Her yeni bir yılda kendimiz ve hayatımızla ilgili bir şeyler öğreniyoruz. Hatta yıl bile olmasına gerek yok, ufak bir an ile bile aydınlanabiliyoruz. Tüm hayatımızı başkalarının istediği gibi yaşamak zorundaymışız gibi hissediyoruz ve bu bizi kafeslere kapatıyor. Özgür hissetmiyoruz. Her geçen gün biraz daha depresif bir hal alıyoruz. Çağımızın en büyük psikolojik sorunlarından birisi de depresyon ne yazık ki.
Sosyal medyada gereğinden fazla vakit geçiriyoruz, insanların yaşadıkları hayatlara bakıyor ve kendi hayatımızla kıyaslıyoruz. Herkesin hayatı toz pembe gibi görünüyor çünkü öyle göstermek istiyorlar. Bunları gördükçe içinden çıkılamayacak hallere sürükleniyoruz.
Aslında hayatımız ile ilgili, aşklarımızla, arkadaşlıklarımızla ilgili ufak birkaç öneriyi hayata geçirebilsek her şeyin daha kolay çözüleceğini biliyoruz. Bunu yapmak her zaman kolay olmasa bile yapabileceğimiz anların olmasını umut ederek, hayatın her halükarda yaşamaya değer olduğunu, en ufak anın bile önemli olduğunu tekrar hatırlamamıza yardımcı olabileceğini düşündüğümüz bir kaç önerimiz var.
1. Bencil olmak her zaman kötü bir şey değil.
Tüm hayatınız boyunca insanları düşünerek hareket etmek bir yerden sonra kendi hayatınıza odaklanmanıza engel oluyor. Aman karşımdaki üzülmesin, aman onu kırmayayım derken bir bakıyorsunuz ki aslında olmak istediğiniz kişi değil de karşınızdaki insanları düşünmek zorunda olduğunuz için bambaşka bir insana dönüşmeye başlıyorsunuz. Her zaman bencil olun demiyorum, ama her şeyden önce sizin fikirlerinizin önemli olduğunu düşünmeniz gerekiyor.
2. Yalnız hissetmeniz, yalnız birisi olduğunuz anlamına gelmez.
Bazı anlar gelir ki ne en yakın arkadaşınız ne aileniz ne de sevgiliniz size istediğiniz karşılıkları veremez. Uçsuz bucaksız bir kara delikte hapsolmuş gibi hissedersiniz. Yalnızlıktan nefes alamadığınızı farkedersiniz. Fakat bu yalnız birisi olduğunuz anlamına gelmez. Hayatımızdaki insanlarla her ne kadar karşılıklı değer verirsek verelim bazı anlar aynı frekanslarda olamayabiliyoruz. Bugün sizin derdinizi dinlemeye odaklanamayan birisi modunda olmayabilir. Kendinizi yalnız hissetmek için hiçbir nedeniniz yok. Bazen yalnız hissetmek iyi bile gelebilir. Hayatınızla ilgili dönüm noktalarına ulaşabilirsiniz.
3. Seks her zaman bir ilişki başlangıcı değil.
Biriyle tanıştınız ve ondan inanılmaz etkilendiniz. Karşılıklı olarak hislerinizin farkındasınız ve bir takım cinsellikler yaşandı diyelim. Bunu hemen ilişkiye yormak akıllıca bir davranış olmayacaktır. Cinsellik sizin için çok önemliyse ve cinsellik yaşadığınız insanın sevgiliniz olmasını istiyorsanız bundan emin olmadan bu işe bulaşmamanızda fayda var. Daha sonra üzülen taraf olmamak için ne istediğinizi tam olarak bilmek en doğrusu olacaktır.
4. Şeffaf olun.
İş/okul hayatınızda, özel hayatınızda her durumda olduğunuz gibi olun. İçinizden geçenleri karşınızdaki insanın anlamasını beklemeyin. Herkes sizin kadar anlayışlı olamayabiliyor. Bazen bizim beklentilerimiz karşımızdaki için hiçbir anlam ifade etmeyebiliyor. Bu durumda kalmamak için asla çekinmeden içinizden geçen her şeyi söyleyin. Tabi aşırıya kaçmamak şartıyla.
5. Hayattan ne istediğinizi bilerek adım atarsanız, pişman olma olasılığınız daha düşük olacak.
Serseri mayın gibi dolanıyoruz etrafta. Bir an düşünüp ne istediğimize karar vererek, hayatın bize sunduklarını bu ölçüde ele alabilirsek muhteşem rahatlayacağız. Ne istiyoruz, bunu sorun kendinize. Hayattan beklentimiz ne, kariyerimizden, aşk hayatımızdan beklentilerimiz ne bunları bilmemiz lazım.
6. Hayır demek sizin için zor olmasın.
Bahaneler uydurmanıza gerek yok. Bu haftasonu evinizde oturup bitiremediğiniz kitaplarınızla ilgilenmek isteyebilirsiniz. İnanın ki, kendinize ne kadar vakit ayırırsanız o kadar iç huzura kavuşuyorsunuz. Arkadaşlarınıza bunu tatlı bir dille ifade ederek biraz da olsun kendinize odaklanın. Çalıştırın yahu kafayı!
