Hijyen, sağlık ve temizlik konusunda doğru bilinen yanlışlar, çoğu zaman alışkanlıklarımızın ve popüler kültürün etkisiyle şekilleniyor. Bazı efsaneler, kişisel bakım rutinlerimize yön verirken, aslında tam tersi bir etkiye sahip olabilir. Kelly Clarkson’ın duşta işemekle ilgili yaptığı açıklama, bacakları yıkamama konusundaki rahat tavırları ve Ashton Kutcher’ın banyo alışkanlıkları gibi örnekler, hijyenin bazen yanlış anlaşılmasına yol açabiliyor. İşte bu yazımızda, hijyenle ilgili doğru bilinen yanlışlar neler ve aslında ne şekilde davranmamız gerektiğini ele alacağız. Temizlikle ilgili alışkanlıklarımızı gözden geçirirken, hem sağlığımızı korumak hem de çevremizdekilere hijyenik bir ortam sağlamak adına bazı hijyen mitlerine dikkat etmemiz gerekiyor. İşte hijyenle ilgili doğru bilinen yanlışlar…
1. Duşta işemek zararsızdır 🤔
Kelly Clarkson ve Kenan Thompson’ın The Kelly Clarkson Show’daki konuşmaları, interneti adeta ikiye böldü. Clarkson, “Her seferinde işiyorum!” diyerek olayı doğallıkla kabul etti. Kenan Thompson ise “İğrenç buluyorum ama bazen istemeden oluyor” diyerek durumu biraz daha çekingen bir şekilde ele aldı.
Şimdi soruyoruz: Duşta işemek gerçekten zararlı mı?
Gelin, olaya bilimsel bakalım. Aslında duşta işemenin sağlık açısından kanıtlanmış bir zararı yok. Ama büyük bir AMA var! New Yorklu dermatolog Dr. Marisa Garshick’e göre, eğer cildinizde bir kesik varsa ve idrarınızda bakteri bulunuyorsa enfeksiyon kapabilirsiniz. İşte bu yüzden dikkatli olmakta fayda var.
Peki ya işin hijyenik boyutu?
Başkalarıyla paylaşılan bir duşta işemek pek hoş bir hareket değil. Yani evet, eğer tek başınıza yaşıyorsanız sorun yok ama ev arkadaşınızın sabah duşunuza girip “Neden buralar bir garip kokuyor?” diye sormasını istemezsiniz, değil mi?
2. Bacakları yıkamaya gerek yok, su zaten aşağı akıyor
Kelly Clarkson bu kez de “Bacaklarımı yıkamama gerek yok, su zaten aşağı doğru akıyor!” diyerek başka bir hijyen tartışmasını alevlendirdi. Ama gelin itiraf edelim: Hepimiz bazen buna inanmak istedik, değil mi?
Peki, gerçek ne?
Dr. Garshick’e göre bacakları düzenli yıkamak önemli, özellikle de gözle görülür şekilde kirliyse. Çünkü ter, kir ve ölü deri hücreleri sadece suyun akmasıyla yok olmuyor.
Ama cildiniz hassas veya kuruysa, her gün bacakları sabunla ovmak da iyi bir fikir değil. Çünkü sabun, cildin doğal yağlarını yok edebilir ve cildi daha da kurutabilir. Bu yüzden bacaklarınızı çok kirliyse yıkayın, ama günlük olarak hafif suyla durulamak da yeterli olabilir.
3. Duşta diş fırçalamak lavaboda yapmakla aynıdır
Zaman kazanmak için duşta diş fırçalamak mı? Kelly Clarkson’a göre acele anlarında harika bir çözüm. Ama işin uzmanlarına sorarsak pek de sağlıklı bir yöntem değil.
Sebep? Duş ortamı, nemli olduğu için bakteri üremesi için mükemmel bir alan. Ayrıca, diş fırçanızı duşta bırakıyorsanız, üzerinde bakteri üremesi de kaçınılmaz.
