Kategoriler
Tarih

Kurgu Gibi Görünse De Gerçekten Yaşanan 12 İlginç Tarihi Olay

Tarih; gizemli, romantik, fedakar, cesur ve etkileyici hikayelerle doludur ve hiç şüphesiz her bir hikaye öğrenilmeye değerdir. Tarihte bu müthiş hikayelerin yanı sıra kurgu gibi görünen ve gerçekten yaşamış olan ilginç hikayeler de vardır. Bu ilginç tarihi hikayeler, geçmişle ilgili yeni şeyler öğretirken “yok artık!” dedirtmeyi başarıyor. İşte kısa süreli beyin yakan ilginç tarihi hikayeler.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Spagetti Ağaçlarından Cep Olarak Kullanılan Şapkalara: Kulağa Oldukça Tuhaf Gelen 7 Tarihsel Gerçek”

1. Kilise yetkilileri ölmüş olan Papa’nın cesedini yargıladı

Papa

Vatikan’da tarihin her döneminde oldukça tuhaf olaylar yaşanmıştır. Örneğin MS 897’de Papa VI. Stephen, selefi Papa Formosus’u yargılamak istemişti. Bunda ilginç olan bir şey yok diye düşünebilirsiniz. Ancak bu olay gerçekleştiğinde Formosus öleli bir yıl olmuştu. Yani yargılanmakta olan Formosus’un cesediydi.

Kilise yetkilileri, Formosus’un cesedini defin alanından çıkardı ve duruşma için mahkemeye götürdü. Stephen, Formosus’u papalık kıyafetlerine layık olmayan bir gaspçı olmakla suçlayarak onu gözden düşürmeye çalıştı. Sonunda Stephen, kendini savunamayan bir adama karşı davayı kazandı. Yetkililer, Formosus’un çürüyen cesedini Tiber Nehri’ne atmadan önce üç parmağını kesti.

Bu listede ilginç tarihi hikayeler var derken şaka yapmıyorduk. Daha ilk hikayede olmanıza rağmen şimdiden “yok artık!” dediniz değil mi?

2. Eski Nazi tarikat lideri, çocukları korkutmak için gözleri önünde Noel Baba’yı öldürdü

İlginç tarihi hikayeler

İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya için savaşan Paul Schäfer, 1961’de Şili’de Colonia Dignidad’ı kurdu. Teknik olarak bir komün olan Colonia Dignidad, gerçekte Schäfer tarafından yönetilen 300 kişilik bir Cermen kültüydü. Augusto Pinochet, yönetimi sırasında Colonia Dignidad’ı gizli bir hapishane olarak bile kullandı. Bu komün aynı zamanda, birçok kişinin Schäfer’i çocuklara cinsel istismarda bulunmakla suçladığı acımasız eylemlerin de merkeziydi.

Orada meydana gelen en tuhaf anlardan biri, Schäfer’in bazı çocukları korkutmak amacıyla takipçilerinden birini Noel Baba gibi giydirerek çocukların önünde infaz etmesiydi. Elbette bu sadece çocukları korkutmak için yaptığı bir kurmacaydı. Schäfer, çocukları kendisine sadık ve itaatkar olmaları için korkutmak istiyordu. Colonia Dignidad, 1991’de adını Villa Baviera olarak değiştirdi ve şu anda oteli olan bir turizm bölgesi olarak hizmet veriyor.

3. Avusturya ordusu yanlışlıkla kendi kendine savaştı

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizdeki şaşırtıcı hikayelerden biri de Avusturya ordusunun kendi kendine savaşması hakkında. 1788’de Avusturya, Osmanlı İmparatorluğu ile bir savaşın ortasındaydı. Avusturya ordusunun kendi kendine savaştığı Şebeş Muharebesi oldukça ilginç bir hal aldı. Tarihçi Charles Kirke, olayın 18. yüzyılda bir ordunun kendi kendine zayiat verdiği “kaydedilen en kötü tek olay” olduğunu anlattı. Avusturya ordusu gece Karanşebeş kasabası yakınlarında ilerlerken, süvari ve piyadeler şarap içip sarhoş olduktan sonra birbirleriyle savaşmaya başladılar.

Sarhoş askerler şakadan Türklerin kendilerine ateş ettiğini haykırdılar. Ancak bazı askerler bunun gerçek olduğunu düşündüler. Çok geçmeden ordunun düzenli yürüyüşü kargaşa ve paniğe dönüştü ve yol boyunca çatışmalar başladı. Şafak vakti, Avusturya ordusu Türk kuvvetlerinin yakınında olmadan binlerce zayiat verdi. Muhtemelen 10.000 kadar ölü ve yaralı vardı.

