Ana sayfa » Yaşam » Enerji Vampirlerinden İyi Gün Dostlarına! Belirli Bir Yaştan Sonra Hayatınızdan Çıkarmanız Gereken 7 Arkadaş Tipi
Enerji Vampirlerinden İyi Gün Dostlarına! Belirli Bir Yaştan Sonra Hayatınızdan Çıkarmanız Gereken 7 Arkadaş Tipi
Gençlik yıllarında kurduğumuz arkadaşlıklar çoğu zaman eğlence, ortak zevkler ya da tesadüfi yakınlıklar üzerine kurulu olabilir. Ancak yıllar geçip hayatın temposu değiştikçe, gerçek dostluk ile sadece "arkadaşlık" arasındaki fark çok daha net bir şekilde ortaya çıkar.
Hayatın ilerleyen dönemlerinde ilişkilerimizin niteliği, niceliğinden çok daha kıymetli hale gelir. Gençlik yıllarında kalabalık sosyal çevreler, sık sık görüşülen arkadaş grupları, her hafta başka bir plan, başka bir sohbet olağandır. Ancak yaş aldıkça; zaman, enerji ve duygusal kapasitemiz daha değerli hale gelir. Artık sadece eğlenceli değil, güven veren, huzur sunan, içten olan arkadaş edinmek isteriz. Bu da çevremizi, özellikle de arkadaşlarımızı yeniden değerlendirmemize neden olur. Çünkü dostluklar; yaşamımızı ya besler ya da bizi tüketir. Özellikle belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra, bazı arkadaşlık tipleri hayatımızda yalnızca yük olmaya başlar. Sizi yoran, küçülten, motivasyonunuzu düşüren ya da sizi sürekli olarak duygusal anlamda sömüren bu kişilerle bağları koparmak, kendi ruh sağlığınıza yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden biri olabilir. Bu yazımızda, belirli bir yaştan sonra hayatınızdan çıkarmanız gereken arkadaş tipleri hangileriymiş birlikte bakacağız. Çünkü hayat kısa, enerjimiz sınırlı ve huzur her şeyden daha önemli.
1. Sürekli rekabet içinde olan arkadaşlar
İlerleyen yaşlarda hayatınızdan çıkarmanız gereken arkadaş tipleri listemize başlıyoruz. Hayat ilerledikçe, insanlar arasındaki ilişkilerde aradığımız şeyler de değişiyor. Gençken, arkadaşlar arasında ufak tefek rekabetler olur; bu kimi zaman motive edici bile olabilir. Ancak yaş aldıkça bu rekabetin yerini, daha çok dayanışma ve yoldaşlık almalıdır. Bir dost, sizi sürekli geçmeye çalışan biri olmamalı; tam tersine, başarılarınızı sizinle birlikte kutlayan, zorluklarda da yanınızda olan kişi olmalıdır.
Eğer bir arkadaşınız, sizin başarılarınız karşısında içten bir sevinç yerine kıskançlık hissediyor ya da kendi başarılarını sizin üzerinizde göstermeye çalışıyorsa, bu zamanla sizi hem yorar hem de ilişkiden keyif almanızı engeller. Bu tip bir rekabet, bir süre sonra duygusal olarak yıpratıcı hale gelir. Psikolog Carl Rogers’ın dediği gibi, gelişmiş insan kendini sürekli değiştirmeyi ve öğrenmeyi bilen insandır. Rekabeti bir kenara bırakıp, destekleyici ilişkiler kurmak da bu gelişimin bir parçasıdır.
2. Enerjinizi tüketen arkadaşlar
Bazı insanlar hayatınıza girer ve her görüşmeden sonra kendinizi daha enerjik, daha iyi hissedersiniz. Ama bazıları da vardır ki, ne zaman onlarla vakit geçirseniz, sanki içiniz boşalmış gibi hissedersiniz. Sizinle konuşur ama sizi dinlemez. Sizi merak etmez, sizin duygularınıza kıymet vermez. Kendisi anlatmak ister, siz ise sadece dinleyen taraf olursunuz.
Bu tür insanlar genellikle “enerji emici” olarak tanımlanır. Her zaman onların problemleri, onların derdi ön plandadır. Zamanla bu durum yıpratıcı bir hal alır. Duygusal destek tek taraflı hale geldiğinde, ilişkinin dengesi bozulur. Dr. Albert Bandura’nın da söylediği gibi, insanların hayattaki zorluklarla baş edebilmesi için özgüvene ve direnç göstermeye ihtiyacı vardır. Oysa böyle ilişkiler sizin direncinizi kırar. Eğer bir arkadaşınızla vakit geçirdikten sonra kendinizi ruhen tükenmiş hissediyorsanız, bu dostluğu yeniden gözden geçirmenin zamanı gelmiş olabilir.
Hayatın en belirgin özelliği, inişli çıkışlı olmasıdır. Hepimiz zaman zaman güzel günler yaşarız ama zor dönemlerden de geçeriz. Gerçek dostluk, işte bu zor zamanlarda ortaya çıkar. Eğer bir arkadaşınız sadece işler yolunda giderken yanınızdaysa, ama siz desteğe ihtiyaç duyduğunuzda ortalıkta yoksa, bu kişinin gerçekten dost olup olmadığını düşünmek gerekir.