Ama illa ki duşta diş fırçalayacaksanız önce fırçalayın, sonra vücudunuzu yıkayın. Böylece sabun kalıntıları diş macununun yarattığı bakterileri temizleyebilir. Lavaboda fırçalamak en iyisi ama duşta yapacaksanız sıralamayı doğru yapın!
Ashton Kutcher ve Mila Kunis, “Kir yoksa banyo yapmam!” diyerek dünyayı şoke etti. Hatta Dax Shepard ve Kristen Bell bile çocuklarını banyo yaptırmayı bazen unutabildiklerini itiraf ettiler!
Peki, bilim ne diyor?
Dr. Darren Mareiniss’e göre günlük duş almak cildi kurutabilir ve doğal bakterileri öldürebilir. Yani her gün duş almak, sanıldığı kadar iyi bir şey değil. Ama yeterince duş almazsanız kötü koku, mantar ve bakteri enfeksiyonları kaçınılmaz hale gelebilir.
Egzama gibi cilt rahatsızlıkları olanlar için ise her gün duş almak tam tersine faydalı olabilir. Yani işin doğrusu cilt tipinize ve yaşam tarzınıza göre duş alışkanlığınızı belirlemek. Her gün duş almak şart değil ama düzenli yıkanmazsanız sosyal hayatınız tehlikeye girer!
5. Kulak çubuğu kullanmak zorundasınız
Hadi itiraf edelim! Birçoğumuz banyoda kulak çubuğunu elimize alıp kulağımıza daldırıyoruz. Ama bir dakika! O küçük pamuklu çubuklar gerçekten kulağınızı temizlemek için mi var? Aslında, hayır!
İlk olarak, kulak çubukları 1923’te Leo Gerstenzang tarafından icat edildi çünkü eşi, bebeklerinin kulağını temizlemek için kürdanın ucuna pamuk sarıyordu. Mantıklı, değil mi? Ama işin ilginç tarafı, bu çubukları üreten şirketler artık bunları hijyenik kullanım için bile önermiyor!
Peki neden? Kulak uzmanı Dr. Douglas M. Hildrew’a göre, kulak kendi kendini temizleyen bir sistem. Yani doğa zaten işini yapıyor! Kulak kiri, kulağı nemli tutuyor, bakterilere karşı koruma sağlıyor ve fazla kirler zamanla dışarı atılıyor. Yani kulak çubuğunu kulağınıza soktuğunuzda aslında temizlemiyorsunuz, aksine kiri daha da içeri itiyorsunuz. Bir nevi temizlik yaparken işleri daha da kötüleştirmek gibi!
Üstelik, kulak kanalı hassas bir bölge. O minik çubuklar, deriyi tahriş edebilir, küçük yırtıklara neden olabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. En kötü senaryo? Kulak zarınıza zarar verebilir ve işitme kaybına bile yol açabilir!
O zaman ne yapacağız? Hiçbir şey yapmayacağız! Kulaklarınızı kendi haline bırakın, eğer fazla kirlenme varsa sadece dış kısmı hafif nemli bir bezle silin. Kulak çubuğunu ise başka işler için kullanabilirsiniz – mesela makyaj düzeltmek ya da klavyenizin arasına sıkışan tozları temizlemek için!
6. Vajinal duş vücut hijyeni sağlar
Bir diğer hijyen efsanesiyle devam edelim! “Duş almak vajinayı temizler” düşüncesi tamamen yanlış! Evet, kulağa temizleyici bir işlem gibi gelebilir ama aslında vajinanın doğal florasını bozuyor ve birçok sağlık sorununa yol açabiliyor.
Peki bu duş işi nereden çıktı? 19. yüzyılda, kadınlar doğum kontrolünden tutun da enfeksiyonları önlemeye kadar birçok nedenle duş alıyordu. Hatta 1930’larda Lysol markasının dezenfektanları bile “vajina temizleyici” olarak pazarlanmıştı! Evet, yanlış okumadınız, bildiğimiz temizlik malzemesi Lysol!