4. Frederick Lorz, 1904 Olimpiyatlarındaki maraton yarışını araba sürerek kazandı

İlginç tarihi hikayeler

1904 yılının Olimpiyat Oyunları’ndaki maraton yarışı, tarihin en ilginç olaylarından birine sahne oldu. Maratonu, Amerikalı koşucu Frederick Lorz kazandı. Ancak yarışmayı, 10 mil hızındaki bir arabaya bindiği için kazanmıştı. Yarış sonunda Lorz, maratonun galibi olarak kutlandı ve hatta galibiyetini kutlamak için kızı Alice Roosevelt ile bir hatıra fotoğrafı dahi çektirdi. Fakat kısa süre sonra olanları itiraf etti ve diskalifiye edildi.

Sonuç olarak, bitiş çizgisini Lorz’dan sonra geçen Tom Hicks şampiyon oldu. 1904 Olimpiyat maratonunun başına bela olan tek sorun Lorz’un aldatmacası değildi. Başka bir koşucu William Garcia, kuru yolda koşarken tozdan o kadar çok olumsuz etkilendi ki, parçacıklar midesinin astarını yırttı. Kan kustu ve hastaneye kaldırıldı.

5. 1855 yılında Torontolu itfaiyeciler ve palyaçolar arasında yaşanan kavga, bir isyanın çıkmasına neden oldu

Palyaço

1855 yazında, gezici bir Amerikan sirki Toronto’ya gitti. Sirk palyaçolarından bazıları, yerel itfaiyecilerin sık sık müşterisi olduğu bir genelevi ziyaret etmeye karar verdi. Ancak genelevdekiler şehir dışından gelen ziyaretçilere pek sıcak davranmıyorlardı. Kanadalı itfaiyeciler ve Amerikan palyaçoları arasında bir arbede çıktı. Arbede sonunda kazanan palyaçolar oldu.

İntikam almak için can atan itfaiyeciler ve diğer sakinler sirkin izini sürdüler. Öfkeli kalabalık sirk vagonlarını ateşe verdi ve olaylar saatlerce devam etti. Tarihçi Ian Radforth, bu olayı “19. yüzyılın ortalarında Toronto’nun en büyük isyanlarından biri” olarak nitelendiriyor.

6. CIA, hedefleri hakkında bilgi edinmek için kedileri kullanmaya çalıştı

Kedi

İlginç tarihi hikayeler listemizde CIA ile ilgili bir bilgiye de yer verdik. CIA, bir zamanlar Sovyetler ve diğer düşman unsurlar hakkında bilgi toplamak için kedileri kullanmaya çalıştı. Olay şöyle gerçekleşti: Bilim insanları bir kediye bir mikrofon, verici ve anten yerleştirdiler. Operatörler daha sonra kediyi, ajanların konuşmalarını dinleyebilmek için stratejik noktalara hareket etmesi için eğittiler. Test etmek için kediyi bir parka götürdüler, ancak operasyon trajediyle sonuçlandı: Kediye bir araba çarptı. Sonunda CIA, bu yöntemin pratik olmayacağını anladı ve programdan vazgeçti.

7. 12. yüzyılda toplantı yapan asilzadeler, üstünde durdukları zemin çökünce lağıma düştü

Lağım

Temmuz 1184’te Almanya’nın Erfurt şehrinde büyük bir toplantı düzenlendi. Toplantının ayrıntılarını kestirmek zor olsa da, bir sarayda veya kilisede gerçekleştiği biliniyor. Toplantıda Kral Henry VI ve düzinelerce soylu bulunuyordu.

Toplantının yapıldığı zeminin altında, büyük bir lağım çukuru vardı. Bir araya toplanmış insan sayısı, zemin için çok fazlaydı. Nihayetinde zemin yüksek ağırlığa dayanamayıp çöktü. Düzinelerce insan aşağıdaki lağım havuzuna düştü. Bazıları atık havuzunda boğuldu ve diğerleri nehre sürüklendi. Henry VI, bir pencereye tutunabildiği için hayatta kaldı.

8. İmparator Mansa Musa o kadar zengindi ki, Kahire’ye geldiğinde Mısır’da altının değeri düştü

Mansa Musa

İlginç tarihi hikayeler listenizde yer alan diğer bir hikaye ise Mali İmparatorluğu’nu yöneten Mansa Musa hakkında. 14. yüzyılda Mali İmparatorluğu’nu yöneten Mansa Musa, ülkedeki altın ve tuz rezervleri sayesinde büyük bir servete sahipti. İmparator Musa, 1324 yılında Mekke’ye hacca gitmek için yola çıktı. Hacca giderken Mansa Musa ve maiyeti Kahire’de durdu ve Mısırlılar karşılaştıkları zenginlik karşısında afalladılar. Orta Çağ tarihçisi İbn Fadlallah el-Umari’ye göre, Musa ve maiyeti çok büyük bir zenginlik ile geldiler ve Kahire’de özgürce harcama yaptılar. Öyle ki, şehirdeki altının değeri 10 yıldan fazla bir süre boyunca değer kaybetti.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “16 Maddeyle Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsanı Mansa Musa’nın Hikâyesi”