7. Hayatınızdaki insanı boş kıskançlıklarla sık boğaz etmeyin, kaçar gider nasıl gittiğini anlayamazsınız.
Biliyoruz kafanızda bin tane soru işareti var. O kız kim? Kiminle yazışıyor? Çevrimiçi ama bana yazmıyor!!!!!!! Yahu bir sakin olun. Herkesin bir hayatı var. Bu gibi sorunlara aşırı odaklanırsanız ilişkiniz inanılmaz bir şekilde sarsılmaya başlar. Bırakın bu haftasonu arkadaşlarıyla yalnız buluşsun. Bırakın bilgisayar oyunu oynayarak kafasını boşaltsın. Hep görüştüğü, konuştuğu kişi siz olunca saracağı kişi de siz olursunuz unutmayın. Karşılıklı olarak kendinize vakit ayırın.
8. Hayalkırıklıkları sizi hayata küstürmesin.
Her zaman istediğiniz karşılıkları alamayabilir, her zaman beklediğiniz durumların içerisinde bulunamayabilirsiniz. Bu hayatın sonu demek değil. Her zaman soğukkanlı olun. Depresif bir ruh haline girmek için kendinizi zorlamayın. Her şeyin bir oluru var.
9. Öfkenize hakim olun.
Çok sevdiğimiz insanların yaptığı en ufak bir şeye aşırı tepki vermemizin en büyük nedeni verilen aşırı değerdir çoğu zaman. Yakıştıramayız o hareketi o sözü karşımızdaki insana. Deliririz bazen. Kafasında Fedon gibi tabak kırmak isteriz ama ne gerek var şimdi buna o kadar masraf yani tabak. Öfkelendiğiniz zaman size iyi gelen bir şarkı açın çıkın temiz hava alın. Sonra sakin kafayla konuşun karşınızdaki insanla. Geri dönüşü olmayan laflar etmeyin. Bugün çıkmaz yarın kesin çıkar bunun acısı, unutmayın.
10. Başkalarının hayatlarına özenmeyin.
Siz bir bireysiniz. Kendi fikirleriniz ve kendi hayatınız olmalı. Başka insanların hayatını kendi hayatınıza entegre etmeye çalıştıkça siz olmaktan çıkarsınız. Fabrikadan çıkmış gibi ortalıkta hep aynı fikirlere sahip ve hep aynı hayatları yaşayan robotlara dönüşmek istemeyiz, değil mi.
11. Sosyal medyayı hayatınızın merkezi yapmayın.
Facebooka her girişinizde evlenen insanlar, kocişiyle kahvaltı yaptığını tüm dünyanın bilmesini isteyen yapmacık sonradan görme yeni gelinler, yılın 365 günü tatil yapan insanlar… Kalp spazmı geçirmeniz için daha ne isteyebilirsiniz ki. Uzak durun, nefes alın. Ne kadar çok sosyal medyada vakit geçirirseniz o kadar mutsuzlaşıyorsunuz. Kendi hayatınızı yaşamak yerine başkalarının hayatlarını izliyorsunuz. Sonra gelsin depresyon, hiç gerek yok.
12. Kendinize meydan okuyun.
Bugün 200 sayfa kitap okuyacağım, bu haftasonu 4 film izleyeceğim, bugün 50 squat yapacağım gibi maddelerle kendinize meydan okuyun. Hatta bir liste yapın, kendinizi ödüllendirin. Listeyi tamamladıkça yaşadığınız özgüven hissini tahmin bile edemezsiniz.
13. Ailenizle vakit geçirin.
Onlar şu an sizinle aynı mantıkta olmayabilir. Ama birlikte bir etkinlik yapmadan ne kadar keyif alacağınızı bilemezsiniz. Hayattaki yegane mutluluk ailedir. Onlara her zaman vakit ayırın. Aynı evin içindeki yabancılar olmayın.
14. Günün nasıl geçti demeyi alışkanlık edinin.
İnsanlarla her zaman iletişim halindeyiz ama nasıl olduklarını bilmiyoruz. Bazen yeri geliyor sadece işimiz düştüğünde yazıyoruz, arıyoruz, görüşüyoruz. Korkunç bir durum olmaya başladı bu. Hayatınızdaki insanlara önem verdiğinizi onların hayatını önemsediğinizi belli etmek için dağları aşmanıza gerek yok. İçten bir “Nasılsın?” demeniz bile karşınızdakini mutlu etmeye yeterli olabilir bazen.
15. Like almak için yaşamayın, yaşamak istediğiniz şeylere odaklanın.
Yaşamak istediğimiz hayatları değil de insanları beğeneceği hayatları yaşamaya çalışıyoruz. Bu ne saçmalık. Kitap okumuyor, fotoğrafını çekiyoruz bir kahve ile sonra kahveyi yarım bırakıyor, kitabı kapatıp sosyal medyada dolaşmaya başlıyoruz. Kitap okumayı sevmiyorsanız kitap okuyormuş gibi görünmenize gerek yok. Herkes kitap sevecek diye bir şart yok. Sevdiğiniz şeyleri yapın. Sevmediğiniz şeyleri yaparak sosyal medyada beğeni almak için olmadığınız insanlar gibi görünmeyin. Yapmaktan keyif aldığınız şeyleri yapın, her şeyi paylaşmak zorundaymışız hissinden kurtulun. Kendiniz için yaşarsanız her şey daha kolay olacak.