmuştu.
Harry Houdini’nin en cüretkâr eylemi hiç şüphesiz ki “Çin Su İşkence Hücresi” adını verdiği gösteriydi. Seyirciler ön camdan Harry’i izlerken, o içi su dolu olan bir kutuda baş aşağı pozisyondayken kilitlerden kurtulmaya çalışıyordu
Ünlü illüzyonist son olarak 1918 yılında New York Hipodromu’nda gerçekleştirdiği “The Vanishing Elephant” adlı gösterisiyle sansasyon yarattı. Bir el ateş ettikten sonra koca fil Jennie’nin ortadan kaybolması, kendisini izleyen binlerce kişiyi şaşkınlığa sürükledi
Harry Houdini, bazı sahne performanslarında seyircilerin midesine yumruk atmasını isterdi. Böylece fiziksel gücünü herkese göstermiş olurdu. Ancak bu numara, 1926 yılında trajik ölümüne yol açacaktı
Görgü tanıklarına göre Houdini, Montreal’deki Prenses Tiyatrosu’nda akşamki şovuna hazırlanırken soyunma odasına gelen Jocelyn Gordon Whitehead adlı genç, ona yumruklara dayanıp dayanamayacağını sordu. Houdini’den midesinin dayanabileceğine dair bir cevap alınca art arda ona yumruk salladı. Birkaç gün önce ayak bileğini zedeleyen ve o sırada kanepede uzanıyor olan Houdini, bu yumruklara hazırlıksız yakalandı. Acı halinde akşamki gösterisini tamamladı ancak sonraki birkaç gün boyunca şiddetli ağrıları devam etti. Sonunda bir hastaneye başvuran Houdini’ye apandisit teşhisi koyuldu. Bu sırada 40 dereceye yakın ateşi olmasına rağmen tedaviye direnen ünlü illüzyonist, birkaç gösteriye daha çıktıktan sonra fenalaşarak yeniden hastaneye kaldırıldı. Müdahalelere rağmen hayatını kaybeden Houdini’nin cenaze töreni, 4 Kasım 1926’da 2000 kişinin katılımıyla New York’ta düzenlendi.
Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:
Atatürk’ü Etkilemeyi Başaran Dünyaca Ünlü Türk İllüzyonist Zati Sungur’un Hayat Hikâyesi