9. Konkistador, platini keşfetti ancak değerini anlamadı

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizde yer verdiğimiz bu olayı anlatmadan önce “konkistador”un ne olduğu hakkında küçük bir bilgi verelim. Konkistador, 15. ve 19. yüzyıllar arasında Amerika’nın büyük bölümlerini istila edip İspanyol sömürgesinin egemenliği altına alan İspanyol askerlere, kaşiflere ve maceracılara verilen isimdir.

İspanyollar Amerika’ya gittiklerinde aradıkları en önemli kaynaklardan biri altındı. Altına takıntıları, onları platin gibi diğer değerli kaynaklara karşı kör etmişti. İspanyollar, platinle ilk kez 16. yüzyılda karşılaştılar. Ancak platinin ne kadar nadir olduğunu fark edemedikleri için altına kıyasla değersiz olduğunu düşündüler.

10. Ünlü yazar Voltaire, piyango oynayarak bir servet kazandı

İlginç tarihi hikayeler

Voltaire, Fransız piyango sistemindeki zayıf bir noktadan yararlanmak için matematikçi Charles Marie de la Condamine ve diğer on bir tanıdığıyla birlikte piyango oynadı. Tüm sayıları takip ederlerse, kesinlikle kazanacak ve parayı kendi aralarında bölüşeceklerdi. Aynen öyle yaptılar. Grup, her piyango oynadığında milyonlarca livre (eski bir Fransız para birimi) kazanıyordu. Voltaire’in payı ise tek başına muhtemelen 500.000 livre civarındaydı.

11. Almanlar tarafından esir alınan Douglas Bader, o kadar çok firar etmeye çalıştı ki, en sonunda onu kaleye hapsettiler

İlginç tarihi hikayeler

1931’de Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotu Douglas Bader’in uçağı bir gösteri yaparken düştü. Bader hayatta kalsa da, cerrahlar her iki bacağını da dizine yakın bir yerden kesmek zorunda kaldılar. Ancak bu durum onun uçmasını engellemedi.

İkinci Dünya Savaşı 1939’da patlak verdiğinde, Kraliyet Hava Kuvvetleri Bader’i tekrar bünyesine kattı. Bader, birçok Alman uçağını düşüren bir filonun parçası olarak cesaretini kanıtladı. Ancak Ağustos 1941’de Almanlar, Bader’in uçağını Fransa’da düşürdü. Bader, Almanlar tarafından yakalandı ve bir savaş esiri oldu. Bader sayısız kaçış planı hazırladı ve o kadar ısrarcıydı ki, Almanlar sonunda onu bir kaleye hapsetti. Özgürlüğünü elde etmek için 1945’te çatışmanın sona ermesini beklemek zorunda kaldı. İngiliz basını ve Hava Bakanlığı, Bader’in hikayesinin potansiyelini fark etti ve onu İkinci Dünya Savaşı kahramanı olarak tanıttı.

12. John Adams ve Thomas Jefferson, Bağımsızlık Bildirgesi’nin 50. yıl dönümünde öldü

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizin sonunda Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin 50. yılında yaşanan bir olay yer alıyor. 4 Temmuz 1826, Amerika Birleşik Devletleri için önemli bir gündü. O gün, Amerika’nın Britanya İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını ilan etmesinin 50. yıldönümüydü. Ama aynı zamanda ulus için de karanlık bir gündü. Çünkü John Adams ve Thomas Jefferson aynı gün hayatını kaybetti. Her ikisi de Amerika’nın başkanlığını yapmış ve Bağımsızlık Bildirgesi’ne katkıda bulunmuşlardı.

Kaynak: 1

Yazar Caner Cem Martı

Adım Caner Cem Martı, 1996 yılında Bartın'da doğdum.. 2010 yılında kaza geçirdim ve sonucunda vücudumun %99'u felç kaldı. 2015'ten bu yana bazı cihazlar yardımıyla internet ortamında çalışabiliyorum. İçerik editörlüğü ve sosyal medya uzmanlığı gibi alanlarda tecrübe sahibiyim, ancak asıl uzmanlık alanım SEO uyumlu makale yazmak. Uzun süre ara verdiğim eğitimime devam ediyorum. Ayrıca Front-End tasarımlar yapıyorum. Sinema, spor ve tarih gibi konular çok dikkatimi çekiyor. Özellikle sinema tutkunuyum.

Bir yanıt yazın