Genelde içine kapanık bir insan olabilirsiniz. Ama bu durum, sizin istediğiniz partiye katılıp eğlenmenize engel değil. Çılgın bir partici değilseniz veya çoğunluğu çok da samimi olmadığınız kişilerden oluşan bir parti ortamında bulunuyorsanız ve daha da önemlisi bu durum sizi biraz geriyorsa; çaresiz değilsiniz. Bu durumda sizi daha rahat ettirecek ve bir şekilde bulunmak durumunda olduğunuz partiyi daha eğlenceli hâle getirecek çözüm önerileri var. Gelin bu partiyi birlikte şenlendirelim…
1. Hangi tür partilerden hoşlandığınıza karar verin.
Öncelikle, bir partiye gitmeyi tercih etmemek sizi bir “eğlence katili” ya da “eğlenceden anlamayan bir birey” yapmaz. “hayır demek” her zaman cebinizde bulunan bir seçenek. Kibarca partiye katılamayacağınızı söyleyerek davet için teşekkür edebilirsiniz. Partilerin aslında eğlendirmekten ziyade stres yarattığını düşünen pek çok insan var. Ve bu insanların bu kaygılarını yenmek için hemen her daveti kabul ettiği de gözlemlenebilir. Ama işte asıl sıkıntıya yol açan nokta bu da olabilir. Bunun ilacı ise şu: her partiye katılmak zorunda değilsiniz ama hangilerinin size daha uygun, sizin için hangilerinin daha eğlenceli olduğunu gözden geçirebilirsiniz. Mutlaka size uygun bir tane vardır.
2. Eğer mümkünse partiye “artı bir”inizle gidin.
Çok adapte ya da samimi olmadığınız bir topluluk yine bir parti düzenliyor ve siz de davetlisiniz diyelim. Eğer söz konusu partinin size göre olduğunu düşünüyorsanız, bir bakın bakalım, artı birinizi de götürebiliyor musunuz? Artı biriniz, ortam nasıl olursa olsun size orada kendinizi daha rahat ve daha eğlenceli hissettirecek mükemmel bir kurtarıcıdır. Yanınızda biri daha varken ortamdaki üçüncü bir kişiyle iletişime geçmek çok daha kolaydır. Eğer ortamı sevdiyseniz daha keyifli şekilde partiye devam edebilirsiniz. Ya da sizi çok da sarmadıysa, orayı yalnız terk etmek zorunda da değilsiniz.
3. İhtiyacınız olduğunda biraz ara verin.
Eğlenmek, kaynaşmak, dans etmek, sohbet etmek partilerin sosyal getirileridir. Ama bazen yüksek sesli müzik, alkol, parlak ışıklar hepimize anlık olarak rahatsız edici gelebilir. O zaman hemen o ortamı terk etmek zorunda değilsiniz. Biraz ara verebilirsiniz. Mesela bu bir ev partisiyse bir süre başka bir odaya ya da balkona geçip kaçamak yaparak dinlenebilirsiniz. Ya da mekânın dışına çıkıp beş on dakika kendinizi rahatlatabilirsiniz. Bu süreçte biraz derin nefes alıp vermek de bir seçenek, biraz öylesine Instagram story’leri izlemek de bir seçenek. Ya da sadece birkaç dakika gözlerinizi kapatarak dinlendirin. Biraz böyle takıldıktan sonra partiye tekrar dönebilirsiniz.
4. Çok konuşan olmak yerine çok dinleyen kişi olmak sorun değil.
Harvard’da yapılan “kendine güvenme” temalı bir araştırmaya göre, insanlar kendileri hakkında konuşmayı aşırı seviyor. Evet, bu beklenmedik bir bilgi değil. Ama bu yine de sihirli bir cümle: “İnsanlar kendileri hakkında konuşmaya bayılır.”… O an kendi en komik hikâyelerinizi anlatmak yerine, insanlara istediği şeyi vererek hem onları iyi hissettirip hem de kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. İyi bir dinleyici olup onlara anlattıkları hikâyeler hakkında detaylar sormak, bu muhabbeti biraz daha geliştirecektir. Kim bilir, belki onlar hakkında gelişen bu konuşma aslında sizin ısınma süreciniz olur ve elbet size de sıra gelecektir. Ama dediğimiz gibi, sadece onları dinlemek ve detay sormak da sizin sihirli muhabbet kapısı açma anahtarınız olabilir.
5. Muhabbet sarmamaya başladığında kurtarıcı sorularınız olsun.
Tamam birileri bir şeyler anlattı, güldünüz, eğlendiniz ama muhabbet tıkandı mı? Merak etmeyin, kurtarıcı sizsiniz. İnsanların cevaplamaya bayıldığı belli başlı soru kalıpları vardır. “Yılbaşında ne yapıyorsun?”, “En sevdiğin komedi filmi neydi?”, “Bu yıl gidip görmek istediğin bir yer var mı?”, “Hangi takımı tutuyorsun?” gibi sorular, yıkılmak üzere olan muhabbeti tekrar diriltebilir ve ortak nokta çıkarabilir. Yine de bu kurtarıcı soruların o kişiyle veya daha önce anlattığı hikâyelerle uyumlu olmasına dikkat edin.
6. Kaçış stratejiniz hazır olsun.
Ne yaptıysanız olmadı. Sorun sizde değil, gerçekten ortamın keyifsizliğindeydi. Mola da verdiniz, kurtarıcı sorularınızı da sordunuz ve yine de ortam sizi sarmadı. O zaman, oraya bağımlı olmadığınızı kendinize hatırlatın. En basit ve bilinen yol, samimi bir arkadaşınıza şu mesajı atmak: “Beni arayıp bir şey varmış gibi yanına çağırsana, burası beni pek sarmadı da. :)”
7. Partiden sonra biraz yalnız vakit geçirin.
Parti dolu bir geceden sonra direkt yatağa girip uyumak çok doğru bir yöntem değil. Eve gelip belki önce ılık bir duş almak isteyebilirsiniz. Hemen uykuya dalmadan önce kendinize biraz zaman ayırın. İçe kapanmak için en doğru zaman, yalnız kaldığınız zamandır. Dışarıda bunu yapmak pek mümkün değil. Partideki daha önceden tanıdığınız insanları düşünün. Yeni tanıştığınız insanları düşünün. Kimin neyini sevdiğiniz, neyini sevmediniz? Biraz daha kalsanız ne olurdu, daha erken çıksanız ne olurdu? Partideyken bir an önce evde, bu anda olmak istemiştiniz. İşte size fırsat. Kendinizin keyfini çıkarın. Belki kendinize sıcak bir çay da koyarsınız…