Sosyo-ekonomik bir sorun olan evsizlik, bireylerin kalıcı bir barınma mekanına sahip olmaması durumudur. Sokaklar, terk edilmiş binalar, köprüler, parklar ve kent içinde herhangi bir yer evsizlerin barınma alanı olabilir. Günümüzde dünya genelinde yüz milyondan fazla evsizin yaşadığı tahmin ediliyor. Her yıl yüzlerce evsiz insan; hastalıklar, hijyen eksikliği, yetersiz beslenme, aşırı soğuk veya sıcak havaya maruz kalma gibi nedenlerle hayata veda ediyor. Ne yazık ki dünya toplumun en büyük sorunlarından biri olan evsizlik, büyük oranda artış göstermeye devam ediyor. Peki evsizlik hangi koşullarda ortaya çıktı? Evsizler için yapılan ilk sığınma evi nasıldı? Gelin, ilk evsiz sığınma evinin tuhaf ve bir o kadar da üzücü olan hikayesine yakından bakalım.
Tarihe ilgi duyuyorsanız daha fazla içerik için buraya tıklayabilirsiniz!?
İngiltere’de gerçekleşen Sanayi Devrimi, hiç kuşkusuz dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından biriydi. Ancak çağımızın en büyük toplumsal sorunlarını da beraberinde getirmişti
Sanayi Devrimi’yle ortaya çıkan sosyal, ekonomik ve kültürel değişim 19. yüzyılda yaşayan insanların hayatını derinden etkiledi. Köyden kente göçün hızlanmasıyla birlikte; yoksulluk, işsizlik ve şiddet gibi sorunlar baş gösterdi. 19. yüzyılın ekonomik ve toplumsal hayatında görülen bu değişimler kısa bir sürede evsizlik krizini ortaya çıkardı. Devrimin yaşandığı ülke olan İngiltere, büyük bir krizle karşı karşıyaydı. İşte bu krizin çözümü için Hristiyan Misyonu adı altında sosyal ve dini bir oluşum meydana getirildi. Hareket, Protestan Kilisesi görünümüne sahipti. Ancak kiliseden bağımsız çalışıyordu. Kurtuluş Ordusu (Salvation Army) ismiyle kurulan bu hareket, toplumsal alandan dışlanmış dezavantajlı grupları tekrar topluma kazandırma noktasında önemli görevler üstleniyordu.
İlk evsiz sığınma evi: Dört Kuruşluk Tabut
Kurtuluş Ordusu, evsizlik krizini çözmek için dünyanın ilk sığınma evlerinden birini inşa etmişti. Bu barınma mekanındaki evsizler, dört kuruş ödeme yaptıktan sonra muşamba ile döşenmiş tabut şeklindeki ahşap bir yatakta yatma imkanına sahip oluyordu. Aslında Kurtuluş Ordusu evsizler için devletin yapmadığı sosyal politikalar geliştiriyordu. Ancak ayrımcılık burada da vardı. Çünkü aynı mekânın içinde daha yüksek fiyat ödeyerek gerçek bir yatak kiralanabiliyordu. Dört kuruşluk tabutlar daha ucuz olduğu için 19. yüzyıl Londra’sındaki evsizlerin favori yatakları bu “tabutlardı”. Sonuç olarak binlerce evsiz her gece küçük bir tabutun içinde uyuyordu.
Soğuk kış gecelerinin vazgeçilmez adresi: Bir kuruşluk bank!
Dört kuruşu olmayan evsizler, soğuk gecelerde 1 kuruş karşılığında ahşap banklarda oturabiliyordu. İnsanların bu banklarda uyumasına izin verilmiyordu. Çünkü sığınma evinin çalışanları uyuyan evsizleri uyanık tutmakla görevliydi.
Uyumak isteyen evsizler bir kuruş daha fazla ödeyerek ip üstüne uyuyabiliyordu
Sığınma evi çalışanları geceleri bankların arasına ipler bağlardı. İki kuruş ödeyen evsizler, bu iplere sarılarak uyuyabiliyordu. İpe sarılarak uyumak, tüm gece bankta uyanık kalmaktan çok daha iyiydi. Ancak evsizlerin uyandırılma şekli içler acısıydı. Sığınak görevlileri her sabah saat beşte, bu ipleri kesmeye başlardı. Böylece evsizler büyük bir gürültüyle yere düşerek uyanırdı!
Dört kuruşluk tabutların sonu: İngiltere’de sosyal devlet anlayışı
Dört kuruşluk tabut yataklar, bugünün standarlarına kıyasla çok yetersiz gibi görünse de 19. yüzyılda pek çok evsizin hayatını kurtarmıştı. İlk sığınma evleri, özellikle soğuk kış akşamlarında evsizlerin hayatını kurtarmada önemli bir rol oynadı. Ancak Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik sorunlar bir süre sonra Panlamento’nun gündemine gelmeye başladı. Artık evsizlere ve yoksullara yardım etmek devletin göreviydi. İngiltere, evsiz insanlara bütçe ayırmaya başladıktan sonra Kurtuluş Ordusu bu sığınma evlerini kapatmaya başladı.
Bugün hala varlığını sürdüren Kurtuluş Ordusu, dünya çapında tanınan bir hayır kurumuna dönüşmüş durumda
Günümüzde Kurtuluş Ordusu’nun 1.700.000 mensubu bulunuyor. Bu üyelerin her biri asker olarak nitelendiriliyor. Kurtuluş ordusu her bir askerinin kötülüğe karşı savaştığını vurguluyor. Bu nedenle cemaatin her bir üyesi topluluğa katılmadan önce inanç bildirisi imzalıyor. Bugüne kadar yaklaşık 14.000 kilise, 500 evsiz sığınma evi, 250 çocuk evi ve 160 yaşlı evi inşa edilmiş. Aynı zamanda 30 hastane ve 80’e yakın afet rehabilitasyon programı bulunuyor.