Bazı insanlar sizinle sadece eğlenceli anlar paylaşmak isterler. Ne zaman keyfiniz kaçsa ya da bir sıkıntı yaşasanız, sessizleşirler, geri çekilirler. Oysa dostluk, sadece kahkahalarla değil; gözyaşlarıyla da yoğrulan bir bağdır. Zor zamanlarda yanınızda olmayan biri, belki de hayatınızda kalmayı hak etmiyordur. Unutmayın; gerçek dost, fırtınada da yanınızda kalandır.
4. Sürekli karamsar olanlar
Hayat bazen yeterince zorluyken, etrafınızda sürekli olumsuz düşünen birinin olması daha da yıpratıcı olabilir. Bazı insanlar vardır; onlara ne anlatırsanız anlatın, hep kötü tarafından bakarlar. Hiçbir şeyden tam olarak memnun olmazlar. İyi giden bir durumu bile mutlaka bir olumsuzlukla gölgelemek isterler.
Zamanla bu karamsarlık size de bulaşabilir. Araştırmalarda da bu durumun altı çiziliyor; buna “duygusal bulaşma” deniyor. Yani etrafınızdaki insanların ruh hali, sizin kendi ruh halinizi doğrudan etkileyebiliyor. Sürekli olumsuz düşünen biriyle zaman geçirmek, sizin de hayata daha karanlık gözlerle bakmanıza neden olabilir. Ruh sağlığınızı korumak için, bu tür insanlarla mesafeli olmak çok daha sağlıklı olabilir.
5. Her adımınızı sorgulayan arkadaş
Hayatımızda mutlaka her yaptığımıza yorum yapan bir arkadaşımız olmuştur. Yani, ne yapsanız onun mutlaka bir fikri vardır. Eleştiri yapmaktan asla geri durmaz.
Yapıcı eleştirinin yeri ayrıdır. Gerçekten iyi niyetli bir şekilde, sizi geliştirmeye çalışan, objektif eleştiriler elbette değerlidir. Ancak bazı insanlar eleştiriyi bir alışkanlık, hatta bir karakter özelliği hâline getirmiş gibidir. Sürekli olumsuz yorumlar yapan bu kişiler, zamanla sizin kararlarınızdan şüphe etmenize, özgüveninizin sarsılmasına neden olabilirler.
Bu tür arkadaşlar başta “açık sözlü” ya da “dürüst” gibi görünse de, zamanla üzerinizde baskı oluşturmaya başlarlar. Ünlü psikolog Abraham Maslow’un çok güzel bir sözü vardır:
“Herhangi bir anda iki seçeneğimiz vardır: Büyümeye doğru bir adım atmak ya da güvenliğe doğru bir adım geri çekilmek.”
İşte bu noktada karar vermek gerekir: Bu arkadaşlık beni büyütüyor mu, yoksa küçültüyor mu?
İlk başta, bir arkadaşınızın size sık sık ihtiyaç duyması, size değer verdiği izlenimini yaratabilir. Sürekli size danışması, sizin fikirlerinizi önemsemesi gurur okşayıcı olabilir. Kendinizi önemli, güvenilir ve vazgeçilmez hissedebilirsiniz.
Ancak zamanla bu durum bir dengesizliğe dönüşebilir. Bu kişi, hayatının her alanında sizden destek beklemeye başlar. Sanki kendi kararlarını tek başına alamıyormuş gibi davranır. Her problemini size anlatır ama siz onunkine göre çok daha küçük bir sorun yaşadığınızda ortalarda görünmez. Dahası, sizin ne hissettiğinizden çok, onun neye ihtiyacı olduğu önem kazanır.
Bu noktada ilişkinin doğası değişir: Siz, arkadaş değil bir kurtarıcı hâline gelirsiniz. Kendi hayatınıza ayırmanız gereken zamanı ve enerjiyi bu kişiye harcamaya başlarsınız. Belki de farkında olmadan, kendi gelişiminizi askıya alırsınız.
7. Karşılık vermeyen dost
İlerleyen yaşlarda hayatınızdan çıkarmanız gereken arkadaş tipleri listemizin sonuna geldik. Dostluk dediğimiz şey, çift yönlü bir yoldur. Tıpkı bir yol gibi, iki taraflı işler. Saygı, anlayış, zaman ve çaba karşılıklıdır. Yani sadece vermek ya da sadece almak üzerine kurulamaz.
Ama ne yazık ki bazı arkadaşlıklar tek yönlü hâle gelir. Siz ihtiyaç duyduğunuzda aradığınızda ulaşamazsınız, ama onların bir derdi olduğunda ilk sizi ararlar. Sizin özel günlerinizi unuturlar ama siz onların doğum günlerinde elinizden geleni yaparsınız. Dertlerini uzun uzun anlatırlar ama siz konuşmaya başladığınızda ya konuyu değiştirirler ya da dinlemezler.
Bu tür ilişkiler uzun vadede insanı yorar. Hele yaş ilerledikçe, enerjimizi daha seçici kullanmamız gerektiği ortaya çıkar. Sürekli olarak emek verdiğiniz ama hiçbir karşılık alamadığınız bir arkadaşlık, sizi sadece tüketir.
Böyle bir durumda kendinize dürüst olmalısınız:
Bu arkadaşlık bana ne katıyor? Ben bu kişiyle neden hâlâ görüşüyorum?