Ancak günümüzde doktorlar bu yöntemi asla önermiyor. Dr. Mareiniss’e göre, vajina zaten kendini temizleyen bir organ. İçindeki faydalı bakteriler, kötü bakterileri dengede tutuyor ve doğal bir pH seviyesi sağlıyor. Ama siz duş yaparsanız, bu denge bozuluyor ve enfeksiyonlara davetiye çıkarıyorsunuz!
Hangi hastalıklara neden olabilir?
Bakteriyel vajinozis (BV): Vajinadaki sağlıklı bakteriler azalır ve kötü bakteriler çoğalır. Sonuç? Kötü koku, kaşıntı ve rahatsızlık!
Pelvik inflamatuar hastalık: Üreme organlarını etkileyen ciddi bir enfeksiyon.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riski: Duş, enfeksiyon riskini artırabilir.
Ektopik gebelik: Hamilelik sırasında duş yapmak, erken doğum riskini artırabilir!
O yüzden en iyi temizlik yöntemi hiçbir şey yapmamak! Sadece dış bölgeyi ılık suyla temizlemek yeterli. Vajinanızın doğal dengesine güvenin!
Şimdi, sıcak suyun elleri daha iyi temizlediği mitiyle devam edelim. “Sıcak su bakterileri öldürür” mantıklı gibi geliyor, değil mi? Evet, kaynar su bakterileri yok eder, ama ellerinizi kaynar suyla yıkamayı denediniz mi? Büyük ihtimalle derinizi haşlarsınız!
Dr. Mareiniss, sıcak suyun elleri yıkamak için gerekli olmadığını söylüyor. Ilık su da en az sıcak su kadar etkili! Asıl önemli olan, sabunu güzelce köpürtüp ellerinizi en az 20 saniye boyunca yıkamak.
Yani, suyun sıcaklığına fazla takılmayın. Önemli olan, doğru şekilde yıkamak! Ellerimizi nasıl yıkıyoruz?
Ellerimizi suyla ıslatıyoruz.
Sabunu güzelce yayıyoruz ve parmak aralarını, tırnak altlarını da unutmuyoruz!
En az 20 saniye boyunca ovalıyoruz.
Temiz suyla durulayıp iyice kuruluyoruz.
Bitti! Ne sıcak suya ne de gereksiz efsanelere ihtiyacımız var!
8. Yere düşen yiyecekler için beş saniye kuralı geçerlidir
Hijyenle ilgili doğru bilinen yanlışlar yazımızın sonuna geldik. “Yiyecek yere düşerse 5 saniye içinde alırsan temizdir!” Evet, bu kuralı hepimiz biliyoruz ama üzgünüz ki, bu tam anlamıyla bir şehir efsanesi!
Bu efsane, 1200’lü yıllarda Cengiz Han’ın yemek kurallarına dayanıyor. O dönemlerde “Han kuralı” diye bir şey varmış ve yiyecek yere düştüğünde belirlenen süre içinde alınırsa hala yenilebilir kabul edilirmiş. Ama günümüz bilim insanları bu konuda çok net:
“Yiyecek yere düştüğü anda bakteriler ona yapışır!”
Yani o 5 saniye falan hikaye! Özellikle mutfak, banyo, sokak gibi kirli yüzeylerde bu risk çok daha yüksek. Daha yiyeceği kaldırmadan milyonlarca bakteri onun üzerinde parti vermeye başlıyor! Tabii ki, evinizde sürekli temizlediğiniz bir yüzeye düşen bir parça ekmeği almak sizi öldürmez ama unutmayın, görünmeyen bakteriler her yerde! O yüzden en güvenli seçenek: Düşen yiyeceği çöpe atmak!